KOMİSYON KONUŞMASI

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Doğrusunu isterseniz, ben bu maddeyle ilgili olarak hâlâ yeteri kadar aydınlanmadığımız kanaatindeyim. Çünkü 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16'ncı maddesinden anladığım kadarıyla bu bölgede hazineye ait araziler var, belediyeye ait araziler var.

Şimdi, yine anladığım kadarıyla, bu yapı konut belgesi verildikten sonra özellikle hazine arazileri olanlar Bakanlığa tahsis edilebiliyor, belediyelerdekiler ise satılabiliyor benim anladığım kadarıyla. Yani her ikisi de; hazine arazisi üzerine yapılanlar da belediye arazisi üzerine yapılanlar da sonunda satılacak anladığım kadarıyla yani yapı belgesi alınan binalar satılacaklar.

Şimdi, bir kere, bir sorum şu: Bunların, bu arazinin kaçta kaçı hazineye ait, kaçta kaçı belediyeye ait? Bu bir, sormak istediğim ve anlamak istediğim şey bu. Çünkü anladığım kadarıyla bu araziler, öngörünüm arazileri bugüne kadar Boğaziçi Kanunu'nun dışında kalmış ve fiilen defakto olarak kurulmuş olan binalardan oluşan bölgeler bunlar; muhtemelen çoğu gecekondu niteliğinde belki de, bilemiyorum. Şimdi, bunların yapı belgesi alarak satılmaları söz konusu veya kat mülkiyeti hâline dönüştürülmesi söz konusu.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - O nereden çıktı?

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Çünkü şeyden öyle anlaşılıyor, bu geçici madde bunu söylüyor. Mesela okuyayım mı, istiyor musunuz? "Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması hâlinde bu taşınmazlar Bakanlığa tahsis edilir. Belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olanlar da Yapı Kayıt Belgesi sahiplerine rayiç bedelle belediyelerce doğrudan satılır." diyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Belediyeye devrediyor, o anlamda mı?

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Evet, belediyelere devrediliyor, belediyeler de satabiliyorlar; benim anladığım bu.

Şimdi, dolayısıyla da bu... Ben öyle hissediyorum çünkü biraz hani o kısmını değil belki, Boğaz'ın diğer kısımlarını biraz bilen bir insan olarak söyleyeyim ki burada büyük bir rant imkânı var. Burada böyle büyük şirketler, büyük inşaat şirketleri çok yüksek değerden satabilecekleri siteler oluşturuyorlar 2 katlı binalardan, 3 katlı binalardan oluşan; isim vermeyeyim ama biliyorsunuzdur bunları. Dolayısıyla da bu kararın...

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Belirlendiği alanlar içerisinde değil şu an, zaten yapılaşmış olan yerlerin içerisinde Sayın Katırcıoğlu yani boş arazileri falan bunun içerisine dâhil etmiyoruz, bunu zaten korumaya çalışıyoruz.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Hayır, tamam, o binalar...

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Mevcut, zaten orada şu an yapı yaptırılmıyor, herhangi bir şey çakamıyorsunuz, çivi çakamıyorsunuz oralara.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Doğrudur, öngörünüm olduğu için evet.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Normal imar kanunlarımızın yanında bir de Boğaziçi'yle ilgili bir kanun var, özel kanun var. O kanuna takılıyor zaten.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Doğru.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - İkincisi de orada kımıldamanıza imkân yok, sadece var olan yapılara kaydı vereceğiz. Şu istatistiği isteyeceğim, şeyi sordunuz: Ne kadarı hazineye ait, ne kadarı... Onu almaya çalışacağım, o bilgiyi isteyeceğim.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Muş, şöyle düşünelim: Diyelim ki 10 tane gecekondunun yapılmış olduğu ve gecekondu... Daha doğrusu, Boğaziçi Kanunu'ndan dolayı bunlara çivi bile çakılamaz durumdalar ama sonuç olarak bunlar fiilen sanki mülkiyetmiş gibi duran binalar. Şimdi siz diyorsunuz ki: "Biz bunlara Yapı Kayıt Belgesi vereceğiz ve bir anlamda satılabilir hâle getireceğiz bunları." Şimdi ben de diyorum ki: Burada ortaya çıkacak olan büyük bir rant var ve dolayısıyla bu kaç metrekaredir, nedir; bizim bilmemiz lazım. Yani bunlar satılacak da nasıl olacak, doğrusu bunu tam anlayamıyorum.

Bir de demin dediniz ki, gerekçe olarak da söylediğiniz şey şu oldu: "Bunları yıkamayız bu saatten sonra." Ama Sayın Muş, benim hatırladığım kadarıyla, Üsküdar Kirazlıtepe'de, cami de dâhil olmak üzere, orada büyük bir yerleşimi yıktınız.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Öyle değil, yok.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Peki.

BAŞKAN - Sayın Muş, bir dakika, kayıtlara girmiyor.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şunu söyledik, dedik ki: Türkiye'de binlerce, milyonlarca kurallara uygun yapılmayan bina var, imar barışıyla beraber bunlar kayıt altına alındı. Şimdi ne yapacaksınız bu binaları? Hepsini yıkabiliyor musunuz? Yıkamıyorsunuz, onu söyledim. "Bunlar hangi dönemde yapıldı, şu dönemde yapıldı, şu partinin elinde yapıldı." gibi bir istatistik de yok elimizde, yapılmış. Dolayısıyla bunları çözmeye çalışıyoruz.

Şimdi, Boğaz olan kısma gelelim. Şimdi, binlerce yapı var; yıkmak bir çözüm mü? Çözüm, yıkabilirsiniz.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ama parantez içinde, Kiraztepe'yi yıktınız, onu bir açıklar mısınız?

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi bakın, şöyle: Kiraztepe'de kaç tane konut yıkıldı?

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Vallahi orada kentsel dönüşüm çerçevesinde bir mahalle yok edildi bildiğim kadarıyla.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Tamam. Peki, ne yapıldı onlara, nereye gitti o insanlar? Bir yere taşındı bu insanlar.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Vallahi yine bildiğim kadarıyla, caminin imamı dâhil olmak üzere, halkı ayaklandırıp caminin yıkılmasını önlemeye çalıştılar ama geldiler, sabaha karşı cami de dâhil olmak üzere yıktılar. Benim bildiğim bu.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, arkadaşlar, orada bir cami yıkılır başka yerde bir cami yapılır. Şimdi, dolayısıyla "Camiyi yıktınız..." Bunun da özellikle altını vurgulaya vurgulaya... Bizim zaten İstanbul'da yaptığımız camiler ortada; dolayısıyla, bu anlamda sanki "Efendim camileri yıkıyorlar..." Siz de ona sarıldınız herhâlde, oradan eleştirdiniz bizi. Orada yanmışsa, eskimişse, çürümüşse, temelsizse... Şu an Güngören'de var bir cami, temeli kayıyor, yıkıyoruz, yeniden yapacağız onu yani bu yıkılır, cami dediğiniz yeniden yapılır.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Hayır Sayın Muş ama bakın, benim söylemek istediğim şey şu: Gerektiğinde yıkabiliyorsunuz, onu söylemeye çalışıyoruz.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Peki, nereye gitti o insanlar? Bir kentsel dönüşüm yapılmışsa planlanması yapılır.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Vallahi bilmiyorum nereye gittiklerini, takip etmedim ama...

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, Hocam, bakın Sayın Katırcıoğlu, bu dediğimiz yerlerde, Sarıyer'de nüfus ne kadar? 500 bin var mı? Civarındadır. Beykoz'un nüfusu ne kadar Hocam? Üsküdar'ın nüfusu? Dolayısıyla, yüz binlerce insan yaşıyor. Şimdi, yüz binlerce insanın yaşadığı bir yerin tamamını buradan nakledebilir misiniz onu söylüyorum.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bunu anlayabilirim de ben sözünüze itiraz etmek için söyledim, demek ki bazen de yıkılabiliyor; o önemli değil.

Diyelim ki dediğiniz gibi düşünelim ama ben de diyorum ki bu araziler Boğaz'ı gören araziler olduğu için değerleri çok yüksek. Şimdi, bu rayiç bedel nasıl belli olacak, bu Hazineye nasıl geçecek, Hazine bunun satışını nasıl gerçekleştirecek? Bütün bunlar çok büyük çapta bir operasyon gibi geliyor bana.

Ve tabii bir soru daha soracağım: Bu kadar acil miydi bu iş? Yani bugün bunu tartışmak durumunda kaldık. Hani diyorum ki: Trafik yasası eyvallah, yılbaşı itibarıyla uygulansın ama bu o kadar acil miydi yani biraz inceleseydik şunu?