EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şu ana kadarki konuşmacı arkadaşlar epey örneklerle de değindiler. Şimdi, burada, evet, belki düşünülen ya da düşündürülmek istenen, özellikle, köylerde yaşayan, üretim yapan, gerçek anlamda "köylümüz" diye, "üreticimiz", "çiftçimiz" diye tarif ettiğimiz insanların bir mağduriyetinin giderilmesi gibi görünse de içeriğine baktığımız zaman, kapsamına baktığımız zaman burada dikkat edilmesi gereken şey -bu arada, Sayın Muş zannederim çıkmış, yok kendisi- köy vasfını kaybetmiş yerler ile bunların dışında kalan yerleşim yerlerinin birbirinden nasıl ayrılacağının bir tanımının yapılması gerekiyor. Şimdi, hakkaniyet çerçevesinde ve eşitlik ilkesi çerçevesinde -yine, detaylarına girmeyeceğim uzun uzun- konuşmacı arkadaşların değindiği endişeleri giderecek şekilde önlemler alınacak mı yoksa hakikaten -deminden beri bahsedilen- işte, yazlıkçılar, kışlıkçılar, otel sahipleri, tesis sahipleri de bundan faydalanacaklar mı? Bu noktada Belediyeler Birliği yetkilisinin biraz önce değindiği durumlar önemliydi, bunlar dikkate alınacak mı, yoksa bu hâliyle mi geçecek? Bu kapsamda bu bölgelerde yaşayan herkes bundan yararlanacak mı? Eğer öyle olacaksa bu doğru bir madde, doğru bir kanun maddesi, kanun değişikliği değil. Eğer arada bir fark yaratılacaksa, o zaman, evet, mağduriyetlerin değerlendirilmesi noktasında düşünülebilir. Zaten ilk başta geneli üzerinde yapmış olduğum konuşmada da belirtmiştim, bütünşehir yasası genel itibarıyla çok doğru uygulanmış, doğru bir uygulama değil, aslında tamamen kaldırılmalı, biz bunu teklif ediyoruz, yeni bir düzenleme getirilmeli. "Özellikle köy vasfını kaybetmemiş yerlerdeki vatandaşların hizmet almasını sağlayacak." diye getirilirken hizmet almasının önüne geçmiş bir yasadır, âdeta hizmet almaması üzerine kurgulanmış bir yasadır. En güzeli bu yasayı tamamen geri çekmek ve bu maddedeki düzenlemeleri de biraz önce dediğim gibi biraz eşit ve hakkaniyet ilkesiyle değerlendirmek diye dikkatinize sunmak istiyorum.