KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

11 Haziran 1868'de Hilal-i Ahmer Cemiyeti adıyla kurulan, 1947'de de Türkiye Kızılay Derneği ismini alan çok önemli bir kurumu konuşuyoruz. Tabii ki Türkiye Kızılay Derneği ülkemiz açısından, bizim açımızdan tarihî öneme sahip olan bir kurum. Savaşta, barışta, felaketlerde her daim hem yurt içinde hem de yurt dışında yapmış olduğu hizmetlerle gerçekten bizim gözbebeğimiz. Ama şimdi bu yapılan düzenlemelerle birlikte görüyoruz ki -özel düzenlemelerle, benden önce konuşan tüm arkadaşlarımız da bunu söyledi- gerçekten bu kadar kutsal bir aileye, kutsal bir kuruma birtakım şaibeler, birtakım gölgeler düşüyor. Bu hak etmediği bir yönetim anlayışı. Bundan hepimizin imtina etmesi gerekiyor. Kurumları ve kuruluşları, özellikle Kızılay gibi kurum ve kuruluşları bu kadar şaibe altında bırakacak ve bu kadar kirli ilişkilerin içerisine sokacak tutum ve davranışlardan hem iktidar partisinin hem bizlerin özellikle imtina etmesi gerekiyorken maalesef getirilen bu düzenlemelerle beraber gerçekten hicap duyuyoruz.

Özellikle bu tip konuların, çeşitli kurum ve kuruluşlardan gelen bürokrat arkadaşların yanında zaman zaman ölçüyü kaçırdığımız tartışma biçimleriyle tartışılması ayrı bir hüzün veriyor bizlere. Bunun nedeni de iktidar partisinin getirmiş olduğu bu teklif ve önerilerin burada bu şekilde tartışılmasından kaynaklanıyor. Yasa yapma tekniği, biçimi, şekli, kanun teklifi itibarıyla gerçekten hoş olmayan bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Zaman zaman buradaki konuşmalarda, buradaki yorumlama biçimi itibarıyla da çok kötü durumda kaldığımızı düşünüyorum.

Şimdi, tabii ki Kızılaya sahip çıkmak, Kızılayın gelir kaynaklarını artırmak, Kızılayı gerçekten önemli bir yere taşımak hepimizin görevidir, öyle de olmalıdır. Ama bunun çerçevesi çok dikkatli ve özenli seçilmelidir. Kızılay son on yıl içerisinde iktidar partisinin âdeta arka bahçesi hâline dönüştürülmüş ve birtakım insanlar tarafından özel olarak kullanılan bir kurum hâline getirilmiştir. Ne yazık ki buna imtina gösterilmemiştir ve bu şekilde kötü bir noktaya getirilmiştir.

Şimdi, diğer maddelerde Yeşilayı da konuşacağız. Şimdi, Kızılaya, Yeşilaya yapılan bu özel düzenlemelerin diğer kurumlara da yapılması gerekiyor. İşte, Darüşşafaka söylendi, efendim Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği var, LÖSEV var, birçok hayır kurumları var. Bunlarla ilgili de bunların yapılması gerekirken maalesef yapılmıyor.

Şimdi, mesela, ben Kızılay Temsilcisine sormak istiyorum: Doktor Şerafettin Kılınçel'i tanır mısınız Sayın Temsilci?

TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKAN VEKİLİ NİHAT ADIGÜZEL - Evet.

MUSA ÇAM (İzmir) - Peki, bu Doktor Şerafettin Kılınçel'in iş akdini feshettiniz mi? Neden ettiniz, niçin ettiniz? Bunun cevabını öğrenmek isterim ben sizden. Ama benim bildiğim kadarıyla, Zarraf'ın ve adamının Kızılaya yapmış olduğu bu bağışlardan sonra çeşitli gazete ve basın-yayın organlarında, sanal âlemde birtakım karikatürler yayınlandı. Bu doktor arkadaş da -ben tanımam bilmem, basından öğrendiğimiz kadarıyla- bunları sanal âlemde paylaştığı için Doktor Şerafettin Kılınçel'in, Isparta Kan Bağış Merkezinde görev yapan bu doktorun iş akdi feshediliyor. Neden? Hem "Bağışı aldık." diyorsunuz, "İade etmemiz mümkün değildir." diyorsunuz. Saklı da değil, gizli de değil ama bunu yayınlayan doktorun iş akdini feshediyorsunuz. Neden, niçin? Bunun cevabının burada verilmesi gerekiyor ve bizi aydınlatmanız gerekiyor ama vereceğiniz cevabın son derece makul, insani ve ahlaki olması gerekiyor. Yoksa "Biz yaptık, aldık kararı." diyerek bu işleri geçiştiremezsiniz.

Dolayısıyla, evet, Kızılay bizim gözbebeğimizdir: Bunun için yapılması gereken her türlü fedakârlığı, iktidar partisi, muhalefet partisi olarak elimizden geleni yapalım ama örtülü, gizli kapaklı işlerin olmaması gerekiyor ve bu tip kurumları ve kuruluşları bizim töhmet altında bırakmamamız gerekiyor, birtakım kirliliklere ve çirkinliklere alet etmememiz gerekiyor. Başka alanlarda zaten yeteri kadar arka bahçe yapıyorsunuz ama hiç olmazsa bu tip kurum ve kuruluşları arka bahçe yapmayalım. Bakanların, Başbakanın, Cumhurbaşkanının yakınlarını oraya seçtirterek bir yere varma şansımız yok arkadaşlar. Bu işleri yapacak birçok gönüllü arkadaşımız var dışarıda. Onların oralarda görev yapması gerekirken sadece iktidar partisinin bakanlarının, başbakanların veyahut da milletvekillerinin görev aldığı yerler olmaması gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.