KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şunu söylemek isterim birkaç cümleyle ki bir kamu kaynağını konuşuyoruz, konuştuğumuz konu bir kamu kaynağıyla ilgili.

Şimdi, öncelikle hatırlatmak isterim ki bir vergileme ilkeleri vardır. Nedir bunlar? Ana hatları itibarıyla eşitlik ilkesi, genellik ilkesi ve adalet ilkesi. Şimdi, bu istisna ve muafiyetler, maalesef bu eşitlik, genellik, adalet ilkelerini, vergileme ilkelerini genelde bozan düzenlemeler.

Ben gayet iyi hatırlıyorum ki Sayın Maliye Bakanının en çok söylediği konulardan birisi de gerek Komisyonda; Genel Kurulda veya kamuoyunda, vergi kanunlarındaki istisna ve muafiyetleri daraltacaklarını ifade ettiler. Bunlar söylem olarak dile getiriliyor ama tam aksi, istisna ve muafiyetleri genişleten ve bunu dejenere eden düzenlemeler yapılıyor.

Şimdi, katma değer vergisinin mantığı nedir? Katma değer vergisinin mantığı şudur özü itibarıyla: Bir malın ve hizmetin ilk üretiminden son tüketim aşamasına kadar kayıt altına alınarak bir kayıt nizamının oluşturulmasıdır, asıl esprisi de budur. Neticede, tahsil edilen katma değer vergileri vergi sorumlusu sıfatıyla ilgililer tarafından yine devletin bütçesine katma değer vergisi geliri olarak kaydedilmektedir. Kızılay da bu ülkenin kamu hizmeti yapan bir kurumudur. Yani bu kadar istisna, muafiyet yapmaya da gerek yok özü itibarıyla.. Yani bağış ve yardımlar da alsa, kendi gelirleri de olsa... Yani herkes bu kanuna uysun. Kanunları niye getiriyoruz? Uyulsun diye. Ancak, 1985 yılında gayet iyi hatırlıyoruz ki -üzerinde en hassasiyetle korunan hüküm- katma değer vergisinin istisna ve muafiyetleri yok denecek kadar azdı. Ancak her geçen yıl bu genişletile genişletile artık istismar edilir bir hâle geldi. Bundan da kaçınmak lazım. Yani hadiseye bu yönüyle de bakmakta fayda var. O zaman bunlar ayak bağı oluyorsa katma değer vergisini tümden kaldıralım gitsin. Yani sadece normal vatandaşa mı uygulanacak bu kanunlar?

Sayın Başkan, evet, tamamladım.

Teşekkür ederim.