KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu konuyla ilgili vermiş olduğumuz önergede, evet, Kızılay için yapılması gereken her türlü şeyi yapalım, buna bir itirazımız yok ama bunun yanı sıra, Kızılayın dışında yine Darüşşafaka var, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği var, LÖSEV var, buna benzer birçok kurum ve kuruluş var. Bunların da mutlaka bu KDV olayından faydalanması gerekir ama gördüğümüz kadarıyla buna direniyorsunuz. Yapmış olduğunuz yanlıştır. Burada adını saydığımız ve sayacağımız birçok dernek ve vakfın da bundan faydalanması gerekiyor.

Şimdi, aradan önce Sayın Orman ve Su İşleri Bakanı vardı, İSKİ'yle ilgili birtakım atıflarda bulundu. İSKİ olayı, yani, altmış yıllık çok partili dönemde, bütün siyasi partilerin iktidarda olduğu dönemlerde, bizim de iktidarda olduğumuz dönemlerde birçok yolsuzluk ve şaibe olmuştur. Bunlardan bir tanesi, mesela 12 Eylülden önce bizim Hükûmette olduğumuz bir dönemde Tuncay Mataracı ve Hilmi İşgüzar'ın adı birtakım şaibelere bulaşmıştı. Bunlar Yüce Divana gittiler, yargılandılar ve cezaevine girdiler, hesap verdiler bunlar, yattılar bunlar, bunlar yattılar yani, cezalarını çektiler ama Yüce Divana gittiler, yargılandılar. Rahmetli Ecevit ve kabinesi şunu söylemedi: "Ha, Yüce Divana gitmelerine gerek yok. Parlamentoda bunları oylayalım, bunları aklayalım." Böyle bir tutum ve davranış içerisine girmedi ve aklandı ve Mataracı da, Hilmi İşgüzar da yargılandılar ve cezaevine girdiler ve cezalarını çektiler.

İSKİ olayında bir genel müdür bir şaibeye bulaştı, dönemin Belediye Başkanı Nurettin Sözen bizzat kendisi şikâyette bulundu, ihbarda bulundu ve İSKİ Genel Müdürü yargılandı, hapis yattı, cezasını çekti ve çıktı. Daha sonraki Hükûmet döneminde Mesut Yılmaz, Cumhur Ersümer, Koray Aydın, Hüsamettin, bunların hepsi gittiler Yüce Divanda yargılandılar, kimileri aklandı, kimileri ceza aldılar; onlar ayrı bir konu.

Şimdi konuştuğumuz konu 17-25 Aralık meselesi, Sayın Bakan Eroğlu "Bu bir komplo" dedi. Olabilir, olabilir, bir komplo olabilir ama bunu aklama yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi değil, biz değiliz. Biz ne hâkimiz ne savcıyız ne yargıcız ne avukatız; değiliz biz. Gideceklerdi Anayasa Mahkemesine, Yüce Divana gideceklerdi, orada yargılanacaklardı, yargı da orada diyecekti ki: Bir komplodur, bir yolsuzluk yoktur, bir şaibe yoktur. Efendim, falanca bakan 750 bin liralık kol saati almamıştır, öbürü Rıza Zarraf'ın önünü yatmamıştır. Efendim...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Çam, çağdaş yaşamla ilgili söyleyecek hiçbir şeyin yok mu ya?

MUSA ÇAM (İzmir) - Dönemin Başbakanıyla oğlu arasında eurolu hesapları konuşulmamıştır. Bunlar olacaktır veyahut da diğer bir bakanın çikolata kutusu içerisinde milyon dolarlar yoktur, aklanacaklardı. Biz de diyecektik ki, evet, hakikaten 4 bakan suçsuzmuş, söyleyecek bir sözümüz yok. Söylediklerimizi geri alırız. Bu yapılmadı. Şimdi bunun adına "komplo" demek mümkün değildir. Dolayısıyla Sayın Eroğlu'nun söylemiş oldukları yanlıştır.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Çağdaş yaşam neresinde bunun?

MUSA ÇAM (İzmir) - Şimdi elimde bir resim var şu anda, isteyen arkadaşıma da gönderirim. Biliyorsunuz Bank Asya'ya el konuldu. Şimdi elimde bir resim var, Bank Asya'nın açılış töreni. Kurdeleyi kesen dönemin Başbakanı Tansu Çiller. Sağ tarafında geçen dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sol tarafında -hemen- bugünün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, arkasında hemen Numan Kurtulmuş, Numan Kurtulmuş'un hemen arkasında da Fethullah Gülen var arkadaşlar. Resim burada. Birlikte kurdelesini kestiğiniz, birlikte açtığınız bankaya bugün şimdi kendi iç hesaplarınızdan dolayı el koyuyorsunuz arkadaşlar. Böyle bir birlikteliğimiz yok, böyle bir yol arkadaşlığımız da yok ama otuz yıldır birlikte yol yürüdüğünüz, kırk yıldır birlikte yol yürüdüğünüz "Ne istediler de vermedik?" dediğiniz insanlarla şimdi bu hâle geldiniz. Olabilir, ömür boyu, siyasette, beraberlik de yok, öbür boyu düşmanlık da yok; olabilir bunlar ama şimdi bütün bunlar olup bittiğinde "komplo" diye söylemek haksızlık olur. Bunun sonunda er veya geç mutlaka Yüce Divan olacaktır ve Yüce Divanda bunun hesabı da sorulacaktır.

Teşekkür ediyorum.