KOMİSYON KONUŞMASI

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Sayın Başkan, teşekkür ederim ama Sayın Ekşi'nin eleştirilerinde bir haklılık payı olduğumu düşünüyorum çünkü biraz önce iktidar partisinin bir milletvekiline on dakika süre verildiği zaman "Ben bunu pek kullanmak istemiyorum, polemik olsun diye söz aldım." demişti.

Evet, değerli arkadaşlar, bana kalırsa 24'üncü Dönemin en özgün bütçesini tartışıyoruz. Birkaç nedenle, siyasi nedenler bunlar. Birincisi 2015 bütçesi bir Anayasa ihlalini gösteriyor yahut da bunun başlayacağını yahut da süreceğini gösteriyor. İkincisi, 2015 bütçesi israfı, tevazunun yerini tekebbürün aldığını gösteriyor. 2015 bütçesi adaletsizliği, saygısızlığı gösteriyor. Türkiye'de 400 bin gıda yoksulu yahut aç varken asgari ücret 850 lirayken madende çalışanın yemek bulamadığı bir dönemde ne yazıktır ki bu bütçe merhametin de yitirildiğini ve tekebbürün bunun yerini aldığını gösteriyor özellikle Cumhurbaşkanlığı bütçesine baktığımız zaman.

2015 bütçesi bu cumhuriyetin kurucusunun -ki kimileri bu kurucu hakkında "Tek Adam", "Ebedi Şef" tabirlerini kullanmıştır- onun ikametini beğenmeyip de kimilerinin kaçak saray, kimilerinin "ak saray" dediği bir ucubenin, bir kaçak binanın içine yerleşmeyi gösteriyor.

Değerli arkadaşlar, çok açık konuşalım. Bakınız, bu bütçede, bu oturumda Cumhurbaşkanlığı bütçesini ve Meclisin bütçesini beraberce tartışıyoruz. Bence çok iyi, çok olumlu çünkü her ikisini birlikte görebiliyoruz. Hatta Başbakanlık bütçesini de içine katarsak nasıl bir siyasi pozisyonla karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Biraz önce Sayın İzzet Çetin söyledi. Bakınız, Başbakanlık bütçesine baktığımız zaman Başbakanlık bütçesinde azalış var 2014'e göre. Demek ki Başbakanlık ya daha tasarruf yapar hâle gelmiş ya da daha önce Başbakanlık konumunda oturan kişi müsrif bir kişiymiş; her ikisinden biri. Şimdi eğer ikincisi ise şunu anlamamız lazım: Peki, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna geçince ne olmuş? Şimdi bakınız Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 108 arttığını biliyoruz ama bence en özgün tarafı şu: Mal ve hizmet alımlarındaki artış yüzde 140. Şimdi ne var, ne alıyorsunuz? Alacağınızı aldınız, sarayı yaptırdınız, her şeyi koydunuz içine. Ne alacaksınız 2015'te özellikle bilmediğimiz? Bunu öğrenmek istiyorum. Sayın Genel Sekreterden özellikle bunu öğrenmek istiyorum. Mesela kaç otobüs alınacak, kaç miting düzenlenmesi düşünülüyor; kaç broşür basılacak; nasıl bir şey yapılacak da 2015 yılında bu kadar büyük bir harcama kalemi ortaya çıktı? Bunu gerçekten öğrenmek istiyoruz.

Şimdi, dedim ya Parlamenter sistemden çıkıp başka bir sisteme geçtiğimizi gösteriyor. Neden bunu söylüyorum, onu söyleyeyim. Bakınız, biraz önce Meclis Başkan Vekili bize yasamayla ilgili bazı rakamları verdi. Onun verdiği rakamlarla söylüyorum: 23.766 soru önergesi verilmiş, bunun 9.228'i yanıtlanmamış. Kimisi süresi içinde yanıtlanmış, kimisi süresi dışında yanıtlanmış. Süresi dışında yanıtlanmayı yanıtlanma saymamak gerekir çünkü o zaman da Meclis gerçekten tam bir denetim yapamıyor demektir, zamanında denetimi yapamıyor demektir. Çünkü meclislerin iki fonksiyonu var. Sadece yasama değil. Yasama hızlı ki o çok iyi bir şey değil ama aynı zamanda da denetleme akamete uğruyor. Şimdi Meclisteki soru önergelerinin yüzde 40'a yakını eğer yanıtlanmıyorsa burada yapılması gereken bir şey var. Biraz önce başka bir arkadaşım da sordu. Hangi bakanlıklar acaba yanıt vermiyor veya özellikle yanıt vermeyen bakanlıklar hangileri, bunların teşhir ve ilan edilmesi gerekiyor. Çünkü onlar, Meclisin denetim görevini yerine getirmesini engelleyen bakanlar yahut da bakanlıklar. Bunun anlaşılması gerekiyor.

Şimdi, bakınız, bir şey söyleyeyim: Amerika'dan aldığımız bir gelenek var, yasada da var. Merkez Bankası yılda 2 defa Plan Bütçe Komisyonuna sunum yapıyor. Bu Amerika'da Federal Rezerve geliyor, Mecliste sunum yapıyor ve Merkez Bankasının denetimini Plan Bütçe Komisyonu yapıyor. Ama orada Plan Bütçe Komisyonundaki o tartışma naklen veriliyor.

Şimdi, ben merak ediyorum: Plan Bütçe Komisyonunun Başkanı burada değil ama Başkan Vekili burada, neden acaba Merkez Bankasının sunumu naklen Türk halkına sunulmuyor? Böyle bir denetimi Meclis yaparken halk bunu niye izleyemiyor? Meclis Televizyonunun bu kadar yayın hakkı olmasında ne var? Şimdi, biraz önce...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Müsaade ederseniz Sayın Başkan...

BAŞKAN - Bir toparlarsanız lütfen.

Buyurun.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Meclisin tam bir denetim yapabilmesi için, Meclis halk adına bu işi yaptığına göre ve halkın temsilcileri olduğunu göre, Meclis Televizyonu da olması gerekir.

Bakınız, uzun yıllar İngiltere'de Meclis televizyona kapalıydı. Fakat büyük bir reform yaptılar ve İngiltere'deki Meclis tartışmalarının tamamını halka yayınlar hâle geldiler. Niye Türkiye'de Türkiye Büyük Millet Meclisi halka tam anlamıyla yayınlarıyla kendini göstermiyor, tam bir şeffaflık sağlamıyor?

Şimdi, açıkçası şunu merak ediyorum: Bin odada ne yapılacak? Bu kaçak saray aslında Başbakanlık olarak mı yapıldı, Cumhurbaşkanlığı olarak mı yapıldı? Eğer Başbakanlık olarak yapıldıysa -hukuki tarafını bırakıyorum, siyasi tarafına bakıyorum- niye Başbakanlığa verilmiyor? Demek ki yapılma işleviyle kullanma arasında çok büyük bir fark var. Bu anlamda da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının tercihinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Madem Başbakanlık için yaptınız, Başbakanlık için kullanmıyorsunuz, o zaman bir eğitim kurumuna verilir, Orta Doğu Teknik Üniversitesine verelim, çocuklar eğitilsin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Güneş, lütfen toparlar mısınız....

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Toparladım, bitti.

Teşekkür ediyorum.