KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın üyeler, ben de açıkçası toplantının insicamını bozmamak adına önceki oturumda söz almamayı tercih etmiştim çünkü meslek kuruluşlarının temsilcileri vardı, evvela onları dinlemeyi daha uygun buldum. Şimdi, tabii, ister istemez 2'nci maddeye bir takılma vaziyeti söz konusu. 3'üncü maddeye ilişkin de konuşacağım ama öncesinde 2'nci maddeye dair ufacık bir parantez açmak istiyorum.

Burada bahsedilen destek bir devlet desteği. Dolayısıyla aslında bizim buradaki kompozisyonda bir dengeye ulaşmayı öngörmemiz aslında herhangi bir tartışmaya mahal vermeyen bir husus. Neden? Çünkü kanun maddesine baktığımızda 3 üye bu alanda çalışan öğretim üyelerinden tercih edilecek. 1 Bakanlık yetkilisi ve 3 meslek kuruluşu üyelerinden bahsediliyor. Dolayısıyla aslında burada bir denge sağlanmış olduğunu görüyoruz ve açıkçası bunda da herhangi bir beis görmüyorum. Ve diğer hususları da nazara alacak olursak, mesela burada dizi filmlerinin destek kapsamına alınması dünyanın çok çeşitli yerlerinde Türk dizilerinin dolaşıma sokulduğunu da dikkate alacak olursak hakikaten önemlidir.

Yine, önceki oturumlarda zannedersem Sayın Tiryaki bahsetmişlerdi, Ayşe Keşir Hanımefendi'nin de kısa bir atfı oldu. Toplumsal çatışmayı ya da sınıfsal çatışmayı tetikleyen bazı dizi filmlerin de bu noktada desteklenmemesi, vesaire gibi bir noktaya temas etmişti Tiryaki Bu noktada, bu tip dizi filmlerin varlığı dolayısıyla dizi filmlerinin yekûnen desteklenmesinin engellenmesi hususunun ötesinde, evet, dizi filmler desteklenmeli ama hakikaten o noktada toplumsal, sınıfsal çatışmayı bir şekilde tetikleyen, aslında, şiddeti meşrulaştıran yapımların da bir elekten geçmesi noktasında bu tip kurulların faaliyetinin de çok ciddi anlamda önem kesbedeceği kanaatindeyim.

Bu noktada, 3'üncü maddeye gelecek olursak bir sansür imasıyla karşı karşıyayız. Biz az evvel, burada, önceki oturumda bırakın insanların cümleleri üzerinden bir sataşma yapılmasını, insanların mimiklerine dahi takılındığını gördük. Dolayısıyla burada biz bir sansürden bahsedeceksek milletin Meclisinde dahi insanların mimikleri üzerinden niyet okuyuculuğuna soyunulduğu kanaatine burada hep birlikte, müştereken şahit olduk, bu kanaat hepimizde oluşmuş oldu.

Ve bunun ötesinde de yine, önceki oturumda şu benim çok dikkatimi çekmişti. Bütün konuşmacıları büyük bir dikkatle dinlemeye çalıştım ve notlar aldım. Bir hatip dediler ki: "Sanatçı muhalif oldukça özgürdür." Muhalif olmayan sanatçılar da özgürdür. Belki dimağınıza yeni bir şey katmak istiyorum açıkçası bu noktada çünkü özgürlüğün tek şartı muhalif olmak değildir. Biz burada muhalif olmayan sanatçıların da özgürlüğünü savunmak durumundayız. Dolayısıyla burada dengeli bir kompozisyonda desteklerin sunulması hakikaten önemlidir. Burada şu an mevcut kanundaki 7'nci maddeye baktığımızda ilk paragrafın son cümlesinde "Değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan filmler ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz." Bu madde aslında sizde bir miktar sansür imasını tetikleyen şey ama zaten mevcut kanunda bu var. Dolayısıyla biz mevcut kanunun metnini korumuş oluyoruz ve bunun ötesinde de hakikaten sinemamızın gelişmesi ve sinemamızın gelişirken aslında ülke tanıtımına olumlu bir katkı sunmasının ötesinde amaç taşımayan bir kanun. Bu yönüyle çok önemli bir kanun çünkü dünyanın çeşitli yerlerine gittiğimizde biz hakikaten "Aa, Türkiye'den mi geliyorsunuz?" diyen, bizim farklı farklı illerimizi sayabilen insanlarla karşılaşıyoruz. Buna mukabil ülkemizde olmadığı hâlde "Şöyle şiddet eylemi oluyor mu? Silah kullanılıyor mu?" vesaire gibi farklı farklı yorumları da görüyoruz. Dolayısıyla bizim bu noktada bu tip destekleri teşvik ederek ve bu tip bir elekten geçirerek ülkemizin doğru temsil edilmesinin önünü açmamız da fevkalade önemlidir.

Çok teşekkür ediyorum.