KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, mesele nasıl azınlığa geldi, bilmiyorum ama iş yine bana patladı diye düşünüyorum. Mustafa Bey de şöyle tanımladı: "Garo Bey'i bile farklı görmüyorum ben." diye söyledi. Yani bu "bile" kelimesi bile aslında ayrımcı bir ifade.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Oradan bir şey çıkarmayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben sizi biliyorum, gerçekten size sonsuz saygı duyuyorum o anlamda ama dile yansıyor bazen.

Şimdi, arkadaşlar, Lozan'da Türkiye Cumhuriyeti devleti bir azınlık statüsü tanımladı. Bu da niye tanımlandı? Burada azaltılmış olanları pozitif anlamda korumak anlamında. Maalesef, Lozan'da imzalanan o anlaşmanın iç hukuku tanımlanmadı yani bugün, biz, patrikhanelerimizin herhangi bir şekilde statüsü yok, patriğimizi seçemiyoruz, ruhban okullarımız kapalı, vakıflarımızda seçim yapamıyoruz arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti dilimizi, kültürümüzü koruyacak herhangi bir tedbir almıyor. Mesela, Ermenice, Rumca herhangi bir enstitü yok, herhangi bir üniversitede herhangi bir kürsü yok. Yani bunun gibi pek çok sorunumuz var. E, şimdi siz diyorsunuz ki: "Hepimiz eşitiz arkadaş." E, değiliz. Geçen de söyledim, bütün kurumlar Türkçeyle ilgili, Türk kültürüyle ilgili çalışıyor ama diğer kültürlerle ilgili, Kürtçeyle ilgili, Ermeniceyle ilgili, Rumcayla ilgili devletin aldığı herhangi bir tedbir yok. Bunun için de ya pozitif hukuka ihtiyaç var yani bütün kimlikleri koruyacak bir hukuka ihtiyaç var, bunu da dünya bir azınlık hukuku olarak belirlemiş ya da azınlık hukuku olarak belirlemeyeceksek, devlet buna ihtiyaç duymuyorsa bütün hakları teslim eder, ondan sonra der ki: "Hepimiz eşitiz." Ama maalesef, eşit değiliz arkadaşlar.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bu konu çok uzadı. Yani usulü aldınız, başka bir yere usulsüzce götürdünüz, bunun üzerinden bir tartışma sürdürüyoruz. Ama son üç söz talebi var...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Ezanda ortaklaştık." diyor da nasıl ortaklaşacağız? Çan...