| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu'nun (2/1410) sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .01.2019 |
BAŞKAN - Sayın Hocama çok teşekkür ediyorum, bilimsel bir Anayasa gözlemlemesiyle katkı sağladılar, ders niteliğinde ifadeler kullandılar.
Yalnız, Değerli Hocam, 7 Aralık 2018 tarihinde teklif Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş. Meclis Başkanlığının birinci görevi, Kanunlar ve Kararlar Başkanlığının birinci görevi, kanun tekliflerinin Anayasa'ya uygun olup olmadığıyla ilgili inceleme yapmaktır. Anayasa'ya uygun olmayan veya hukuk dilini tamamlayamayan bir kanun teklifi varsa bunu derhâl sahibine iade etmekle mükelleftir. Meclis Başkanlığı, kendisine sunulan kanun teklifini 7 Aralık 2018 tarihinde Sanayi Komisyonuna havale etmiş ve aynı gün de Plan ve Bütçe Komisyonunu tali komisyon olarak tanımlamış. 7 Aralıktan bugün geldiğimiz tarihe kadar, 10 Ocak tarihine kadar bir ay üç günlük, dört günlük bir süre geçmiş. Nitekim, bütün Komisyon üyesi değerli arkadaşlarımızın, alt komisyonda bulunan 8 milletvekilimizin yaptığı görüşmelerde de, sunumlarda da hiçbiri Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bir ifadede bulunmamış, biz de Komisyon Başkanlık Divanı olarak yaptığımız düzenlemede de, incelemede de Anayasa'ya aykırı bir hususun var olmadığına kanaat getirdiğimizden dolayı bunu ifade ediyoruz. Şunu samimiyetle, içtenlikle söylüyorum ki bilebildiğim kadarıyla, sizin kadar bunun teknik konularını bilemeyebilirim, Anayasa bir bütünler manzumesidir, alt kanunların ona hangi yöntemde aykırı olabileceği konusunda muhakkak, bunu yetkin kişiler ve Anayasa Mahkemesi bilebilecek pozisyondadır. Anayasa'ya doğrudan aykırı olduğunu bildiğimiz, inandığımız bir konu varsa şu konuda müsterih olun ki -yılların birikimidir- bu konuya rahat bir şekilde karşı çıkacağımızı, sizinle birlikte Anayasa'ya aykırı bir madde düzenlemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmemesi için elimizden gelen gayreti göstereceğimizi ifade etmek istiyorum.
Burada sivil toplum örgütlerinin değerli üyeleri de var, kamuoyunda Türkiye Büyük Millet Meclisini de çok yakından takip eden değerli arkadaşlarımız var ve gelen arkadaşlarımız, herhangi bir kanunun paydaşı olmuş veya olabilecek kişiler bize gelirken Grup Başkan Vekiliyken de "Sayın Başkanım, torba kanuna şöyle bir şey ilave etseniz." Veya Komisyon Başkanıyken "Torba kanuna şunu da bizim için koyabilir misiniz?" diye ifadeler kullanıyorlar. Aslında, hukukumuzda "torba kanun" diye bir hüküm söz konusu değil. İç Tüzük'ün 91'inci maddesinde düzenlenmiş temel yasa var, temel yasanın nasıl olacağıyla ilgili bir tanımlama var, o tanımlamayla birlikte de Türkiye Büyük Millet Meclisinin teamülü var. Yasin Bey de aynı konuyu ifade ettiler, hatta iktidar partisinden de bazı milletvekillerinin bu torba yasa uygulamasından rahatsız olduğunu söylediler. Buradan, konuyu televizyonlardan takip eden, basın vasıtasıyla değerlendiren sivil toplum örgütleri herhâlde burada duyduklarında da niye böyle olduğunu, iktidar tarafından birinin görüşleri olarak ifade edebilirler. Bakın, değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; bir kanunun görüşülmesiyle ilgili prosedürü ifade ediyorum. Hem Yasin Bey bu konuyu söyledi hem Sayın Hocam, Sayın Kaboğlu bu konuyu söyledi, bu konu da benim ihtisas saham, İç Tüzük konusunda da iddialı olduğumu ifade edebilirim Hocam, siz Anayasa'da iddialı olduğunuzu söylersiniz, ben de İç Tüzük konusunda iddialıyım. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuyu bilen 5 kişi varsa ilk 2'nin içerisine girerim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ben de onun için somut önerilerde bulundum zaten.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Hocam.
Bakın, 3 maddelik bir kanun söylüyorum, 1'inci maddesi "3213 sayılı Kanun'un 1'inci Maddesini Değiştiren Kanun Teklifi" 2'nci madde yürütme, 3'üncü madde yürürlük. 3 maddelik kanunun normal şartlar altında, şu andaki medeni, mükemmel bir tartışmanın, görüşlerin ideolojik bir şekilde ifade edilmesine rağmen hiç kimsenin cevap verme ihtiyacı duymadığı bir ortamda Türkiye Büyük Millet Meclisinin teknik olarak 3 maddelik kanunu ne kadar zamanda görüşeceğini ifade ediyorum. Kanunun bütünü üzerindeki görüşmeler 20'şer dakika, 5 siyasi parti grubu var, etti 100 dakika; komisyonun hakkı -eskiden bakanın hakkı vardı, bakan kalmadı şimdi- 20 dakika, etti 120 dakika; geneli üzerindeki soru-cevap, 10 dakika komisyona, 10 dakika milletvekillerine olmak üzere 20 dakika; şahsı adına milletvekillerinin 10'ar dakika konuşma hakkı var, 2 milletvekilinin, "10+10" etti 160 dakika. Bu konuyla ilgili bu anda teamül oluşmaya başladı. Sayın Başkanlar bir dakika, iki dakika, üç dakika uzatmalar da veriyorlar. Yani ortalama bütünü üzerindeki görüşme yüz seksen dakika. Yani kanunu görüştük, maddelerine geçelim dedik, oyladık. Bu ara yoklama da istemiyorlar -Anayasa Mahkemesi, biliyorsunuz, 57'nci maddedeki ikinci fıkrayı iptal etti-karar yeter sayısı da istemiyorlar. Büyük bir centilmenlik içerisinde tamamen teknik konuşuyoruz, herkes 3213 sayılı Kanun'un 1'inci maddesini konuşuyor; 3 saat... 1'inci maddeye geldik. Gruplar adına konuşmalar 10'ar dakika, Komisyon adına konuşma 10 dakika. 5 grup var; 50, Komisyon Başkanı konuştu; 60. Sahsı adına 5; 5 daha 10 dakika; 70 dakika. 10 dakika soru-cevap var; 80 dakika. 7 tane önerge verme hakkı var. Önergelerin okunması vesairesi, gitmesi gelmesi, uzatılmasıyla 10 dakika önergeleri koyduğumuz takdirde -İç Tüzük'te 5 dakika yazmasına rağmen- etti 70 dakika. "80+70" 150 dakika, yine tartışmamız yok; 2,5 saatte 1'inci madde. Kim yürütecek bu kanunu? Cumhurbaşkanı yürütecek. 2,5 saat de o. Ne zaman yürürlüğe girecek? Yayımı tarihinde yürürlüğe girecek. 2,5 saat de bu. 2,5; 5; "7,5+3" 10,5 saat. 3 maddelik bir kanun... Türkiye Büyük Millet Meclisi salı günleri 15.00'te, çarşamba, perşembe günleri de 14.00'te açılıyor. Genel bir istatistik: Grup önerileri olağan bir hâle geldi çünkü aslında İç Tüzük'ün -Hocam bunu incelediği takdirde- "ülkesel ve anayasal" ifadesini, meclissel ve işlevsel bir şekilde İç Tüzük'ü incelediği takdirde İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine ve 49'uncu maddesine göre çarşamba ve perşembe günleri önerge verme hakkı yoktur, sadece 49'uncu maddedeki sırayı değiştirme hakkı vardır. Ama bu teamül bu hâle gelmiş, ona da eyvallah diyoruz. Ben, lütfen, rica ediyorum, 49'uncu maddeyi bir inceleyin, İç Tüzük'ümüzün 49'uncu maddesini. Bu tartışmalar, atışmalar, sataşmalara Allah'tan 2'şer dakika veriyorlar. O ara grup başkan vekillerine 3'er dakika, her gün 15 veya 20 milletvekilinin -İç Tüzük'te olmamasına rağmen- 1'er dakika konuşma hakkı, saat 14.00'te başlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, en uygun şartlar altında 18.00'de gündemine geçiyor. Biz yürütme ve yürürlükle beraber 3 maddelik kanunu 10,5 saatte görüşüyoruz. O kadar medeni bir şekilde tartışma yapıyoruz tıpkı burada olduğu gibi... Ne oldu? Altıda başladık, beş saat birinci gün çalışalım -uzlaşıyoruz yine- etti 23.00. Ya, bizim de çoluğumuz çocuğumuz var, bizi izleyenlerin de çoluğu çocuğu var, izlemeyi seven kişiler de var Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonunu. Ertesi gün devam edelim... Yani bir maddelik kanunun çıktığı süre bu.
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Televizyon da dokuzda kapanıyor.
BAŞKAN - Ki Türkiye Büyük Millet Meclisi de dokuzda kapanıyor, dokuza kadar bütün atraksiyonlar yapılıyor -Yasin Bey'e teşekkür ediyorum- çünkü milletvekilinin de görevi seçmene selam vermek, tanıtabilmek. Şimdi, değerli arkadaşlar, torba yasa maalesef buradan kaynaklı çıktı.
Şimdi, torba yasa dediğimizde, temel yasa dediğimizde, maddeler üzerinde 5 tane önerge verme hakkı var, siyasi parti gruplarından dolayı, her siyasi parti grubunun bir önerge verme hakkı saklı olduğundan dolayı. Konuşmalar: Maddeler üzerinde konuşma yok, sadece 5 önergeyle 50 dakikalık bir atraksiyon, soru-cevap da yok. Ondan dolayı, maalesef, bu güzel konuşma, tartışma ortamları -kusura bakmasın arkadaşlarımız- biraz özünden çıkarılarak istismara doğru gittiğinden dolayı konuşma hakkının İç Tüzük'ün kendisine verdiği hak gibi nasıl ki 19'uncu maddedeki grup önerileri bu şekilde geliyorsa iktidar da kendisine has, bu şekilde yapıyor. Ha, iktidarın da bununla ilgili atraksiyonları olabilir. Mesela, İç Tüzük'ün 87'nci maddesine göre komisyon orada salt çoğunlukla oturursa kabul ettiği takdirde komisyon önergelerin hiçbiri konuşulmaz, önergeler okunur, geçilir. Ama bugüne kadar AK PARTİ iktidarı döneminde buna bir kere müracaat ettik, sonradan vazgeçtik.
Onun için, değerli arkadaşlar, hocamın ve değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımızın aflarına sığınarak bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Bizi de burada izleyen vatandaşlarımızdan "Ya, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu işler niye bu kadar uzun sürüyor?" "Gece yarısı bu önerge gelir mi kardeşim? Niye gece yarısı bu önergeyi getiriyorsunuz?" diye bize sivil toplum örgütlerinden de itiraz edenler "Böyle yapın, böyle yapın." diyenler var ama arkadaşlar, maalesef, ancak gece yarısı biz gündeme geçebiliyoruz, söylediğimden dolayı. Hâlbuki, herkes ayaktayken, herkes Türkiye Büyük Millet Meclisindeyken önergelerinizi verseniz, o hassasiyetleri kamuoyu, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri izleseler, size telefonlarla baskı yapsalar, bize telefonlarla baskı yapsalar, yanlış varsa o yanlışı düzeltmek için toplumsal bir baskıyla bunun için gayret göstersek. Gece saat on ikide, birde, ikide önerge geliyor, paydaşlar, taraflar maalesef uyuyor, uyumak zorundalar çünkü bizim görevimiz Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanun çıkarmak, onlarınki de ertesi gün, takip ettikten sonra itiraz etmek.
Onun için, ben istirham ediyorum, Yasin Bey'in dediği gibi, saat dokuza kadar kanunla ilgili konuları görüşelim, sivil toplum örgütleri de bunu iyi takip etsinler, ne diyorlar, önergelerde neler var; hemen baskı unsurlarını kullanıp bizi bu noktaya doğru getirsinler.
Teklifle ilgili bir iki şey söyleyecektim ama değerli milletvekili arkadaşlarımızın şeyi var.