| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarla Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1520) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .01.2019 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Vallahi bir ara ben de artık herhâlde geneli bıraktık, maddelere geçtik dedim.
Ben sözlerime başlamadan önce...
BAŞKAN - Siz beni çok eleştirirseniz, ben de sizi konuşturmamak için, böyle bekletmek için bir manevra yaparım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, bizler yapıcı eleştiriler yapmaya çalışıyoruz burada, yoksa kesinlikle çalışmaları engellemeye değil.
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Ben öncelikle burada bulunan ve bulunmayan tüm emekçi gazetecilerimize, zor koşullar altında verdikleri emeklere, çalışmalara önce teşekkür ediyor ve günlerini kutlamak istiyorum.
Aslında usul üzerine konuşurken bu torba yasanın genel olarak ruhundan biraz bahsetmek istiyorum. Usul üzerine konuşurken de bu çalışmanın, teklifin buraya çok da hazırlık yapılmadan, hazırlıksız geldiğine değinmiştim.
Öncelikle tabii Sayın Öztürk'e emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bir çalışma yapılmış, getirilmiş fakat belirttiğim gibi yani yeterli veri olmaması, birtakım durumların öngörülememesi, böyle tahmini gelir tutarı, vazgeçilen gelir tutarı gibi, bunlar çok büyük eksiklikler aslında bu teklifle ilgili.
Bir de ben artık teklif geldiği zaman şöyle bir düşünceyle bakıyorum bu kanun paketlerine diyeyim: Acaba ne var içinde, niye geldi bu teklif? Şimdi incelediğimiz zaman bizim çok da hani, evet, belki itiraz etmeyeceğimiz maddeler var içerisinde; esnafın, işte vatandaşın lehine görünen. Özellikle 1'inci madde, yani eleştirilebilir madde üzerinde konuşulurken, belki ufak tefek şeyler ama hani karşı olamayız tabii ki yani üretim yapan emekçilere -burada yine "ev kadını, ev hanımı" tanımına girmeyim ben- birtakım kolaylıklar getirilmesi güzel şeyler, içinde birtakım olumlu maddelerin oluşu güzel şeyler. Ancak, yine genel olarak baktığımızda, bunların aslında çok da birbiriyle uyumlu olmadığını görüyoruz. Yani, şu an Genel Kurulda görüşülen 71 maddeye bütünsel olarak şöyle bir bakalım, daha önce görüştüğümüz 10 küsur maddelik yine bir torba teklifi vardı, bugünkü görüşülen 18 madde... Yani biraz aslında seçim öncesi alelacele getirilmiş, işte -vatandaşın, halkın- kriz ortamının etkilerini azaltmak için getirilmiş birtakım düzenlemeler gibi görünüyor. Amacına ulaşacak mı? Amacına çok ulaşacağını da çok düşünmüyorum açıkçası çünkü çok alelacele, çok da üzerinde düşünülmeden getirilmiş. Asgari ücret desteğinin örneğin 2019 yılında da devam ettirilmesi; tamam, devam ettirelim asgari ücret desteğini, işverenlere bir kolaylık, en azından çalışanlara. Ama hâlâ işverenler işten eleman, personel çıkarmaya devam ediyor. Bunlar tek başına yeterli değil. Vergiden muafiyet... Yani küçük küçük dokunuşlarla bu iş olmaz.
Bir de şu soruyu sormak lazım diye düşünüyorum: Örneğin, üç ay sonra seçim olmasaydı acaba bu teklifte bu maddelerin hepsi bir arada olur muydu, böyle hızlı bir şekilde önümüze gelir miydi, biz şu anda bunları tartışıyor olur muyduk? Bu sorunun da bir sorulması gerekiyor, kendimize bunu da soralım. Hiç sanmıyorum. Bugüne kadar hep bizim de önerdiğimiz birçok düzenleme varken şimdi bunların böyle patır patır getiriliyor olması, yine seçim öncesi seçime dönük birtakım yatırımların işareti olarak görünüyor.
Yine, eğer bu kanun teklifinin içinde şu 7'nci madde olmasaydı biraz daha masum görünebilirdi diye düşünüyorum bu teklif. 7'nci maddeye baktığımız zaman, özellikle Kıyı Kanunu'yla ilgili. Tabii, iki boyutu var bunun. Madde içeriğine çok girmek istemiyorum, Kıyı Kanunu'na aykırı bir muafiyetten bahsediliyor burada. Öncelikle tabii bu, başlı başına tartışılması gereken bir konu. Diğeri de bahsedilen bölgelere baktığımızda, hakikaten, Bitlis Ahlat'a baktığımızda karşımıza yine Cumhurbaşkanı yerleşkesi, köşkü çıkıyor. Şimdi, arkadaşlar, olmuyor işte bu. Yani her torba kanunun, her teklifin içinde karşımıza Cumhurbaşkanıyla ilgili bir şey çıkıyor, o zaman da bu teklifin ruhu gerçekten zedeleniyor. Zaten torba olmasını eleştiriyoruz, bir de bu torbanın içinde kaşıkla verip kepçeyle alma unsurlarını görüyoruz. O zaman yine ben de sorarım: Belki de bu teklif sadece bu madde geçirilsin diye mi getirildi? Bir bakıyoruz bir torbanın içine Boğaziçi kıyılarıyla ilgili bir düzenleme getiriliyor; bir bakıyoruz, Rize, Bitlis Ahlat, İzmir Çandarlı işte liman düzenlemeleri, üniversite yerleşkeleri falan filan. Belki Bitlis Ahlat olmasa biraz daha masum tartışılabilirdi. Ben çok iyi niyetli bakmıyorum bu maddeye ve kesinlikle bu maddeye olur vermeyeceğimizi belirtmek istiyorum.
Diğer konulara gelecek olursak, biraz önce de değindim, gelir vergisi istisnasının kapsamının açık hâle getirilmesi, vergi indirimlerinden faydalanılması; bunlar artık -nasıl diyeyim- bir planı, projesi olmayan, bir programı olmayan, stratejisi olmayan düzenlemeler. Yeterli olmayacak, belki önümüze yine yeni düzenlemeler getireceksiniz. Fazlasıyla konuştuk usul üzerine konuşurken de bu konuyla ilgili, çok da fazla uzatmak istemiyorum.
Teşekkür ediyorum.