KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkürler Başkanım.

Ben de aynı konuyla ilgili görüşlerimizi ifade edeceğim.

Evet, 150 kilovatsaat kullanım yani karşılığı 80 lira bugün itibarıyla bunun karşılanmasını tabii ki destekliyoruz. Bu bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamelerimizde yer alan bir konu. Ama biz farklı bir uygulama öngörmüştük, 200 kilovatsaat tüketen bir ailenin 150 kilovatsaatini devlet karşılasın yani şeyi biraz yukarıda tuttuk. Burada amacımız toplumu enerji tasarrufuna da yöneltmek yani 200 kilovatsaati geçmemek için daha az enerji kullanımına yöneltmek. Yani böyle bir uygulama olursa yani çift taraflı amaca hizmet eder. Garo Bey'in dediği konu da önemli yani şimdi, Sosyal Yardımlaşma Teşvik Kanunu'na göre baktığımız hane içi kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte 1'i olanlar o kapsamda. E, böyle baktığınız zaman yani bir asgari ücretle çalışan, bir emekli aylığı geliri olan sadece o şeye giremeyeceği için yararlanamayacak. Yani bunun biraz daha genişletme yani şu an için ihtiyacı olan ailelere bu anlamda gerekli desteği verme yönünde bir düzenleme yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.

Bir de bu sayaç okuma bedeli, kayıp kaçakla ilgili çok şey yaşadık burada, ben de kısaca bir bilgilendirme yapayım, değerli arkadaşımız yani biraz üstü örtülü anlattı, burada hâlbuki kanun çıktı. Biz sayfalarca muhalefet şerhi yazdık. Şimdi, 2016'ya kadar, hatırlarsınız, elektrik faturalarında birçok kalem yer alırdı; tüketim bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, faturalama, perakende hizmet bedeli diye. Bu, dava konusu oldu. Birçok mahkeme bunların haksız olduğu, hakkaniyete uygun olmadığı yönünde kararlar verdi, konu Yargıtaya kadar gitti, Yargıtay dairesi aynı yönde karar verdi, hatta Yargıtayın Dava Daireleri Kurulunun 2014 yılında verdiği karar var, aynen ifadesi: "Hırsızlanmak yoluyla tüketilen enerjinin hiçbir kusuru olmayan, hiçbir sorumluluğu olmayan vatandaşa yüklenmesi doğru değildir, adaletle bağdaşmaz, hukukla bağdaşmaz." diye Yargıtayın, en yüksek mahkemenin verdiği karar var. Tabii, bunun üzerine 2016 yılında Elektrik Piyasası Kanunu'nda bir düzenleme yapıldı. Bizim yoğun eleştirilerimize, itirazlarımıza rağmen bu düzenleme yapıldı ve bütün bu saydığım maliyetler dağıtım bedeli maliyetine yani elektrik tüketim maliyetine bir anlamda yansıdı; sayaç okuma da onun içinde şimdi -kanunla yapıldı bu- kayıp kaçak da onun içinde, faturalama hizmet bedeli de onun içinde, eskiden ayrı ayrı görünüyordu artık görünmez hâle geldiği için de artık yargının da yapacağı bir şey kalmadı, bir anlamda yargının önü de kesildi yani kanuni düzenleme yapılarak kesildi. Biz hep söylüyoruz, yani kayıp kaçak konusu sorumlusu kimse hatta teknikte bile, teknik kaçakta bile yani gerekli önlemleri almayan kimse, hangi kurum sorumluya maliyeti onun yüklenmesi lazım, bunu hiçbir kusuru olmayan vatandaşa yükleme gerçekten hakkaniyetle bağdaşmaz. Biz bu görüşümüzü muhafaza ediyoruz.