BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, torba kanunun sonuna geldik, son maddelerine. Değerli kardeşim İbrahim Bey'in de söylemiyle iyi bir noktaya da geldiğimizi düşünüyorum, getirdi sağ olsun.

Şimdi, evet, ben bunların seçim yatırımı olduğunu söyledim. Cemal Bey, şimdi, bakın, şu verdiğiniz çarşaf etki analizinde vazgeçilen gelir tutarı, tahmini gelir tutarı... Yani bir kalemde, sadece bu SGK'yle ilgili kalemde görebiliyoruz. Öbürlerinin, diğerlerinin de -iki kalemde, daha doğrusu, onların dışında hiçbirinde yok- ne olduğu, niçin yapıldığı belli değil. Şu üzerinde konuştuğumuz madde Kıyı Kanunu'na istisna getiriyor. Bu nedir? Siz de bilmiyorsunuz, biz de bilmiyoruz. Ya, niye yapıyoruz biz bu işleri sonuç olarak? Ülkede beka sorunu var, sıkıntılar var, bu kadar sıkıntı var, ekonomik sıkıntılarımız var. Böyle bir ortamda ben burada seçilmiş bir milletvekili olarak daha düzgün işler yapmamız gerektiğine inanıyorum, onun için samimi olarak bunları söylüyorum. Bunlarla ilgili bir cevap veremiyorsanız... Bu arada yani bu sıkışıklıkta, aşağıda da bir torba kanunumuz var, biz burada alelacele bu konuyu görüşüyoruz ve bunlarla ilgili bir cevabı yoksa diyebileceğimiz başka bir şey yok. Ne diyebilirim ben başka türlü? Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin söylediği bir şey var: "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler." İyi de Mevla eyler yani AK PARTİ eylemez ki. Yani tabii ki soracağız bunları, eşeleyeceğiz. Dün yirmi dört saat bile olmadı bütün bunlar geleli, ne olduğunu anlayabilen yok. Bunları soruşturun, bunlardan rahatsız olmamak lazım ama bunlarla ilgili olarak da bilgi verilmesi lazım. Bakın, hiçbir dönemde, hiçbir yerde, hiçbir ülkede -tabii, çok geri değilse- böyle bir yasama düzeni yoktur. Ne yapılıyor? Bilmiyoruz, hiçbirimiz bilmiyoruz. Niçin yapılıyor? Bilmiyoruz. Ben espri yaptım Ayşe Hanım'a da "Sizinle ilgili." falan dedim. Ya, bu ev kadınlarıyla ilgili bir düzenleme yapıyoruz, şimdiye kadar ne oldu, niçin böyle bir ihtiyaç ortaya çıktı, kaç kişi vergilendirildi, kaç kişinin sorunu, sıkıntısı oldu? Bilmiyoruz. Bundan sonrasıyla ilgili böyle bir şey olabilir mi? Onu da bilmiyoruz, etki analizinde de yok. Ne geliri var, ne gideri var, ne sorunu var, ne sıkıntısı var? Niye yapıyoruz bütün bunları ya? Bunların oturup konuşulması lazım, bir şey yapıyorsak hakkını vermemiz lazım. Bir sorumluluğumuz var, ben o sorumluluğu hissettiğim için, rahatsız olduğum için özellikle bunları kurcalıyorum, keyfî olarak değil, uzatmak için değil, baltalamak için değil; bundan emin olun. Ama hepimizin bunları sorması, bu sıkıntıyı hissetmesi lazım. Sonuçta ne kadar sıkıntılı vatandaşlarımız olduğunu biliyoruz ve bize bakılıyor, bütün bunlarla ilgili olarak bizim bir şeyler yapmamız isteniyor, bizim sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğu hissetmemiz lazım, böyle bir yasama usulü olmaz, gerçekten olmaz. Bu şekilde devam edemeyiz, götüremeyiz bu işi.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.