KOMİSYON KONUŞMASI

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Yani ben "Türkiye gerçekleri" cümlesinden hareketle yola çıkmak istiyorum çünkü diğer ülkenin gerçekleri ile Türkiye'nin gerçekleri çok çok farklıymış gibi ne şiddette ne istihdamda ne eğitimde... Hayır, Türkiye bugün geldiği noktada çok şükür ki -merdivenin basamakları gibi düşünün- başladığınız nokta ile bugün arasında her geçen gün daha bir ivme kazanıyor gerek eğitimde... Bakın, mesela kız çocuklarının eğitim oranıyla ilgili alınan tüm düzenleme ve tedbirlerle bu aşamaya gelebiliyorsunuz. Yüzde 31 gibi iş gücüne katılımdan bugün bahsediliyorsa resmî rakamlarda -25'lerden alınan- bu da yapılan teşviklerle ilgili. Dolayısıyla şiddetle ilgili o komisyonda da çalışmalara katılıyorum. Dünya gerçekleri, Avrupa'da da bu var, dünyada da var, Türkiye'de var, keşke olmasa, bu insan hakları ihlali, bir vahşet. Ama bugün ekonomiyle ilgili atılan bu adımın, kadının istihdamıyla ilgili atılan bu adımın çok değerli olduğunu, esnek çalışma ve yarı zamanlı çalışma oranlarının... Bakın, şu anda Sayın Bakanımız, önceki dönemde de rakamlar vermişti. Avrupa'ya gittiğinizde size bir istihdam ve iş gücü katılım rakamları sunuyorlar, sonra irdeliyorsunuz onu, bakıyorsunuz rakamlara -veriyor birçok ülke, İskandinav ülkeleri de buna dâhil- yarı zamanlı ve esnek çalışmayla ilgili rakamın mevcut rakamın çok üstünde olduğunu fark ediyorsunuz. Lütfen o orana dikkat edin. Yani bizdeki gibi bizde hiç yok denecek kadar, yani yok, pratikte de yok, resmî rakamlarda da böyle bir şey yok ama onlarda bu rakamı maksimum düzeyde gösteren yapının yarı zamanlı ve esnek çalışma... Ama kaygımız ne? Çok haklı. Yani ben STK'lardan alınan görüşlere çok teşekkür ediyorum, çok güzel veriler var, katıldığım bazı noktalar var mesela. Bir tane, özellikle kreş uygulamasıyla ilgili kadın girişimcilerin, kadın kooperatiflerin... Yani devlet, devletle ilgili olanı yapma, yaptırımla uygulama bunu seçmeli, amenna ama artı, kadın girişimciler ve kadın kooperatiflerle ilgili bu da bir artı olur. Mesela bu güzel bir öneri, teşvik edilebilir, bu yapılabilir, buna ön ayak olabiliriz, bence çok sağduyulu bir yaklaşım ve kesinlikle de katılıyorum. Çünkü çocuk ve yaşlı bakımı kadını bağlıyorsa eğer... Ben evlatlarım var, düşünüyorum, çalışma yaşamını düşünüyorum, eğer o zaman özel sektörde çalıştığım işveren bana "Şu, şu, şu ama yeter ki gel başında dur." dememiş olsa belki de kendi iş hayatımdan kopmamış olacaktım ama şimdi devlet diyor ki: "Bak, bunu böyle yapmak zorunda değiliz." Bu bir adımdır, bu çok değerli bir adımdır ama Avrupa örneklerine de bakıyorken bizim duyduğumuz kaygı evet, esnek çalışma ama güvenceli esnek çalışma. Az önce değerli konuşmacılarımızdan biri de ifade etti, bunun da önüne geçecek önlemler alınabilir. Çok kaygılı, çok farklı bakmadan öneri sunarak en iyiye ulaşmamız gerekir diye düşünüyorum.

Kreşlerle ilgili olan ayrıntıyı da belirttim. "Ailenin ve Dinamik Nüfusun Korunması" yani hem aile hem... Mesela "Kadın tek alınmalı." dedi Sebahat Hanım, hemen sonra Candan Hanım da "Kadını, aile içerisinde o bütüncül rolleri düşünerek bakılmalı." dedi. Şimdi, her ikisinin de artı yönleri var, çocuk olduğunda anne ve babanın Avrupa'daki tanımı bu destekte "ebeveyn izni, ebeveynlerin izin kullanması." İlk onu incelerken geçen yıl rapor önümüze geldiğinde bakın, ne kadar değerli dedik -Candan Hanım'ın verdiği tespit doğru çünkü- sadece anneye sorumluluk değil o cümlenin varlığı ebeveyne yani hem anneye hem babaya o sorumluluğu paylaştırmak demek. Geldiğimiz nokta bugün çok iyi, inşallah yeni artılarla daha iyi olmalı diyorum.

Bir de Avrupa örneğini ben Ali Kemal Bey'in, özellikle Genel Müdürümüzün bu esnek çalışmayla ilgili çünkü AB direktörüyse, o 104'üncü maddeye göre biz bunu da ayrıca ele alıyorsak oradaki örneklerdeki olumsuzlukları yaşamamak adına... Çünkü birçok konuda ne yazık ki Avrupa'nın artılarını sunuyoruz hep ama eksileri de var, eksi uygulamalarda duvara çarpmış dönüyorlar, biz hâlâ onlar şunu yapıyor diyoruz. Hayır, bizim toplumumuza uygun olan modellerde artıları alabiliriz. O yüzden, ona baktık mı, yani oradaki eksileri biz bugün almadan nasıl kamufle ya da diskalifiye edebildik, ne yapabildik? Ben o soruyu önemsiyorum ve sayın vekilimin de sorusunun cevabı olacaktır.

Teşekkür ediyorum.