KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Önergeyle ilgili kısmı konuşuyoruz. Oda Başkanımızın... Zaten biz görüştük, müsaade ederseniz ben o fikirlerini ifade edeyim. Oda Başkanımız ile arkadaşlarımızın mutabık olduğu konuya kısmen geldik.

Şimdi, değerli arkadaşlar, maddeye bir bakalım. Bu 5 bin lira... 10'uncu maddenin birinci fıkrasında diyor ki: "Gerçek dışı veya yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle bu kanun hükümlerinin uygulanmasını engelleyen ve/veya haksız surette -iktisap sahibine, hak sahibine- hak iktisabına sebep olan teknik elemana ve daimi nezaretçiye 5.000 lira..." Neyi denetleyecek bu teknik eleman ve daimi nezaretçi? Kanunun uygulanmasını engellerse... Yani bir kanun var ortada, bu kanunun uygulanmasını bir teknik eleman, daimi nezaretçi engellediği takdirde, hukuka uygun bir işlem yaptığı takdirde buna bakmamız lazım. Şöyle düşünelim: Şimdi eğer... Hani az önce dedik ya, madenler en zor çalışma sahası olan yerler, insan hayatının en riskli bulunduğu alanlar. İnsan hayatının en riskli bulunduğu alanlarda biz bu yaptırımla oradaki maden mühendisi arkadaşımızın "Kardeşim, bunu iyice denetleyeceksin, burada herhangi bir unsur, kusur varsa..." Zaten ben o zaman sordum, Maden Mühendisleri Odası Başkanı arkadaşımıza dedim ki: "Giderken habersiz mi gidiyorlar? İşletme sahibinin, ruhsat sahibinin orada olmama ihtimali var mı?" "Yok." İşletme sahibi, ruhsat sahibi veya daimi nezaretçinin denetim hakkı var, denetime açma hakkı var. Buna rağmen eğer denetime açmazsa, onun herhangi bir şekilde denetlenmesini engelleyecek -o arada işletme faaliyete devam edecek- bir kusur, hayati tehlikeyi beraberinde getirecek bir unsur varsa, oradaki daimi nezaretçi veya teknik eleman burada diyecek ki: "Bana 5 bin lira ver, ben bunu ifade edeyim..." Bakın, ne diyorum? İşletmenin denetlenmesini engellediği takdirde... Maddenin şeyi bu, tekrar okuyorum...

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Ali Bey, bir dakika, tekrar okuyorum: "Gerçek dışı veya yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle bu kanun hükümlerinin uygulanmasını engelleyen ve/veya haksız surette hak iktisabına sebep olan teknik elemana..." Yani, kamuya zarar veren, çalışma güvenliğini yine ortadan kaldıran bir uygulamayı engelleyen bir teknik eleman hiç para vermesin diyorsanız eyvallah, tutanaklarda kalıyor.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Şimdi, Başkanım, bakın...

BAŞKAN - Yani, bu iş tutanakta duruyor, Allah göstermesin... Bakın arkadaşlar, denetim çok önemli.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Kesinlikle önemli.

BAŞKAN - Biz buradaki yaptırımı, denetimi hızlı bir şekilde, etkili bir şekilde uygulasın diye yapıyoruz. Adam 2 bin lira maaş alabilir, 3 bin lira maaş alabilir ama insan hayatının bedeli yoktur çünkü buralar en riskli alanlardır.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Başkanım, aynı şeyi söylüyoruz aslında. Biz de denetimin daha iyi yapılabilmesi için bu itirazı yapıyoruz. Diyoruz ki: Bu kusuru işleyen kim? İşveren.

BAŞKAN - İşverende var.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI MİTHAT CANSIZ - İşveren var.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bu daimi denetçi...

BAŞKAN - Hayır, işverende var.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - İşletme kime ait?

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Bir saniye, ben burada bir şey istiyorum.

BAŞKAN - Bir saniye, bitsin size söz vereceğim.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bir dakika, bu işletme kime ait? Yani bu işletme işverene ait. Daimi nezaretçi işverenin çalışanı. O çalışan, işverenin birtakım eksiklerini, kusurlarını tespit edecek ve oraya yazacak. Şimdi, burada, biz de tam tersine -tam sizin söylediğiniz gibi Sayın Başkanım- sizin kaygılarınızla hareket ederek bunu söylüyoruz, diyoruz ki: Bu denetimin daha iyi yapılabilmesi için, can kaybının önlenebilmesi için, bu denetimlerin sağlıklı yapılabilmesi için daimi nezaretçinin bağımsız olması lazım. Bakın, cezai yaptırımı kaldıralım da demiyorum örneğin bu sağlanacaksa eğer. Buna, daimi nezaretçiye bir bağımsızlık sağlanacaksa bu farklı bir durum ama bu, işverenin bir personeli, çalışanı olarak işverenin işletmesindeki birtakım kusurları, eksikleri tespit ederken onun çalışanı olarak bunu yapmada...

BAŞKAN - Bu tespit kısmı değil, o ikinci fıkra.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Burada sıkıntı var Başkan.

BAŞKAN - Şimdi müsaade edin, izin verirseniz araya giriyorum. Bir işletmenin denetimine izin verme yetkisi bulunması gerekenler: Ruhsat sahibi, daimi nezaretçi, teknik eleman. Bu 3'ünden biri olduğu takdirde işletme denetlenebiliyor. Eğer işletme denetlenirken ruhsat sahibi, daimi denetçi veya teknik eleman olmadığı takdirde yine cezai müeyyide var. Şimdi, burada ruhsat sahibi yokken işletmenin denetlenmesine izin vermeme yetkilisi kim? Daimi nezaretçi. Daimi nezaretçi, patron adına işletmenin denetlenmesine engel oluyor. Patron "Girdirme kimseyi." diyor, hiç kimse giremiyor içeri; hiçbir müeyyidesi yok. Bakın, aynı şeyleri söylüyoruz, aynı hassasiyeti taşıyoruz, bakışlarımız değişik. Niye? Bakın arkadaşlar, maden işi en zor işlerden birisi.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sadece içeriye sokup sokmamakla mı ilgili bu ceza?

BAŞKAN - İşte, bura bu, ondan sonra geliyor arkasından.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Biz de onları söylüyoruz, bunların hepsi birlikte Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Ali Bey, şu birinci fıkrayı konuşuyorum.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Başkanım, benim anladığım birinci fıkrada bu kalsın, ikinci fıkrada düşürelim diyorsunuz.

BAŞKAN - Geliyorum, oraya geliyorum.

Arkadaşlar, Komisyonumuz genel olarak ne derse onu yaparız ama bunların hepsi tutanağa geçiyor. Hani, millî menfaatle ilgili kısım tutanağa geçmiş ya, bunların hepsi tutanağa geçiyor.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Tabii, tabii geçsin, sonuçta daha iyi denetim yapılabilmesi için biz bunu söylüyoruz.

BAŞKAN - Tartışıyoruz, eyvallah, hepimiz onun için...