| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1410) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .01.2019 |
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Efendim, bu 14'üncü maddeyle ilgili TEMA Vakfının göndermiş olduğu bir şey var. Şimdi, 14'üncü maddede "Bu verilen yerlerin devlet ormanlarına rastlaması, Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenen iznin 5 hektarı geçmesi hâlinde bu alanlarda ağaçlandırma bedeli dışında başka bir bedel alınmaz." noktasında bir ibare var. Şimdi, burada denilir ki: "Madenciliğe bir orman alanı tahsis edildiğinde bu alanda tüm toplumun yararlandığı orman ekosistem hizmetinden vazgeçilmektedir." Yani bu madenciliğe terk edilmekte. "Tam da bu noktada ormanların sağladığı ürün ve hizmetlerin kaybolmasıyla oluşan kamusal zarar dikkate alınmazken alınan devlet hakkının da ortadan kaldırılmasıyla ilgili yasa maddesinde, kanun tasarısının gerekçelerinde kamusal yararın ne olduğu yer alması gerekirdi çünkü Anayasa'nın 169'uncu maddesinde kamu yararı olmaksızın ormanların tahsis edilemeyeceğine dair hüküm bulunması bu muhasebenin yapılmasını şart kılmaktadır. Oysa kanun tasarısının ilgili maddesi için yazılı gerekçe sadece alınan bedele açıklık getirmek olarak ifade edilmiş ancak zaten yasanın eski hâlinde açık olmayan bir şey yoktur. Bu hâliyle yasalaştığında ormanlar her türlü maden için çekici hâle getirilirken ormanların ürettiği hizmetlerin yok sayılmasıyla ormanların paramparça hâle gelmesi kolaylaştırılmış olacaktır. Üstelik maden olduğu tartışmalı taş ocaklarının bile Maden Kanunu kapsamında yer alması nedeniyle ormanların tahsis edilecek olmasında kamusal yarar görülmemektedir." Böyle bir eleştiri söz konusu bu konuyla ilgili. Açıkçası burada Anayasa'nın 169'uncu maddesine rağmen orman alanlarının tahsis edilmesinde nasıl bir kamu yararı söz konusudur, bunu da bilmek isteriz efendim.