KOMİSYON KONUŞMASI

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, burada aşağı yukarı on buçuktan beri beraberiz. Çok güzel tenkitler de oldu ama şunu söyleyeyim: Özellikle ben de bakın geçen dönem Komisyon Başkanlığı yaptım. Bize de böyle çok kanun teklifi gelirdi, biz bu teklifleri incelerdik, ilgili bakanlıklara da incelettirirdik, bir bakardık ki zaten meri mevzuatta olanların, aslında teklif edilen kanun maddelerinin, zaten bir şekilde mevcut kanunlarla ihtiyacın karşılandığını biz görürdük.

Benim burada bir teklifim var Sayın Başkanım: Gördüm ki özellikle bir bilgilendirmeye ihtiyaç var. Teklifim de şu: Kısa zamanda bir Komisyon toplantısını tertip ederseniz... Tarım ve Orman Bakanlığından üst düzey yetkililer gelsin öncelikle bir bize brifing versinler, bizler de sorularımızı soralım. Ben önce bir bilgilendirme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

İkincisi, mesela ben Okan Bey'i geçen dönemden beri takip ederim, Okan Bey hakikaten tarımla alakalı bir arkadaşımız ve çok yerinde, oturaklı teklifleri de var. Mesela az önce dedi ki: "Biz toplulaştırmada neredeyiz?" İşte, Başkanımız da dedi ki: "Uçakla gelirken Avrupa'yı görüyoruz." Arkadaşlar, Avrupa toplulaştırma işini elli sene önce halletmiş, biz daha yeni yeni hallediyoruz. Tarım alanlarımız parçalanmış. Nasıl hallediyoruz bunları? Bir taraftan sulama projelerini yapıyoruz, sulama projesini yaparken de toplulaştırmayı yapıyoruz, daha bunları biz yeni yapıyoruz.

Bakın, 22 milyon dekar bizim sulamamız vardı, bunların da çoğu halk sulaması veyahut da işte açık kanalet sulaması veyahut da işte yer altı sulaması, pompajlı sulama. Hani Okan Bey dedi ya "enerji fiyatları" diye, çok doğru. Ama arkadaşlar, bakın, şu anda biz sulamada 66 milyon dekara geldik ve bunların büyük bir kısmı da özellikle "kapalı sistem sulama" dediğimiz yani borulu sistem, tamamen basınçlı ve pompajlı değil.

Bakın, bir örnek vereceğim: Biz İzmir'de bir baraj yaptık, Beydağı Barajı. Allah selamet versin Kemal Anadol Bey bu barajı çok isterdi. Bakın, o barajı biz yaptık, 11 bin tane kuyu vardı orada, şu anda kuyular tamamen kapandı. O kadar fazla bir elektrik sarfiyatı vardı ki şu anda o barajı biz işletmeye alarak aslında orta ölçekli bir barajın ürettiği enerjiyi de tasarruf etmiş olduk.

"Tarım alanlarımız azaldı." diyoruz yani ekim alanlarımız. Arkadaşlar, bakın, Türkiye'de makinalı tarım gittikçe gelişmeye başlıyor. Ben yirmi beş sene bürokratlık yaptım ve şu anda ÇKS'ye kayıtlı çiftçiyim. Ben Türkiye'de geleceği tarımda görüyorum, gıda üretiminde görüyorum.

Arkadaşlar, bakın, 2035 yılında dünyada gıda üretiminin bugünkü üretimden yüzde 12 daha az olacağı tahmin ediliyor. Burada uzmanlar var; işte Başkanımız uzman, Levent Bey Profesör, işte, Okan Bey bu işin uzmanı. ama sebep niye üretim az olacak? Arkadaşlar, işte, küresel ısınmayı görüyoruz, bakın, bugün Antalya'da yaşadığımız problemler küresel ısınmanın bir neticesidir. Küresel ısınma, ormansızlaşma, çölleşme, tarım alanlarının azalması gibi birçok sebep var. Ancak 2035 yılında bugünkü 7 milyar nüfusun da 1 milyar daha artacağı hesaplanıyor. Yani nüfus 8 milyara çıkacak, gıda üretimi yüzde 12 daha azalacak. Bu demektir ki reelde yüzde 20-25 arası bir azalma olacak. Bunun da tabii iki sonucu ortaya çıkar: Özellikle bir kere gıda fiyatları yükselecek arkadaşlar, ikincisi de gıdaya erişim zorlaşacak.

Şimdi, bizim Türkiye'nin 85 milyon dekar yani 8,5 milyon hektar ekonomik olarak sulanabilir arazimiz var. Bu araziler aşağı yukarı Türkiye'nin yüz ölçümünün yüzde 11'ine denk geliyor. Bakın, ekonomik olarak sulanmayan arazileri saymıyorum arkadaşlar. Sadece bizim ekonomik olarak -DSİ'de ben uzun yıllar çalıştım- yaptığımız hesaplar böyle. Ve şu anda da bakın, biz bunun 66 milyon dekarını sulamaya geldik arkadaşlar. Ama şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Bakın, 2002 yılına kadar Türkiye'de 1 metre kapalı sulama alanı yapılmamış. Biz geldik -bakın, Veysel Eroğlu bu konuda uzmandır- devam eden projeleri dahi durdurduk, hemen kapalı sisteme çevirdik. Faydası nedir? Arkadaşlar, kapalı sistem sulama yaptığınız zaman yüzde 30, 35'e kadar daha su tasarrufu yapabiliyorsunuz. Niye? Çünkü biz su zengini bir ülke değiliz, biz aslında su fakiri bir ülkeyiz yani çok su fakiri değiliz ama kendi kendimize yetebiliyoruz. Dolayısıyla dedik ki: "Bir an önce kapalı sisteme geçelim, sulamalarımızı bir an önce bitirelim ve çiftçimizin önünü açalım." Ve bugün, bakın, Türkiye'de tersine göç başlamıştır.

Ben Gümüşhane Milletvekiliyim arkadaşlar, orada ha bire sulamalar yapıyoruz, göletler yapıyoruz. 2016 yılında bizim koskoca Gümüşhane'nin tarım hasılası 680 milyonken bu sene 1 milyarı geçti arkadaşlar, hayvan üretimimiz yüzde 15 civarında arttı, tarımsal üretimimiz de arttı.

Makinalı tarıma geçiyoruz. Bakın, mesela, işte sayın vekilim Trakyalıdır, benim mesela Trakya'da aile dostlarım vardır. Bir baba, bir oğul bir traktörle 500, 600 dekar araziyi halledebiliyor, bu da makinalı tarımın getirmiş olduğu bir şeydir. Önemli olan bizim burada, dediğim gibi, mesela toplulaştırmayı bir an önce yapmamız lazım. Arkadaşlar, Tarım Bakanlığından yetkililer gelsin, burada bizlere, anlatsınlar. Hakikaten nerelerdeyiz, sorunlarımız nedir, onları da doğrudan yüzlerine karşı söyleyelim, tekliflerimizi yapalım, düzenlemeler neyse onları da bir an önce Bakanlık, ilgili yürütme hazırlasın, bizler de tekliflerimizi sunalım, ortaya getirelim arkadaşlar, karşılıklı şey yapalım. Az önce, sabahleyin milletvekilimiz dedi ki: "Burada niye ziraat odaları yok, niye şunlar yok, bunlar yok?" Doğrudur. Arkadaşlar, bakın ben Komisyon Başkanlığı yaptım, bütün çevre şeylerini ben davet ederdim, gelirlerdi buraya.

BAŞKAN - Buradalar.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Burada arkadaşlar. Bakın, tekliflerini veriyorlar.

AYHAN BARUT (Adana) - Ziraat Mühendisleri Odası burada mı?

BAŞKAN - Ziraat odaları burada.

AYHAN BARUT (Adana) - Ziraat Mühendisleri Odası?

BAŞKAN - Davet ederiz.

AYHAN BARUT (Adana) - Gıda Mühendisleri Odası?

BAŞKAN - Davet ederiz.

AYHAN BARUT (Adana) - Çevre Mühendisleri Odası? Yoklar işte burada.

BAŞKAN - Gündemimiz bu konulara uygun değil.

AYHAN BARUT (Adana) - Böyle bir şey olabilir mi?

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Bakın, şimdi, şöyle: Sayın milletvekilim, şimdi, bizim gündemimiz aslında tali Komisyon olduğu için...

AYHAN BARUT (Adana) - Gıdaysa, tarımsa bütün bileşenlerin hepsinin olması lazım.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Tarım bu ülkede önemli bir sektördür ve hakikaten milyonlarca insanımız tarımdan geçimini sağlıyor. Ben biliyorum, geçen dönemden beri mesela Ali Osman Bey her kürsüye çıktığında tarımla ilgili bahseder. Çok doğru teklifleri de oluyor yani netice itibarıyla. Arkadaşlar, bakın, bunları oturup bizim değerlendirmemiz lazım.

İnanın, ben Türkiye'nin geleceğini tarımda görüyorum. Bakın, biz şu sulamalarımızı bitirelim. Hakikaten bakın, Tarım Bakanlığının da şunu yapması lazım; biz bunu hep söylüyoruz.

Gümüşhane'de emekli bir öğretmen gelmiş memlekete yerleşmiş, bana dedi ki: "Sayın Vekilim, benim burada 12 dönüm bahçem var, burada meyvecilik yapıyorum ama şu ana kadar bana daha Tarım Müdürlüğünden bir elemanın gelip de 'Ya, şu meyveyi ekersen şöyle olur, şu ilacı kullanırsan, bunu yaparsan...'"

Arkadaşlar bakın, arazide daha çok çalışmamız lazım. Mesela az önce... Galiba gitti Antalya milletvekilimiz.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - "Eleman çok." dedi, şimdi siz "Eleman yok." diyorsunuz sayın vekilim. O zaman çelişki var.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Arkadaşlar, bakın, eleman var, eleman daha da alınabilir ama önemli olan nedir biliyor musunuz? Sulamaya geçiyoruz biz arkadaşlar, bir kere artık üretim şeyini de değiştirmemiz lazım. Arkadaşlar, biz kuru tarımda buğday ekiyorduk, efendim, böyle kuru tarımda yaşayan başka bitkiler ekiyorduk ama sulamaya geçince sistem değişiyor. Yani, bakın, Türkiye'de en kötü sahada bile, en kötü tarım alanında bile sulamaya geçtiğiniz zaman üretim 4-5 kat artıyor. Bu, Ege'de, Akdeniz'de 13 kata kadar artıyor arkadaşlar. Mesela, benim seçim bölgem Gümüşhane'de meyvecilik olmuyor. Biz ne yapıyoruz? Tarım müdürüyle konuşuyoruz, "Arkadaş, o zaman biz yem bitkisi ekeceğiz, hayvancılığı geliştireceğiz." diyoruz veyahut da endüstri bitkisi... İşte, mesela, kenevir gündeme geldi. Bizim Kelkit Ziraat Odası Başkanımız -uzun yıllardır da bu işi yapar, çok tecrübeli bir abimiz- dedi ki: "Bizim buralar kenevir için çok uygun yerler."

Arkadaşlar, bakın, bunları konuşalım ama STK'larımız da gelsin, hep beraber en doğrusunu bulalım. Bakın, burada böyle "Şu şöyle oldu, bu böyle oldu." diye eleştirmekle biz bir yere varamayız. Bakın, gördüğüm kadarıyla, Komisyon üyelerimizin hemen hemen büyük çoğunluğu da çiftçilikle uğraşan arkadaşlar; işte, mühendis olan arkadaşlarımız var. Ben mühendis değilim ama yirmi beş yıl aradan sonra çiftçiliğe başladım, açık söyleyeyim. Gittim, bir zeytin bahçesi aldım, orayla şu an uğraşıyorum ve bakın, aldığım yerle ilgili de bir bilgi vereyim arkadaşlar: Daha önce orada biz kapalı sulama sistemi yaptık. Özellikle sulama sistemi yaptığımız için yani sulamayı yaptığımız için... Ben orada zeytinlik aldım. Zeytinde bir var yılı, bir yok yılı derler ama o sulama yapılan yerde bu sene zeytinde, rekoltede bayağı yükselme oldu ama sulanamayan hemen yan tarafta, Edremit Körfezi'nde bu sene zeytin üretimi çok düşük oldu. Dolayısıyla biz üretelim, artıralım, toplulaştırmamızı bir an önce yapalım. Toplulaştırma çok önemli arkadaşlar. Mesela, Okan Bey dedi ki: "Şirketleşelim." Doğrudur arkadaşlar, şirketleşmemiz lazım. Avrupa'da biz bunları gördük. Biz ne yapıyoruz? Atadan, dededen kalma 30 dönüm, 30 dekar arazimiz var, burayla uğraşıyoruz. Orayla da uğraşalım ama şirketleştiğimiz zaman arkadaşlar, o insanlar yüzlerce, binlerce insanı çalıştırıyorlar ama on iki ay bunlara iş vermek lazım. Biliyorsunuz, bizde üç aylık bir sezon vardır işte. Efendim, üç ay sonra, dört ay sonra insanlara diyoruz ki: "Kardeşim, iş yok, kapıya git." Ama eğer biz büyük tarım işletmeleri kurar da yazın bu insanı üretimde, hasatta; kışın hayvan bakımında, şurada burada kullanırsak inanın dışarıda ziraat mühendisi de kalmaz, veteriner de kalmaz, tekniker de kalmaz. Bunları oturup konuşalım.

Ben teklifimi tekrar yapıyorum: Tarım Bakanlığı yetkilileri gelsin, onlar bize brifing versin, biz onlara soru soralım, cevap almaya çalışalım arkadaşlar.

Teşekkür ederim.