| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İslam Gıda Güvenliği Teşkilatı Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1540) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 06 .02.2019 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Bir iki şeye kısaca değinerek söz isteyen son üyemize geçeceğiz.
Şimdi, tabii, haklısınız, İslam ülkeleri arasındaki bu dağınıklığın zaten bir sebebi olarak ortaya çıkmış İslam İşbirliği Teşkilatı 1969'da. Çıkış sebebi, biliyorsunuz, İsrail'in işgal ettiği topraklarda, oradaki İslami değerleri yok etmesine karşı kurulmuş bir organizasyon zaten. Tam da sizin eksik gördüğünüz taraflarını düzeltmeye veyahut da katkı yapmaya yönelik kurulmuş bir organizasyon.
RIDVAN TURAN (Mersin) - 1969'dan bu yana ne değişti Başkanım?
BAŞKAN - Şu anda faaliyette olan, Türkiye'de ofisleri bulunan onlarca alt birimi var. Bu ilişkiyi daha sıcak, daha kalıcı, daha sürdürülebilir şekilde tutmaya yönelik faaliyetler yapıyorlar. Türkiye de burada öncü faaliyetleri üstlenen ülkelerden bir tanesi. Tabii, ülkemizi böyle bu manada da çok azımsamayı doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Konuşmamızın baş tarafında da söylemiştik 57 ülke var, baktığınız zaman isimlerine veyahut da ürettiklerine veyahut da istatistiklerine Türkiye'nin hemen hemen tamamına katkı sunabilecek bir ülke olduğu açıktır hem dünya tarafından kabul edilen bir gerçektir hem istatistiklere baktığınızda kabul edilmeyecek, göz ardı edilebilecek bir durum değildir. Dolayısıyla ülkemiz, tek başına, ferdî olarak yapmış olduğu bu faaliyetlerini, dünyada sürdürdükleri bu, tabiri caizse verimli faaliyetine emperyalist bir kafayla, liberal kafayla sadece alma olarak bakmadığı dünyayla olan ilişkilerine İslam kardeşliği içerisinde gene verme zihniyetiyle bakan, bunu yaygınlaştırmaya ve genişletmeye çalışan bir duyguyla buranın içerisindedir. Böyle bakmak lazım.
Bir şey daha vardı konuşmanızınız içerisinde Rıdvan Bey "Gübrede neden bir regülasyon yapamıyoruz?" Şu sebepten: Yapmaya çalışıyoruz ama zor olduğu açık çünkü gübrede Türkiye özellikle ithalatçı bir ülkedir. Türkiye gerek fosfat kayası açısından gerek doğal gaz açısından gübrenin ham maddelerinde -ağırlıklı olarak yüzde 90'ın üzerinde- ithalatçı bir ülkedir. Dolayısıyla fiyatları sizin belirlemeniz çok mümkün değildir, dünya piyasaları belirler.
RIDVAN TURAN (Mersin) - İşte ben o yüzden KİT'lerin tekrar açılmasından tarafım Başkanım, kamulaştırılması lazım...
BAŞKAN - Fakat şöyle bir şey de var, belki artık dünyada her şeyin en iyisini hak ettiğinizi düşündüğünüz bir ortamda eski, kapalı devre ülke yönetmeleriyle bunlara ulaşamıyorsunuz. Dünyaya açık olmanız lazım yani Dünya Ticaret Örgütünden de çıkalım...
RIDVAN TURAN (Mersin) - Başkanım, niye kapitalizmi bu kadar çok savunuyorsunuz? Mütedeyyin insanlar ile kapitalizm arasındaki bu ilişki ne yani?
BAŞKAN - Kapitalizmin destekçisi değiliz ama dünyadaki...
RIDVAN TURAN (Mersin) - Az önce de sosyalizme attınız, kapitalizmi parlattınız, niye bu ilişki yani?
BAŞKAN - Atmadım.
Ama bizim insanımız artık dünyayı yakinen görüyor ve dünyadaki güzel her şeyden istiyor. Dolayısıyla bunu o eski sistemler içerisinde insanımıza verme şansımızın olmadığını bilmemiz lazım.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Yerli, millî?
BAŞKAN - İlhan Bey -gitti ama gelecektir diye düşünüyorum- traktör sayılarıyla alakalı ciddi bir eleştiride bulundu.
Arkadaşlar, biz tarımda teknolojinin kullanılmasını arzu ediyoruz. Sebebi şu: Ben de köy çocuğu olduğum için, eskiden bir köyde iş gücünü kendi insanımız zaten ziyadesiyle yapıyordu. Teknolojiye gerek kalmıyor olabilir ama insanımız artık demografik bir değişim içerisinde şehirlerde. Köylere gittiğiniz zaman yaşlı insanlar var. Peki, bu, teknolojiyi kullanmadan olur mu? Olmaz.
Arkadaşlar, 2002'de ülkede traktör satışımız yıllık 7 bin, 2017'de 73 bin. Şimdi bu bir gelişme değil mi? 10 kattan fazla artmış. Dolayısıyla rakamları verirken bunun bir karşılığı olacağını -kendiniz söylediniz- artık internette hızlı bir şekilde bulabileceğimizi de düşünmeniz lazım, hele ki Komisyonda bunlara vâkıf çok insan var en az sizler kadar.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Bir şey sorabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Lütfen, buyurun.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Bu küçük aile çiftçiliği ve kooperatifler hakkında ne düşünüyorsunuz?
BAŞKAN - Geliştirilmesi gerektiğini, ayakta durmaları gerektiğini ve bunların hayatlarının, yaşam standartlarının yükseltilmesi gerektiğini, oraları terk etmemeleri üzerine ülkenin politikalar üretmesi gerektiğini ve onları tutundurmak için elimizden geleni yapmamız gerektiğini düşünenlerdeniz biz.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Yani ana taşıyıcı olabilirler mi Türkiye tarımı açısından sizce?
BAŞKAN - Olabilirler, en azından kaybedilmemeleri gerekir.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Siz endüstriyel tarıma karşısınız yani.
BAŞKAN - Hayır, endüstriyel tarıma karşı olmamakla beraber, insanımızın ihtiyaçlarını karşılamak için tarımda endüstriyi de kullanmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü insanımız talep ediyor. Dolayısıyla sizin eski yöntemlerle bu insanların, bu kadar turistin, bu kadar ihracatın karşılanması mümkün değil ancak tabii ki bir ülkede tarımın da geleceğini -sizin de söylediğiniz gibi- genleri elinde tutanlar, bunları koruyanlar, bunları kendi küçük mecralarında, mekânlarında sürdürenler kesinlikle unutulmamalı. Bunlar sizin modern hayatta belki büyük laboratuvarlarda saklamanız gereken şeyleri bin yıllar sonrası için, sizin için saklayan insanlar. Bunlara sahip çıkmak lazım kesinlikle.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Teşekkürler.
BAŞKAN - Efendim, ben son bir konuşmacımıza gene...
Orhan Bey, şunu da bilmenizde fayda var: Komisyonumuzda en fazla süreyle sözü siz kullandınız ama yine son söz sizin olsun. Daha sonra STK'lerden konuşmak isteyenler varsa bir iki STK'ye söz vereceğim ve birinci bölümü kapatacağız inşallah.