BAŞKAN - Şimdi, tabii, dediklerinize ilaveten şunu söyleyeyim: Zaman açısından tabii ki bu zamanı en sonuna kadar da kullanabiliriz. Ama bu konularla ilgili benim görebildiğim temelde, özellikle 5199'u kastederek söylüyorum, üç veya dört tane temel mesele var, bir tanesi ismiyle ilgili; bu "hayvanların korunması" değil de "hayvan hakları" diye tanımlanması konusu var.

İkincisi, mal olarak değil de canlı olarak tanımlanması talebi var.

Üçüncüsü de Kabahatler Kanunu değil cezai müeyyideleri olan Ceza Kanunu'nda tanımlanmasıyla ilgili talepler var.

Uygulamadan kaynaklanan da özellikle belediye barınaklarının kötü durumları; bunların düzeltilmesiyle ilgili talepler var.

Geçtiğimiz pazar günü Tekirdağ Milletvekili olmamız hasebiyle Çanakkale Lâpseki'de düzenlenen Hayvan Hakları Federasyonunun bir çalıştayı varmış. Beni davet ettiler. Ben de daha sonra Çanakkale Milletvekili olması hasebiyle Sözcümüz Sayın Jülide Hanım'ı davet ettim ve o toplantıya katıldık, iyi ki de katılmışız, tam da bizim bu yapacağımız çalışmaya da hakikaten böyle bir ışık tutması açısından da iyi oldu, orada bir örnekliğini de gördük ve akabinde de orada Lâpseki Belediyesinin bir hayvan barınağını ziyaret ettik. Kaldı ki barınakları ziyaret eden pek çok insan vardı orada, bunun orta karar iyilikte olduğunu ifade etti ama ben açıkçası üzüldüm o manzarayı görünce, daha da kötülerinden bahsedildi çünkü. "Bununla ilgili özellikle yapılması gerenler nedir?" diye düşündüğüm zaman, bir defa, gördüğüm, belediye başkanları genelde sevmedikleri personel veya bir şekilde siyaseten istemedikleri kişiler varsa sürgün yeri olarak gördükleri yerlerdir barınaklar. O hâlde bunların kurumsal olarak sertifika verilerek mutlaka hayvanın ruhundan anlayan, fiziki gelişimini bilen ve belli bir eğitimden geçmiş, orada çalışması ancak zorunlu olan kişilerin çalıştırılması gerektiğini düşünüyorum. Komisyonda ben bunu önereceğim en sonunda ve mutlaka bu barınakların kameralarla belediyenin genel internet sitesine bağlı olarak yirmi dört saat izlenebilir barınaklar olmasını gerektiğini düşünüyorum, bunları gördüm. Yani temelde 5199'la ilgili böyle problemler var.

Hasan Bey'in dediği diğer hayvanlar konusuna geçince, tabii bizim bu şimdi bu çalışmamızın çok önemli bir kısmını sokak hayvanları teşkil edecek. Çünkü sosyal hayatımızı daha çok bunlar ilgilendiriyor ama Komisyonumuzun ismi de "Hayvan Hakları" bu konuyu da yabana atamayız. Dolayısıyla diğer hayvanların karşılaşmış olduğu sorunları da tabii ki bu Komisyon ele alacak. Burada bahsedilen özellikle diğer yaban hayatı, göçmen hayvanlar, bunun yanı sıra bakılan ve gelir elde ettiğimiz hayvanlar; işte inektir, diğer tavuktur vesaire gibi, bunları da ayrı bölümler hâlinde mutlaka ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Av ve yaban hayatıyla ilgili bazı talepler var yani avlanma konusunda hayvanseverlerin özellikle bazı talepleri var dile getirilen. Bunları tabii ki ayrı ayrı bölümler hâlinde ele alacağız. Ama çalışmamızın önemli bir kısmı bu bahsettiğimiz 5199 bağlamında olacak. Diğerleriyle ilgili uluslararası sözleşmelere imza attığımız bazı hususlar var, bunlar da göz önüne alınarak yapılması gereken hassas bir çalışma. O yüzden ben ilgili bakanlarımızla mutlaka görüşülüp ona göre bir rapor hazırlanması gerektiğini de düşünüyorum, yoksa diğer hayvanları da gözetmeyelim, yapmayalım değil ama bu konuda uluslararası sözleşmelerden doğan devletimizin yükümlülüklerine de bakarak bu işin kotarılması gerektiğini düşünüyorum.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Ama kanunla mal yerine canlı kısmına değiştirdiğiniz zaman bütün hepsi devreye giriyor.

BAŞKAN - İşte biliyorum, evet, onu yapmamız gerekiyor ama. Bunu tartışacağız bol bol.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Yani kuş da aynı şeye giriyor. Bunu Ceza Kanunu'na aktardığınız zaman bu sefer de Ceza Kanunu'nda birçok şeyi düzenlemeniz gerekiyor, neye ne kadar ceza yani kuş öldürene ne kadar, işte inek öldürene ne kadar ceza?

BAŞKAN - Yani trafikte bir köpeğe çarptığınız zaman meydana gelecek sonuç ne olacak gibi.