KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET YILDIZ (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Koç hakikaten çok önemli konulara değindi, hem bu anlaşma konusu hem de Türkçenin İslam İşbirliği Teşkilatında resmî dil olması konusu. Ben biraz içinden geldiğim için katkımı yapmak istedim Komisyona.

Şimdi, tabii, ben vaktiyle Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatında başkonsolos sıfatıyla Türkiye'yi temsil etmiştim. Benim bulunduğum dönemde de o zaman bir şart değişikliği yapılmıştı, şartta kapsamlı bir değişiklik yani örgütün tüzüğünde. Şimdi, notta yazdığı gibi, gerçekten de her maddede konsensüs gerekiyor yani bir üye itirazıyla herhangi bir değişikliği engelleyebiliyor. Eğer gerçekten itiraz ederse, itirazında direnirse o değişiklik geçmiyor. Muhtemelen Bakanlığın notunda anlatılmak istenen bu.

Arap ülkelerinin tepkisi konusunu ben şöyle anlıyorum: Bu biraz da konjonktürel yani Arapların Türkiye düşmanlığı değil de bazı Arap ülkeleriyle sorunlarımız. Maalesef, biz bunu Güvenlik Konseyi seçiminde yaşadık. Orada da bazı Arap ülkelerinin karşı oy vermesi, diğer adaya oy vermesi ve aleyhimizde lobi yapması... Maalesef, bazı Arap ülkelerinin ilişkilerin durumuyla ilgili zaman zaman orantısız tepkileri olabiliyor. Ama bunu gündemden düşürmemek lazım, bu dönem böyle diye, bu olmayacak diye bakmamak lazım, müsait şartlar oluştuğunda bunu gündeme getirmek lazım. Özellikle, diğer Türk cumhuriyetleri de örgüte üye olduktan sonra, daha önce gündeme getirmemiz gerekirdi belki. Önceki şart değişikliğinde, 2008'de gündeme getirilseydi, ben orada memnuniyetle savunurdum ama bundan sonra da uygun bir ortamda bunu hakikaten gündeme getirmek gerekir. Ama şu anda hakikaten ciddi itirazla karşılaşabileceğini -tepkisel bir itirazla yani bunun bir düşmanlık boyutunda değil de- ben de tahmin ediyorum.

İkinci konu, bu Kırgızistan'la anlaşma. Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; biz bir Özbekistan örneği yaşadık ilişkilerimizin en sıkı olması gereken dönemde yani Özbekistan'ın bağımsızlığının pekiştirilmesi gereken dönemde. Maalesef, yirmi yılı aşkın bir süre bana göre gereksiz bir gerginlik yaşadık ve birlikte yapmamız gereken birçok şey gecikti. Şimdi, bunun Kırgızistan'da tekrarlanmamasını dilerim. Bizim çok sağduyulu olmamız lazım. Kırgızistan'la ilişkilerimiz son dört yıla kadar Almazbek Atambayev döneminde dahi çok iyiydi liderlikler seviyesinde, kurumlar seviyesinde. Bu FETÖ nedeniyle yaşanan bozulma da yeni cumhurbaşkanıyla beraber yavaş yavaş telafi ediliyor zaten, yani o konudaki tutumu da gittikçe düzeliyor. TİKA'nın bu projesini ben bir ilaç gibi görüyorum bu dönemde. Yani Kırgızistan'la pozitif gündemi ilerletmek bakımından hakikaten zamanında bitirilmiş ve hizmete girmesi gereken bir proje. Teknik konularını tabii Sayın Hocam Haluk Bey doktor olduğu için onlar kadar bilemem, varsa da uygulamada tabii ki sakıncalı olan kısımları düzeltmek lazımdır diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.