KOMİSYON KONUŞMASI

OSMAN TANEY KORUTÜRK (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Toskay benim sormak istediğim birçok teknik konuyu sordu, hepsine de doyurucu yanıtlar aldığını düşünüyorum.

Bir kere bu anlaşmaya ilke olarak Cumhuriyet Halk Partisinin karşı olması için bir sebep yok, ben de karşı değilim, onu belirtmek istiyorum. Yalnız, iki şey, kayıtlara geçmesi için bir tespitte bulunacağım, bu daha ziyade Dışişleri Bakanlığını ilgilendiren bir konu ama Dışişleri Bakanlığı temsilcisinden bu konuda bir cevap beklemiyorum ama biz ilkeli siyaset uyguladığımızı söylüyoruz ve mesela Mısır'la ilişkiyi Türkiye asgariye indirmiş durumda, büyükelçi düzeyinde temsil edilmiyor. Sebep? Mısır'da darbe yapılmış olması. Şimdi, aynı şey Sudan için de söz konusu. Bu Sudan Devlet Başkanı 1989'da orada bir darbe yaptı, darbeden sonra 1993'e kadar devlet ve Hükûmet Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Başkomutan falan gibi sıfatlarla girip, 1993'te kendi kendini Devlet Başkanı atadı. 1996'da manipüle edildiği uluslararası alanda sıkça söylenen bir seçimle iktidara geldi, almış olduğu oy yüzde 75,7. Hâlihazırda uluslararası Ceza Mahkemesi'nde hakkında tutuklama kararı var. Biz Mısır'la ilişkileri kesiyoruz, Mısır gibi önemli bir devletle ama Sudan'la böyle bir anlaşma yapıyoruz. Bu anlaşmanın yararlı olduğunu biliyorum, bu anlaşma için çalışmış olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının çok yetkin olduklarını buradaki konuşmalarından da görmüş oldum, temsilcilerine de bundan dolayı teşekkür ediyorum, Türkiye'nin yararınadır hiç şüphe yok. Ama ilkelerden bahsederken bu ilke açmazının da altını çizmek istiyorum.

Bunun dışında bir de teknik bir şey sormak istiyorum: Şimdi, 3'üncü maddenin (2)'nci fıkrasında: Taraflar, Ortak Şirket ve Türk Girişimcilerin, Sudan tarafının kâr payı hariç olmak üzere, ihracat gelirlerini yabancı döviz cinsinden Sudan dışındaki bankalarda, sermaye mallarının ve yurt dışından getirilecek diğer tüm girdilerin ithali, yatırım, kredi ve borçlarının geri ödenmesi, yüklenicilerin, taşeronların ve servis sağlayıcılarının ücretlerinin ödenmesi, diğer masrafların yapılması, akreditif açılması, faturaların ödenmesi ve edinilmiş kârın dağıtılması vesaire amacıyla tutulmasına ve bu miktara herhangi bir engelleyici önlem olmadan kullanması konusunda anlaşmaya varmışlardır." diyor, arkasından devam ediyor. Bu "Sudan dışındaki bankalar" derken Türk bankalar mı kastediliyor yoksa genel olarak uluslararası piyasadaki herhangi bir banka mı kastediliyor? Bir bunu sormak istiyorum.

Bir de gene anlaşmayla ilgili genellikle burada, son zamanlarda gördüğümüz Dışişleri Komisyonuna gelen ve Genel Kurula indirilmek üzere Komisyondan geçen anlaşmalarda gördüğümüz bir zaafa işaret etmek istiyorum. Bunlar anlaşmadan ziyade temenni belgesi şeklinde hükümler içeriyor. Bunun da mesela 2'nci maddesinin (5)'inci fıkrasında "Taraflar yapıcı bir tutum sergilemeyi taahhüt edeceklerdir." 5'inci maddesinde: Anlaşmazlıklar dostane şekilde çözümlenmesine çalışılacaktır, çözümlenecektir gibi... Bu tabii anlaşmaların alışılmış gücünü etkileyen bir konu, bunun altını çizmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.