| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .01.2015 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, Sayın Bakan Yardımcım, Bakanlığınızın ve diğer bakanlıkların çok değerli temsilcileri, basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugünkü gündemimiz 12'nci maddeyle başlıyor. Bugün görüşmekte olduğumuz Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 12'nci maddesinin (1)'inci fıkrasının ve diğer fıkralarının tasarı metninden çıkarılmasını istediğimiz bir önerge var. Bu önergeyle neyi istiyoruz bu tasarı metninden çıkarılması için?
Değerli arkadaşlar, (1)'inci fıkrasıyla, biliyorsunuz, dün de görüştük, polis akademileri ve polis kolejleri kapatılıyor. Polis kolejlerinin kapatılması için dün söylenecek bütün laflarımızı söyledik. Bunun bir yanlış olduğunu, en azından kapatılması zaruri hâle gelmiş ise bu öğrencilerin mezuniyetine kadar devam etmesi, ondan sonra kapatılması yönünde önerilerimiz, maalesef, iktidara mensup milletvekillerimizce, Komisyon üyelerince kabul edilmedi ve bu kolejlerin kapatılması dünkü görüşmelerde kabul edildi. Bugün de gene onun bir devamı olarak Polis Akademisi kapatılıyor.
Ben hep söyledim, gene söylemeye devam edeceğim, Polis Akademisi Türkiye'nin uzman, nitelikli polis amirlerinin yetiştirilmesinde çok büyük hizmetleri olmuş bir kurumdur. Ben bu akademinin Türkiye için elzem olduğunu, zorunlu olduğunu, bu akademide yetişecek polis amirlerinin gerçekten ülkemiz için çok faydalı hizmetler edebileceğini düşünüyorum. Gene bir öfkeyle bu akademinin kapatılması, uzman, yetişmiş, nitelikli polis amirlerinin çekirdekten yetişmesini sağlayan bu kurumun kapatılması bize büyük zararlar verecektir. Bunun doğru bir uygulama olmadığını düşünüyorum. Biz bunun birçok yönleriyle hatalı olduğunu söylüyoruz ama maalesef iktidarımız bu dileklerimize kulak tıkamaktadır.
Şimdi, bir akademide yetişen polislerimiz mi daha uzman olur, yoksa üç aylık, beş aylık kurslarla yetiştirdiğimiz polis amirleri mi daha nitelikli olur? Bunun en güzel örneğini geçmişte hızlandırılmış eğitimlerle birer aylık, ikişer aylık kurslarda yetiştirdiğimiz öğretmenlerde görüyoruz. O öğretmenlerin görev aldığı okullarda yıllar sonra çok büyük sıkıntılar çektik. O öğretmenler gerçek birer öğretmen olana kadar toplum, eğitim camiası ne kadar zarar gördü, bunu hepimiz yaşadık, biliyoruz. Şimdi, aynısını polis amirleri için yapacaksınız. Yapacağınız bu düzenlemeyle, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesini kapatıyorsunuz bu maddeyle. Öğrencilerin mezuniyetine sadece bir dönem kalmış, bunları da farklı üniversitelere gönderiyorsunuz. Buna karşılık 2020 yılına kadar sivil üniversiteleri bitirmiş öğrencilerin bir yıl okutulmak suretiyle komiser yardımcısı olmasını sağlayacak bir düzenlemenin önünü açıyorsunuz. Peki, elimizde hazır yetişmiş elemanlar var yani dört ay sonra bunlar mezun olup... Şu anda sayısını Sayın Akademi Başkanımız burada açıklayabilirler yani -ne kadar- mezun olacakların sayısı 400 mü, 500 mü bilmiyorum, bilmem. Yani, bu kadar öğrencimiz hazır elimizde bir kuvvet iken bunları sokağa atıyoruz, başka üniversitelere gönderiyoruz. Tekrar, üniversiteyi bitirmiş, işte, bizim alt komisyonda da görüşülürken bunları bazı arkadaşlarımız dile getirdi, üniversite ayrımı da yoktur, su ürünleri fakültesinden veteriner fakültesine kadar, ne bileyim işte tıp fakültesinden sosyal bilimlere kadar herkes müracaat etme hakkına sahip olacak. "2020 yılına kadar sivil dediğimiz bu üniversitelerin mezunu herkes polis amiri yetiştirilmek üzere komiser yardımcısı olması sağlanacak." diyoruz. Elimizde yetişmiş bu kadar kuvvet var iken, mezuniyetlerine dört ay, beş ay kalmış iken -belki daha kısa bir süre- bu insanları niçin sokağa atıyoruz? Bunun mantıklı bir izahını yapabilir miyiz? Suçlu ise -dünkü kolej öğrencileri için söyledik, şimdi akademi öğrencileri için aynı şeyi söylüyoruz- bulursanız suçlarını, okula girdiklerinde mi bu suçu işlediler, dışarıda mı işlediler, daha sonra mı işlediler, haklarında -Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu savunuyoruz, söylüyoruz- gerekli işlem yapılır, bu insanların içinde varsa suçlular ayıklanır ama topyekûn herkesi aynı kefenin içine koyup kurunun yanında yaşı da yakmanın hakkaniyete, hukuka sığmadığını belirtmek istiyorum.
Gene, bu tasarının bir fıkrasıyla Polis Akademisi Başkanlığında görev yapan öğretim görevlileri ile idari personelin iki ay içerisinde başka illerdeki okullara atanması öngörülmektedir.
Sayın Başkanım, biz eğer bu akademiyi kapatacaksak, ki bu polis yasasının görüşüldüğü, hazırlandığı bakanlıkta tasarının görüşüldüğü günlerde -biz uzayda yaşamıyoruz, biz de Türkiye'de yaşıyoruz, Sayın Bakanım da bunu çok iyi biliyor- akademinin kapatılacağı, polis kolejinin kapatılacağı konusunda söylentiler var ama aynı tarihlerde bakıyoruz, ilanlar yapılmış. Hem de -bu üçüncü defa belki olacak, tekrar ediyorum- adrese teslim ilanlarla öğretim elemanı aldık, onlarca öğretim elemanı aldık. Ben şimdi sorarım sizlere, son iki yıl içinde akademiye ne kadar öğretim elemanı alındı? Sayı olarak bu rakamları Sayın Bakanımdan ben istirham ediyorum. E, kapatacağınız bir kuruma bu elemanların alınması israf değil mi? Kaldı ki bu elemanları alıyorsunuz, bir de YÖK'e devrediyorsunuz yani aldığınız öğretim elemanlarını, bizde doldur boşalt yapılan bazı kurumlar var, biz bunu biliyorduk ama demek ki akademiyi de mi bu amaçla kullanıyorsunuz, öğretim görevlisi kadrolarına atama yapmak için mi kullanıyorsunuz bunu? Kapatılması öngörülen bu akademi, Güvenlik Bilimleri Akademisindeki öğretim görevlilerinden tekrar istediklerinizi geri alma hakkınız var, öyle bir yetki veriyorsunuz, bir veya iki ay içinde; o sürelerin hiçbir önemi yoktur. Yani, yeni bir VIP listesi hazırlayacaksınız, arzu ettiğiniz, size biat etmiş, sizin emirlerinizden çıkmayan, görüşünüzden çıkmayan öğretim görevlilerini tekrar geri alacaksınız, birazcık tarafsız kalmış, kanunları uygulamaya meyilli öğretim elemanlarını da gene sizin tabirinizle "birini Hizan'a birini de Fizan'a" göndereceksiniz. Anladığımız kadarıyla bu yasal düzenleme bu. İki ay içinde dağıtıyorsunuz okulları. O okullara dağıtacağınız bir sürü öğretim elemanları olacak, bu öğretim elemanlarının dışarıda görevlendirilmesi kurulmuş aile düzenlerini bu ortamda, bu karda kışta altüst etmeyecek mi? Kapatılması öngörülen bir kuruma, bir yandan da hâlen öğretim görevlilerinin alınmasına devam edilmesini neyle izah edeceksiniz? 1984 yılında yürürlüğe giren 3087 sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu'nda, biliyorsunuz, gerekse 2001 yılında yürürlüğe konulan 4652 sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu'nda akademik kadrolu öğretim elemanlarının istekleri dışında Ankara'da bulunan Polis Akademisi dışına atanması veya görevlendirilmesi özellikle eğitim kalitesinin dönemsel siyasi etkilerden korunması amacıyla yasa hükmüyle sağlanmıştır. Yani, yasal hükmüyle Ankara'da olması gereken öğretim elemanlarının siz Ankara dışına da dağıtımını yapacaksınız ve yasaya da aykırı bir işlem yapmış olacaksınız. Yapılmak istenen düzenleme çok yanlıştır. Emniyet teşkilatının güvenlik bilimleri alanındaki akademik müktesebatının sıfırlanması ve bunların yerine bu konularda hiç birikimi, deneyimi, tecrübesi ve akademik kariyeri bulunmayan yandaş kişilerin getirilmesi Türk milleti ve emniyet teşkilatı adına çok büyük bir kayıp olacaktır.
Değerli arkadaşlar, polis okullarının ve Güvenlik Bilimleri Fakültesinin kapatılmasından sonra etkisizleşecek olan Akademi Başkanını Hükûmetin emrinde sıradan bir kamu görevlisine dönüştürecek bir düzenlemedir bu aynı zamanda ve bu maddeyle Polis Akademisinin, tarafsız, bilimsel yayın yayıp eğitim vermesi gereken bir akademinin Başkanı, "Atanma süresine bağlı kalmaksızın istendiği zaman Bakanlık tarafından görevden alınır." diye bir madde konuyor. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün müdür? Yani, tarafsız eğitim yapması gereken bir akademi, bilimsel çalışma yapması gereken bir Akademi Başkanını siz istediğiniz dakika görevden alacaksınız, istediğiniz dakika başka bir göreve verebileceksiniz, ondan sonra da ondan tarafsız olmasını istediğiniz güvenlik amirlerini yetiştirmesini isteyeceksiniz. Bunun mümkün olmadığını belirtmek istiyorum. Bu tasarının, haksızlığa ve mağduriyete yol açan bu tasarının 12'nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını ve bizim bu konudaki önergemizin desteklenmesini istirham ediyorum. Biraz sonra da görüşeceğimiz önergeye desteklerinizi bekliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.