| Komisyon Adı | : | (10 / 242, 349, 392, 394, 397, 401) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun çalışma takviminin görüşülmesi Komisyona davet edileceklerin tespiti Komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .05.2019 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Teşekkür ederim.
Çok kısa bir iki, bu değerli açıklamaları dinledikten sonra...
Tabii, şimdi, Demirel dediniz, "Damdan düşenin hâlinden damdan düşen anlar." derdi Sayın Cumhurbaşkanım, onun o lafı geldi aklıma. Hani bu Komisyonun ne kadar doğru kişilerden oluştuğunu görüyorum dinledikçe. Yani sizin deneyimleriniz aslında hem burada çözüm üretecek, Komisyon üyeleri olarak hem de hadiseyi yaşamış kişilerin burada oluyor olması bizim de çok işlerimizi kolaylaştırıp daha hızlanacak. O manada çok değerli sizin varlığınız. Teşekkür ederiz. Allah yardımcı olsun, Allah kolaylık versin. Hep beraber üstleneceğiz.
Şimdi, sayın vekilim gitti ama yaşadığı sıkıntıları anlatırken şöyle bir duygu belirdi: Ben tıp doktoruyum ve milletvekiliyim burada. Sayın vekilimiz de tıp doktoru ve milletvekili. Hani bu çocuklar yani sizlerin çocukları, elbette hastalık Allah hiçbir çocuğa, hiç kimseye hastalık vermesin ama yine de hasta bireyler ele alındığında, tüm hasta bireyler ele alındığında da aslında şanslı çocuklar yani hani bilinçli ailelerin çocukları, imkânları olan ailelerin çocukları. Öyle bakıldığında aslında öyle. Biraz önce hani vekilimizin de dile getirdiği gibi bizim bir numaralı hareket planımızı belirlememiz lazım. Hani tıp doktoru olarak hocamın söylediği tıbbi önlemlerin tamamı, hepsine katılıyorum. Ben şunu anladım dinledikten sonra, kendi düşüncem. Biraz bizim öncelikle problemimiz nedir, bu probleme yönelik dünyada en iyi yerlerde ve bizim ülkemize uygulanabilecek çözüm önerileri nelerdir ve bunlara en kısa zamanda, hangi varlıklarımızı, buna kamu da dâhil, Sağlık Bakanlığı da dâhil, birtakım kurumlar da dâhil, STK'ler de dâhil, nelerimiz var; bunların hangi şekilde yola koyarak çözüme odaklanabilir ve çözüm üretebiliriz. Bu üç başlık hâlinde bir hareket planı yani acil eylem planı dediğiniz şeyin bir benzerini -aslında aynı şeyi kastediyorum- oluşturmamız lazım, onu görüyorum.
Şimdi, dünyayı incelediğimizde, gelişmiş ülkelerde, az önce bahsettiğim rakamları bu işe ayıran ülkelerde bile en büyük problem, bu iş geç teşhis ediliyor ve çocuklarda da hani geç teşhis edildiği vakit ilerleme daha az olabiliyor. Dolayısıyla erken teşhis çok önemliyse o zaman bu hareket planının içerisinde dünyada, Amerika'da ve Avrupa Birliği ülkelerinde de tarama en büyük problem yani taramanın... Az önce buradaki deneyimleri de dinleyince, bilinçli aileler bile, tıp doktoru olan bir ailenin çocuğu bile hani geç fark edilebiliyorsa ve birtakım merkezlere ulaşabilen bir insan... Az önce vekilimiz anlattı. Ama toplumda filanca şehrin filanca kasabasında veya köyünde yaşayan, sosyokültürel seviyesi son derece düşük, ekonomik anlamada çocuğunu belki de çok büyüyene kadar doktora bile götürememiş aileler var.
Şimdi, bizim hedef kitlemiz değil... Hedef kitlemiz bütün Türkiye'deki ve hatta dünyada buna aday olan çocuklara ne yapılabilir, bunu bulmamız lazım. Bu yüzden de hani taramanın çok önemli olduğunu dünyada görüyoruz. Amerika'da ve hatta Avrupa ülkelerinde bile yirmi beş ay civarında en erken teşhis. Hâlbuki daha erken de tespit edilebilen bir hastalık otizm, teknik bilgiler öyle görünüyor, bize verilen veriler. Bu kırk beş aya, kırk dört aya kadar uzuyor, çok kaynak ayrılıyor. "Birtakım yol kat etmişler, bizden daha iyi durumdalar. Eğitiminde, sağlığında, her şeyi hani yerleştirmişler." dediğimiz ülkelerde bile durum böyle. O hâlde...
Şimdi, çok basit bir şey var, Isparta'da, benim kendi seçim çevremde bir dernek var Isparta Nefes Otizm Derneği diye. Çok basit 2 tane broşür yapmışlar. Kağıda dökemedim, yeni elime ulaştı. Daha sonra onu ulaştırırım. "Isparta, otizm hızla artıyor, farkında mısınız?" diyor. Otizmi tanıtan ve arkasından da şöyle bir, otizmin işaretleri nelerdir... Çok basit, herkesin anlayabileceği yani okuma yazması olan herkesin anlayabileceği çok basit broşürler. Şimdi, bu bizim hareket ve çözüm eylem planımızda tıbbi olarak ve eğitim anlamında yani Millî Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları anlamında, bakanlarla direkt görüşüp ilgili bir birim, şube olur, daire başkanlığı olur bilemiyorum ama bütüncül bir, hani Türkiye'nin her yerindeki tüm aile hekimlerine, tüm ailelere, sıkıntısı olan ailelerin hemen, ekonomik koşulları yerinde olmasa bile başvurabilecekleri, belki tek bir telefon numarasıyla başvurabilecekleri ve ilgili merkeze yönlendirilecekleri, daha sonra bu dataların tamamının az önce hocamın bahsettiği gibi işlenebileceği bir sistemin kurulması lazım. Yani bütün aileler bundan yararlanabilmeli. Sadece... İşte az önce birtakım yerlerin isimleri verildi, oralara ulaşabilenler şanslı çocuklar yine de. Herkes ulaşmalı ve oralardaki denetlemelerin hepsinin tamamının da tek bir elden ve doğru şekilde... STK'lerin, uzmanların, üniversitelerin içinde olduğu bir mekanizmayla denetlendiği bir sistem oturmalı. Bunun içerisinde Türkiye gibi, özellikle kişi başına düşen millî gelirin daha düşük ve aslında bu zihinsel hastalıklar hakkında bilincin daha az olduğu ülkelerde kamunun hizmet ve finansman sağlayıcı olduğu çözüm önerileri daha mecburen ön planda olacak, öyle görünüyor. Dolayısıyla bu politikaların üretilmesini sağlamak bakımından Millî Eğitim ve Sağlık Bakanlarıyla direkt görüşüp her iki bakanlığın ortak çalışacağı ama hani otizm ve bu zihinsel engelli hastalıkların tamamının tüm Türkiye'deki vatandaşın ulaşacağı bir merkez...
BAŞKAN - Bunda Necdet Hocamdan da...
AYLİN CESUR (Isparta) - Yararlanabiliriz.
BAŞKAN - Tabii, Cumhurbaşkanlığından yönlendirerek...
AYLİN CESUR (Isparta) - Tabii.
Mesela Amerika'da Obama bu işi üstlenmişti. Hani direkt olarak Cumhurbaşkanı düzeyinde böyle bir şeye el atmıştı. Bu tip bir öneri de getirilebilir. Yani hani bir kurumun... Ama Sağlık Bakanlığının ve Millî Eğitim Bakanlığının bu işin içerisinde olması şart.
Şimdi, bununla beraber, kaynakların verimli kullanılmasını sağlayacak Türkiye'de ne merkezî ne de yerel bir sistem yok. Az önce bahsedilen iyi örnekler var. Belki dünyadaki birçok kurumla yarışacak hocalarımız var sağlıkta ama Türkiye'deki tüm ailelerin buna ulaşmasını sağlayamayız. O yüzden bütün dataları ve bütün kaynaklarımızı, içinde bunun doktorların olduğu, psikiyatrların olduğu, pedagogların olduğu, sosyal hizmet uzmanlarının olduğu tüm kaynakları tek bir merkezde gerek bilgi gerekse faydalanma anlamında toplamamız lazım ve bununla alakası olacak tüm hastanelere belki, belki tüm üniversitelere -belki belli üniversiteler daha merkez olabilir- insanların en kolay ulaşacağı şekilde bölgesel anlamda yayılmasını sağlayacak bir mekanizma kurmamız lazım. Bütün bunlar yapılırken de tabii, dünyada ne oluyor, ne bitiyor; bütün bunları Türkiye'ye getirmemiz lazım. On saat eğitim çok az çünkü eğitimle bunların ne kadar iyi olabildiği görülüyor. 2023'te de 2 çocuktan 1'i dünyada -bugün 59'da 1 ama- otizmli doğacağı söyleniyor Massachusetts Enstitüsünün rakamlarına göre. Yani bu sadece bizim mevcut hastalıklara maruz kalmış olan aileleri ve çocukları rahatlatmak değil, daha sonrasında olası... Yani her 2 çocuktan 1'i demek Türkiye'de de çok yüksek demek. Dolayısıyla bizim gerçekten çok önemli bir görev üstlendiğimizi düşünüyorum. Kapsayıcı, bütüncül ve çözüm odaklı bir mekanizma oluşturmamız lazım. Sivil toplum örgütlerini dinledikten sonra direkt ilgili kurumların hani en tepesindeki yetkililerle görüşüp bizim de onlara bir brifing verecek durumda olmamız lazım. Hani bir de "Sivil toplum örgütlerini, uzmanları dinledik ve elimizde yapılması gerekenler bunlar ve bunu, bütüncül ve merkezî bir şekilde yaklaşmak bakımından sizlerin bu işi ele almanızı istiyoruz." deyip çözüm önerilerini sunmamız, burada da gerekli yasal değişikliği de yapmamız lazım.
Teşekkür ederim.