| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .01.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bizim söylediklerimiz mükerrer olacak belki ama başka çaresi yok, hiç olmazsa pek çok kere dile getirir isek belki vicdanlarınız da yumuşar, efendim buna bir çare bulursunuz. Gerçekten, Sayın Türkoğlu çok güzel açıkladı, olabilecekleri, olması gerekeni, zorlukları; bu maddenin tatbik kabiliyetinin hemen hemen olmadığını, ne kadar zor olduğunu açıkladı.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, siz, Polis Akademisine bağlı Güvenlik Bilimleri Fakültesini kapatıyorsunuz, öğrencileri de tercihlerine göre üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerine yerleştiriyorsunuz. Gerçi burada "tercihlerine göre" diye düzenlenmiş ama şimdi konuşulanlardan şunu anladım, bu tercihler çok da dikkate alınmayacak herhâlde çünkü "5 yer tercih edilecek" deniyor o zaman bilmiyorum yani Hükûmet bu konuda Komisyonu aydınlatırsa iyi olur. Yani "tercihlerine göre" demek bir yeri tercih edecek oraya gidecek ama birden fazla tercih olacaksa ya da 5 yer tercih edilecekse o zaman Hükûmet ne yapacak sonuncu tercihine gönderdik diyecek, kimse de bir şey diyemeyecek belki o zaman.
Şimdi, Sayın Başkan, bu yasanın tümü öyle ama bu maddeler, bu görüştüğümüz madde de öyle büyük bir haksızlığa neden olacak. Öğrenciler, oradan atılan öğrenciler, aileleri, yakınları, sevenleri, devlete karşı husumet besleyecekler. Sadece öğrenciler değil onların anneleri, babaları, yakınları, kendilerinden bir şey bekleyenler, sevenleri devlete karşı husumet bekleyecekler. Biz, böyle bir ortam yaratıyoruz bununla. Şayet bu okullarda bu Güvenlik Bilimleri Fakültesinde Hükûmetin iddia ettiği gibi bir yapılanma var ise bununla ilgili ayrıntılı bir inceleme yapılmalı, ona göre varsa suçlular onlarla ilgili işlem yapılmalıdır. Yani, kurunun yanında yaş da yansın mantığı hiçbir zaman uygun değildir, bunun sakıncalarını geçmişte gördük, bu Ergenekon, Balyoz davasında gördük. "Efendim, ne yapalım işte ya, kurunun yanında yaş da yanar." olmaz. Sonra da "kumpas" dediniz. Bakarsınız bu sefer devir bir değişir, bu sefer buna da "kumpas" derisiniz. O nedenle, bana göre yanlışlıklara, haksızlıklara ve ileride telafisi güç zararlara yol açmamak bakımından bu maddenin yeniden düzenlenmesi lazım.
Bir de sürekli dile getirdiğim görüşümü yineliyorum. Yani, biz bunu aceleye getirmeyelim değerli arkadaşlarım, daha salim bir kafayla değerlendirelim. Reaksiyoner bir tavır almaktansa işin icabı neyse onu yapalım. Şimdi, 17 Aralıktan sonra bu Gülen cemaatiyle ilgili eski uygulamalarınızdan vazgeçiyorsunuz, koalisyon ortaklığını sona erdiriyorsunuz ve oraların tabii, onların nerede olduklarını da biliyorsunuz çünkü beraber hareket ettiniz yani kim, nereye, nasıl yerleşti, hepsi bilginiz dâhilinde olduğuna göre bu işi soruşturmak da zor değildir yani elinizle koymuş gibi bilirsiniz çünkü sizin -"Sizin" derken tabii Hükûmeti kastediyorum, burada oturan arkadaşları kastetmiyorum- yani Hükûmetin bilgisi dâhilinde, izni dâhilinde belli yerlere yerleştirdiler şayet yerleşmişlerse. Peki, şimdi, siz bu çocuklarla ilgili işlem yapıyorsunuz, bunları bu şekilde yetiştirenleri oraya getiren bakanlarla ilgili herhangi bir işlem yapmıyorsunuz, bakanlar bakanlıklarına devam ediyorlar, müsteşarı bakan yapıyorsunuz, genel müdürü vali yapıyorsunuz, birini milletvekili yapıyorsunuz yani bazılarını ödüllendiriyorsunuz bazılarını da cezalandırıyorsunuz. Olmaz ki öyle şey! Öğrenci en masum insandır, öğrenciye öğretim üyesi bir şey demiştir, yapmıştır. Peki, biz, buna sebebiyet verenlerle ilgili ne yapacağız? Şimdi, siz devlet içerisindeki yapılanmanın sona erdirilmesi için... Bu Hükûmet çalışmıyor arkadaşlar, dün de söyledim. Sayın Bülent Arınç'ın Bursa İl Kongresindeki sözleri her şeyi açıklıyor, diyor ki: "Size her tür imkânı bahşeden AKP iktidarına karşı ihanet ettiniz, onun için sizi affetmeyeceğiz." Bakın "Devlete ihanet ettiniz." demiyor "Devlet içinde yapılandınız." demiyor "Devlet içinde farklı bir yapı oluşturdunuz." demiyor, diyor ki: "Bizim iktidara ihanet ettiniz." Sorun bu. Şimdi, biz, bir parti ile bir cemaat arasındaki mücadelenin devlet kurumlarını bu kadar hırpalamasına izin verirsek yanlış yapmış oluruz. Devlet ciddi bir şeydir ve bir cemaat ile Hükûmet kavgasına göre şekillendirilecek bir yapı değildir. Bu nedenle, önergemiz inşallah kabul görür ve bu maddenin hiç olmazsa çok sakıncalı olan bir bölümü iyileştirilmiş olur.
Bakın arkadaşlar -Sayın Başkan, belki biraz konu dışına çıkacağım ama bunu göz önünde bulundurmamız lazım- siz bu düzenlemeyi yapmış olmakla bu çocukları işsiz bırakıyorsunuz. Şu anda, gençler arasında işsizlik yüzde 25. Adamın garantili bir işi varken şimdi onu işsiz bırakıyorsunuz.
İkincisi, ülkede çok ciddi sorunlar varken biz şimdi bunlarla uğraşıyoruz yani bu önemli bir şey değil ki... Önemli derken, şöyle: İdari bir kararla bu güvenlik bilimleri fakültesinde, kolejde olduğunu iddia ettiğiniz yapılanmalar varsa yargı var, idari tahkikat var, bu onunla halledilebilir yani yasa çıkarmaya gerek yok. Ülkenin ciddi meseleleri var. Bakın, ülkenin dört tarafı ateş çemberi. Ülkenin bir bölümünde devlet neredeyse kontrolü kaybetmiş durumda. Cizre olaylarını izliyoruz, burası İçişleri Komisyonu, Genel Kurula da bilgi verilmemiştir, muhtemelen Sayın Bakandan şimdi sorsak gene bilgi vermeyecektir veya herkesin bildiği kadarını söyleyecektir yani "bilmesi gereken kadar metodu" var ya herhâlde onu uygulayacaktır, öyle zannediyorum. Sabah haberleri izledim, vallahi irkildim. Mesela, diyor ki: "Biz orada gaz kullanmadık." Sayın Bakan öyle diyor "Orada gaz kullanmadık, orada herhangi bir müdahale olmadı." diyor yani bu nedir? Bu, bir itiraftır, biz oradaki olaylara müdahale etmiyoruz demektir yani bu bir itiraftır. Hâlbuki, şurada, Kızılay'da 5 kişi yan yana gelsin, bir pankart assınlar, vallahi, hemen Çevik Kuvvet falan etrafını çevirir, adamları doğduğuna pişman eder, alır götürür, gaz sıkar, su sıkar, vesaire, vesaire... Şimdi, ülkemizin ciddi sorunları var yani bunları söylerken, orada şu gaz sıksın falan anlamında söylemiyorum, olayları önlesin anlamında söylüyorum. Yoksa Edirne'de nasıl işlem yapılıyorsa vatandaşa Hakkâri'de de yapılmalı, Ağrı'da nasıl işlem yapılıyorsa Muğla'da da yapılmalı. Biz, bunu diyoruz çünkü herkes bu ülkenin yurttaşı. Zaten bizim sorunumuz bu arkadaşlar. Bizim sorunumuz, bir türlü bunu sağlayamamamızdır, insanları bölmüş olmamızdır, şucu bucu, yok 37 tane etnik bilmem ne var. Buna hiç gerek var mıydı? Tam demokrasiyi sağlayın, herkese eşit yurttaş olarak tüm haklarını verin, bitti ya. Ne olacak? Herkes bu ülkenin birinci sınıf yurttaşıdır, herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıdır, herkes ülkenin bütünlüğü içerisinde demokratik haklarını kullanabilir. Siz demokrasiyi yok ederseniz, bunlarla uğraşırsak ülkede de başka şeyler olur, işte yönetim boşluğu olur.
Şimdi biz desek ki: "Yönetim boşluğu var." siz kabul etmeyeceksiniz tabii "Şu kadar milletvekilimiz var, nasıl yönetim boşluğu olur?" Ama yönetim boşluğu var. Bir kadın geliyor, Sultanahmet'te bir Turist şube müdürlüğüne saldırı düzenliyor, hemen saldırının akabinde diyorlar ki: "Biz canlı bombanın kimliğini tespit ettik, örgütünü de tespit ettik, DHKP-C mensubu.". Aile gidiyor, bakıyorlar, kızları değil. Bir daha araştırma, bu sefer Dağıstan'dan gelmiş, iddiaya göre bir süre Antep'te kalmış, dün de söyledim. On beş gün oldu neredeyse, daha bir açıklama yok. Bu, kime, hangi örgüte mensup? Kimler var yanında, arkasında, önünde? Bizim emniyetimiz örgütlerin yapıları hakkında tecrübelidir ama her nasılsa Hükûmet açıklamıyor. Niye açıklamıyor arkadaşlar? Bize açıklasınlar yani IŞİD mensubuysa IŞİD'dir, öbürüyse öbürüdür. IŞİD mensubu olunca açıklanmaz mı? Yani öyle bir şey mi var?
Sayın Başkan, siz de "Kimdir?" diye sormalısınız.
BAŞKAN - Tamam, sizin adınıza soracağız efendim.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Biz Sayın Bakana soruyoruz ama şöyle: Sayın Başbakanın sabahki yaptığı açıklamayı yapacaksa -Brüksel'e mi gidiyordu, bir yere gidiyordu, bir açıklama yaptı- o kadarsa zaten o basına yansıdı ama gerçekten örgütün adı söylenecekse, kimdir, kim değildir, örgüt bağlantıları çözüldü mü, onu bilmemizde fayda var. Bunu şunun için söylüyorum: Ülkede önemli sorunlar var. Şimdi okul kapatıyoruz ya! Okul kapatmakla Türkiye Büyük Millet Meclisinin zamanını niye harcıyoruz arkadaşlar? Şimdi, biz falan yerdeki ortaokulu kapatırken Türkiye Büyük Millet Meclisinden kanun mı çıkarıyoruz? Evet Sayın Başkan, sorun bu.
Sözlerimi şununla tamamlamak istiyorum: Faydalı işler yapalım, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışan işler yapalım "cambaza bak" politikasını bırakalım diyorum ve hepinize saygılar sunuyorum.