KOMİSYON KONUŞMASI

YUNUS KILIÇ (Kars) - Ülkelere göre değişmekle beraber, bazı ülkelerde hani ölümden önceki hâl, agoni hâli, ona getirmek için mesela balyozla durup kafasına vuran ülkeler de var.

BAŞKAN - Elektroşok verenler var.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Yani, acıyı ortadan kaldırmak için verilen en büyük acı bence. Bazı ülkelerde bunu, tabiri caizse "feedback" mekanizmasını, sinirsel uyarımları ortadan kaldırmak için elektrik akımı veriyorlar, sonradan o bıçağın veya kesici maddenin acısını ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetler var. Ama dünyanın son zamanlarda kabul etmeye başladığı da o elektrik.

BAŞKAN - Peki, elektrik şoku tam olarak bütün hayvanlar üzerinde aynı etkiyi yaratmayabilir, bazılarını öldürebilir. Şimdi, dinsel açıdan da bu konuda eleştiriler var benim bilebildiğim kadarıyla. Öldüğü takdirde dinen bu sefer, tabii, mundar oluyor, böyle bir problem var.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Doğru.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Evet, o ayarlanabiliyor.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Şöyle bir şey var orada: Bu, kesim zincirine sokulduktan sonra yapılan bir şey zaten; yani, sizin tutup bunu yirmi dakika önce, bir saat önce falan yaptığınız bir uygulama değil. Ha, benim açımdan şöyle bir sakıncası olabilir: Tabiri caizse vücudun da bir elektriği var. Yani, özellikle etlerde, büyük hayvanlarda kanın mümkün olduğu kadar uzaklaştırılmasını isteriz kesimde, tabii, etin dayanıklılığı, raf ömrünün, lezzetinin ve birtakım enfeksiyon etkenlerinin de uzaklaştırılması amacıyla. Ama bu elektrik akımını ağrıyı azaltmak için, acıyı azaltmak için verdiğiniz zaman kanın boşaltılmasında kalbin vuruş hızının ve sayısının devamında sıkıntılar da çıktığı bilimsel araştırmalarda var. Ama şu anda daha alternatif bir yöntem bulunamadığı için dünya şu anda bu elektrikle acıyı azaltma yöntemini kullanıyor.

BAŞKAN - Evet.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Bir de, Sayın Vekilim, özür dileyerek, uzmanlığınız elbette, ukalalık etmek istemem ve siz veteriner hekimsiniz...

YUNUS KILIÇ (Kars) - Estağfurullah.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Tam bu tartışmalar ışığında, biz de "Dinen elbette en yetkili merci orasıdır." diye bu görüşü sorduk ve Diyanetin de, sizin de dediğiniz gibi, dozların hayvanın, kilosuna boyuna göre ayarlanabileceği, zaten çok kısa bir süre önce yapıldığını ve o işlemden sonra kan akışının da olduğu, bu sebeple dinen herhangi bir koşulda bir sakınca arz etmeyeceği yönünde bir görüşü var. Arzu ederseniz onu da Komisyonumuzun dikkatine...

BAŞKAN - Diyanetin bu konuda yazılı bir görüşü oldu mu?

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Yazılı olarak var bildiğim kadarıyla, onu da yarın falan bulup sunabiliriz arzu ederseniz.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Özür dilerim, benimki... Tabii, fetva makamında değiliz...

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Siz veteriner hekim olarak görüşünüzü söylüyorsunuz, evet.

YUNUS KILIÇ (Kars) - Evet, yani, fetva makamı olmadığımız için dinî tarafına cevaz vermeyeceğiz ama ben hekim olduğum için, kanın boşaltılmasında elbette normal hayvanın kasılma sürecini azaltacağı ve şiddetini azaltacağı için olabilir. Bu, gıdacılarla alakalı da bir mesele ama dinî taraftan öyle bir yazı gelmişse...