KOMİSYON KONUŞMASI

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tasarının 16'ncı maddesi üzerinde söz aldım.

Bu maddeyle 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 14'üncü maddesi değiştirilerek teşkilattaki atamalar yeniden düzenlenmektedir. Bu düzenlemeyle Bakan -yani İçişleri Bakanı- ve valilerin yetkileri artırılarak jandarma teşkilatı büyük ölçüde iktidarın kontrolüne alınmaktadır. Düzenlemeyle "general" rütbesinde olmayan daire başkanları ile il ve ilçe jandarma komutanlarının atanmaları, yer değiştirmeleri, geçici görevlendirmeleri doğrudan İçişleri Bakanlığınca yapılacaktır. Ayrıca, askerî nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan dolayı da -bundan sonraki buna paralel bir madde- görev başında kalmasında sakınca görülenler İçişleri Bakanı tarafından görevinden uzaklaştırılacak. Ve sicil amirleriyle ilgili düzenleme yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, il ve ilçede önemli güvenlik görevlileri olan il ve ilçe jandarma komutanlarının atanmalarında bu düzenleme ile Jandarma Genel Komutanlığının hiçbir etkisi kalmayacaktır. Atamalarda Jandarma Genel Komutanının teklifinin olmamasını biz alt komisyonda Cumhuriyet Halk Partili üyeler olarak defalarca talep etmemize rağmen bu teklifimiz uygun görülmemiştir. Tasarı olduğu gibi kabul edilerek, "Atamalarda gerek görürse Jandarma Genel Komutanı da teklif edebilir." diyerek, bir hüküm geçirilerek tasarıda aynen âdeta Jandarma Genel Komutanıyla alay edilmiştir, Türk Silahlı Kuvvetleriyle alay edilecek bir düzenleme kabul edilmiştir. Bu bizim tarafımızdan kabul edilir bir düzenleme değildir. Bu tasarıyla generallerin de Bakan tarafından görevden uzaklaştırılmasının yolu ayrıca açılmaktadır.

General atamaları konusunda Genelkurmayın teklifi İçişleri Bakanlığı tarafından uygun görülmezse bu uyuşmazlığın çözüm mercisi olarak Başbakan belirlenmiş, Başbakanın kararı yalnızca İçişleri Bakanlığına iletilerek sonuçlandırılmak yolu seçilmiştir. Böylece Başbakanın vereceği karar Genelkurmaya bildirilmeyerek Genelkurmaya hem büyük bir haksızlık hem de onun itirazını yapabilmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır.

Hükûmet general atamalarını eline alarak Genelkurmayı devre dışı bırakmak istemektedir. Oysa -Ali Bey de çok detaylı anlattı, kendisine teşekkür ediyoruz- jandarma atamalarında Genelkurmaya bildirilmemesi idare hukukunun önemli bir prensibi olan "yetki ve şekilde paralellik" ilkesine aykırıdır. Anayasa'nın 117'nci maddesinde Genelkurmay Başkanlığının devlet hiyerarşisi içindeki konumu düzenlenmiştir, çok açıktır. Söz konusu maddede Genelkurmay Başkanı statü ve protokol itibarıyla bakanlıkların önünde bir makamdır, İçişleri Bakanlığının da önündedir. Başbakan tarafından öne çıkarılan konuyla ilgili teklif veren Genelkurmay Başkanı bu düzenlemeyle devre dışı bırakılmaktadır. Dolayısıyla, Anayasa'da belirtilen devletin idari yapısı ve hiyerarşik düzenine aykırı bir durum ortaya çıkacaktır.

Şimdi, teklifimiz "Başbakan kararını yazıyla Genelkurmay Başkanı ve İçişleri Bakanına bildirsin." şeklinde olmuştur ancak bu teklifler de uygun görülmemiştir, Genelkurmay âdeta baypas edilmiştir.

Daha sonra görüşeceğiz, sicil ve görevden uzaklaştırma ve en önemlisi, bu maddedeki atama yetkilerinin Bakana ve valilere verilmesi durumunda tüm Silahlı Kuvvetlere sirayet edecek bir siyasallaşmanın içine girilecektir. Üstüne basarak söylüyoruz, Ali Bey de defalarca tekrar etti bunu. Jandarma ve Türk Silahlı Kuvvetlerindeki siyasallaşmanın sonuçları ise kimsenin tahmin edemeyeceği kadar ağır olabilecektir değerli arkadaşlar.

Ortaya çıkacak sorunları şöyle değerlendirelim: Generaller ile onlara bağlı olan askerî personel arasında bağ zamanla zayıflayacaktır.

Personelin daha iyi yerlere atanmak için siyasi şahıslarla, valilerle, kaymakamlarla kurduğu ilişkiler askerî hiyerarşi ve disiplinin önüne geçecektir.

Jandarma teşkilatının kurumsal yapısı kısa vadede iktidarın emrine girecektir.

Jandarmada ast-üst ilişkileri zarar görecek ve disiplin tamamen bozulacaktır.

Bunları söylemek için falcı olmaya gerek yok, işte siyasallaşan birçok kurumdaki sonuçları görebiliyoruz. Siyasallaştırılan yargının nasıl adaletten uzak, hukuktan uzak kararlar verdiğine hepimiz şahit olduk. Şimdi onları "paralelci" diye en çok da sizler eleştiriyorsunuz.

Jandarma personeli kanunlar, nizamlar ve amirlerin emirlerinden çok siyasi makamların maksat ve niyetine uygun hareket etme eğilimine girecektir. Bugün kanunlara uygun hareket eden kamu kurumlarının tam olarak tarafsız görev yaptığını söyleyebilir misiniz? Bütün il ve ilçelerde -iddia ediyorum- tarafsız görev yapan bir tane kamu görevlisini, üst düzey görevliyi bir saat dahi görevde tutmuyorsunuz. Mesai içinde personelin siyasi düşüncelerini aleni olarak açıklama yoluna gideceği... Ki kendisine aidiyet duygusu kazandıracak, diyecek ki: "Ben de sizdenim." Her seferinde kendinin ait olduğunu, o aynı görüşte olduğunu belirtecek yollar arayacak personel, jandarma da bunu yapacak. Bunu ben, ilk sunuş konuşmasında mıydı, alt komisyonda mıydı, dile getirdim, Sayın Bakanım da gülümsemişti o zaman. Bizde bir zamanlar vali olmak için çanta manta unutuluyordu, biliyorsunuz, anonslar ettiriliyordu, bunu herkes biliyor. Şimdi jandarma -Sayın Valim de gülüyor- yapacak bunu.

Özellikle valiler tarafından yapılacak atama ve yer değiştirme faaliyetlerinde iktidar partisinin il teşkilatları nezdinde girişimlerde bulunularak valilik makamını etkileme teşebbüsleri yaşanacaktır. Bu kapsamda, imkânları kısıtlı olan dış karakollara gitmemek için siyasi çevreler devreye sokulacak ve bu dış karakollarda da bir güvenlik zafiyeti yaşanacaktır.

Atamalarda liyakatten çok siyasi yakınlıklar, bağlantılar önem kazanacak. Atamalarda adaletten uzaklaşılacak, bunların sonucunda personelin ve ailesinin ciddi mağduriyetler yaşayacağı günler ortaya çıkacak. Her yıl belli dönemlerde rutin bir şekilde yapılan atamaların yerine siyasi tasarruflarla, her dönem sürpriz atamalarla karşı karşıya kalınacaktır.

Maddenin bu hâliyle kabulünde Jandarma personelinin yasal bir dayanak olmadan bazı siyasi değerlendirmeler kapsamında görevden uzaklaştırılmaları mümkün olacaktır artık her daim. Bunun sonucu olarak da vatandaşımızda mevcut olan "tarafsız kolluk" ve "devletin jandarması" düşüncesi artık tamamen ortadan kaldırılacak, dolayısıyla 176 yıllık bir kurumu da temellerinden sarsmış olacaksınız. Jandarmanın hiçbir baskı altında kalmadan yasal çerçevede kolluk etiğine uygun görev yapması konusunda büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Jandarmada askerî birliğin disiplini üzerinde olumsuz etkiler oluşturacak bu amirlerin atanmasından dolayı. Personelin amirlerine ve teşkilatına bağlılığı ve aidiyet duygusu zayıflayacak. İl jandarma komutanı ve Jandarma Genel Komutanlığının personeli üzerindeki etkisi ve otoritesi zayıflayacaktır. Personelin daha iyi sicil almak için vali, kaymakam, siyasi kişiler, il ve ilçe başkanlarıyla kurduğu ilişkiler askerî hiyerarşinin önüne geçecektir. Jandarma personeli siyasi makamların maksat ve niyetine uygun hareket etme eğilimine girecektir. Dolayısıyla, bu değişikliklerle Türk Silahlı Kuvvetleriyle ortak noktalardan biri daha ortadan kaldırılacaktır. Jandarmanın askerî statüsü 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 1'inci maddesinin değişmesiyle şekil olarak da tamamen kaybolacaktır. Bu çalışmaların bugünün konusu olmadığını biz defalarca söyledik. Bütün bu sakıncaları dikkate aldığımızda Jandarmayla ilgili düzenlemelere iyi gözle bakabilmemizin mümkün olmadığını belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, iç güvenlik birliği olan il ve ilçe jandarma komutanlıklarında görev yapan jandarma personeli sadece bu birlikler içinde görevlendirilmemekte. Sayın Bakanım, bunun altını çiziyorum, bu konuda sizlerden de bir cevap bekliyorum. Söz konusu personel belli sürelerle iç güvenlik birliğinde çalıştıktan sonra diğer jandarma birliklerine de tayin olmaktadırlar. Jandarma Genel Komutanlığında özellikle subaylar açısından ihtisaslaşma mevcut olmadığından verilen görevler aynı personel tarafından yerine getirilmektedir. Örneğin, bir karakol komutanı görevlendirildiği jandarma karakolunda bu 4 görevi birden yapabilmektedir ikiz görev, geçici atama şeklinde.

Jandarma Genel Komutanlığı Genelkurmay Başkanlığıyla bağlı, diğer bakanlıklarla ilgili ve ilişkili bir hukuki statüye sahiptir. Jandarma Genel Komutanı, emir komutasındaki personelin atama ve yer değiştirmesini yaparken bu hukuki statüleri dikkate alarak amacına ve görev gereklerine uygun bir şekilde atama ve yer değiştirme ve geçici görevlendirme yapmaktadır. Tüm personelin evsaf kartlarının Jandarma Genel Komutanlığında olması nedeniyle personelin niteliklerine ilişkin uygun görevlendirmeler de Jandarma Genel Komutanlığı tarafından merkezden yapılmaktadır. Aksi takdirde personelin nitelikleri dikkate alınmadan yapılacak atamalar görevlerin yürütülmesinde telafisi mümkün olmayan olaylara neden olabilecek, bunun sonucunda da liyakatsiz, disiplinsiz personel kendisine uygun olmayan kadro ve görev yerlerine gelmek için birçok girişimde bulunacak, belki de bu görevlere atanmış olacaktır. Niteliği itibarıyla Jandarma Genel Komutanlığı tarafından kullanılması gereken atama, yer değiştirme ve geçici görevlendirme yetkisi İçişleri Bakanı tarafından kullanılmış olacak ve devlet yapısı içerisinde İçişleri Bakanlığının aslının yerine geçerek işlem yapması nedeniyle bu işlemi de bir nevi yetki gaspına neden olacaktır. Tasarı bu hâliyle kanunlaşırsa Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde atama işlemleriyle ilgili kuvvet komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanının yetkisi ortadan kalkmış olacaktır. Komutanlarla olan askerî bağın azalacağını söyledim. Liyakat ve -Ali Bey söyledi- safahata uygun adil yapılan atamalar bundan sonra şaibeli hâle gelecek. Kendisini mağdur hisseden herkes doğal yoldan iyi tayin görmüş arkadaşlarını bile siyasi çevrelere yakın olmakla itham edebilecektir.

Değerli arkadaşlar, burada Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ve diğer mevzuat gereği jandarma personeli içinde garnizonlara ve belirlenen tayin dönemlerinde rutin bir şekilde atamalara tabi tutulan personel tasarı kanunlaştığında düzenli atama sistemi bozulacak, siyasi ve tasarruflara açık, ucu açık, belirsiz, düzensiz atamalar yapılacak. Diğer taraftan, siyasi iktidar el değiştirdiğinde atamalar buna göre de değişecektir aynı emniyet müdürlerinde, valilerde olduğu gibi. Bunun sonucu olarak da askerlerin fiilî olarak siyasetin içine çekilmesi durumu hasıl olacaktır. Bu atamalarda itiraz ve uyuşmazlık konusunda da sorunlar yaşanacaktır Sayın Bakanım. Şimdi, İçişleri Bakanı atadığı zaman bu atamalarda Askerî Yüksek İdare Mahkemesi mi, yoksa Danıştay mı bu davalara bakacak, bu da belirsizdir bu kanunda. Dolayısıyla, bu iki yüksek mahkeme arasında da görev ve yetki uyuşmazlığı ortaya çıkacaktır.

Bundan sonraki çekincelerimizi diğer maddelerde açıklamak üzere şimdilik bu maddeyle ilgili görüşlerimi burada bitirmek istiyorum. Bütün bu sakıncaları dikkate aldığımızda jandarmayla ilgili düzenlemelerin iyi bir niyetle hazırlanmadığı apaçık ortadadır. Bu gerekçelerle tasarının bu maddelerinin kabulü tarafımızdan uygun değildir. Tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.

Tekrar hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.