KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Önce Sayın Başkan, bir yanlış anlamayı düzelteyim, şahsınızla, demokratik yönetiminizle ilgili hiçbir şeyim yok, o müdahalemi de size bir müdahale şeklinde algıladıysanız kusura bakmayın, öyle bir şey değil.

BAŞKAN - Estağfurullah. Ben o zaman üzülüyorum biliyor musunuz.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Evet, yetki alanınıza girmek istemem, öyle bir niyetim de yoktur, kusura bakmayın.

BAŞKAN - Estağfurullah.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Ama ben sektöre şunu söylemek istedim, bunu bir daha söylemeyeceğim, bu konuşmamda da belirteceğim. Sektör dışarıda gelip bize söylediklerini lütfen burada konuşsun.

BAŞKAN - Aynen öyle, baş üstüne.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Konuşmuyorsanız da ömür boyu susun kardeşim. Anlatabiliyor muyum?

BAŞKAN - Sayın Vekilim, yerden göğe kadar haklısın.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Aynen. Yani biz burada kendi kanunumuzu çıkartmıyoruz kardeşim, ne Adalet ve Kalkınma Partililer ne Cumhuriyet Halk Partililer. Burada çıkardığımız kanun sektörün kanunu. Sektörü dinleyerek sektörün en iyi şekilde olması için bir kanun düzenlemesi yapmaya gayret ediyoruz. Burada böyle dışarıda konuşup da burada konuşmayacaksanız olmaz.

BAŞKAN - Dışarıda da konuşmasınlar o zaman.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Evet, dışarıda söylediğinizi burada samimiyetle söyleyin, biz de tartışalım, olabiliyorsa olsun, olmuyorsa eyvallah diyelim. Birincisi bu.

İkincisi, şimdi Sayın Kacır'ın ve Sayın Alim Hocanın konuşmalarında da söyledikleri gibi bir kere bu devir işinin usul ve kurallara bağlanması eski maddede sadece miras hukukuyla ilgili, ben ona katılıyorum. Yeni dönemle ilgili usul ve kurala bağlanacaktır, yönetmelikle bir kurala bağlanacaktır." şeyinin burada gelmesi lazım. Onun için önergemizde bunun yönetmelikte kurallara bağlanması talebimiz kesinlikle olmalıdır. İkincisi, bakan onayı olmamalıdır. Şimdi bizi diyorlar ki: "Bakan nasıl olsa bunlara bağlı değil mi?" Başbakan da sonuçta bunlara bağlı değil mi? Sektör bunun acısını çekmedi mi yönetmeliklerle? İşlemediğini görmedik mi? Göre göre tekrar Başbakandan alıp bakana getirip yetki vermenin, bizim yıllardır... Hani yüzde 4,5 düştü dedik bu sene madencilik sektöründeki ihracat faaliyetlerinin toplam rakamı. Niye düştü? Bundan dolayı, verilmedi ruhsatlar, zaman geçti. Hani keyfîlik olmazdı, oldu işte. Biz sizinle, Sayın Müsteşarım, sizinle Enerji Bakanlığında toplantı yapmadık mı? Sektörden gelen sıkıntılar noktasında ruhsatlar verilmiyor, ruhsatlarda yıllardır gecikme var, bunu yapın diye Sayın Bakanla beraber konuştuk, sonra Sayın Bakan gitti Başbakana bunları anlattı, sonra bir gün geldi bir günde kapılar açıldı, binlerce ruhsat verildi. Bunları yaşadık, şimdi bunlar yaşanmışken tekrar ruhsatı bakanın onayına vermenin bir anlamı var mı arkadaşlar? Sektör olarak da bundan rahatsızdır, sektörün tüm bileşenlerinin bu anlamıyla bu konuda ciddi bir rahatsızlığı var.

Bakın, 5'inci maddedeki o dediğim gibi madenler üzerindeki hakların devir ve tesliminde de aynı şekilde sadece bu devir olayını kasteden bir olay değildir, bunu açıkça yazmalıyız. Bu önergelerde de geçirmeliyiz. Evet, kurala bağlansın. İster bu bağlanan kurallar çerçevesinde yapılsın... Bakın size bir örnek vereyim. Bir ruhsat sahibi bir işletmesini devredecek şu veya bu nedenle. Yıllarca veya aylarca devredeceği kişiyle görüşmeler yapmış. Bu görüşme bir noktaya gelmiş. Ticari hayat konjonktüreldir, eğer siz bunu o konjonktürde devredemiyorsanız, diyelim ki bir konjonktür değişti bir ay sonra, o adamla yaptığınız bütün pazarlıklar biter, gider. Bakanlıkta bekledi üç ay, beş ay yani böyle bir şey olabilir mi? Yani ben biliyorum ki... Bakınız bir arkadaşım ortaklık yapacaktı, ciddi bir Avusturya firmasıyla, 10 milyar dolarlık bir iş birliği yapacaklardı. 17 ve 24 Aralıktan sonra o arkadaşımla iş yapacak kişi kendisinin bu işlerden mağdur olacağını düşünerek uluslararası bir firma onunla iş yapmaktan vazgeçti. "Ben durdurdum." dedi. Anlaşmanın son noktasına geldi, konjonktür böyle bir olay. Yani şimdi burada işi bu noktaya getirirseniz ticarette keyfîliklerin ve şeylerin önünü açarsınız. Ben yapacak, yapmayacak demiyorum ama ticaretin kuralı budur. Ticaret anında yapılabiliyorsa, anlaşılmışsa, kurallar... Devreden, alacak, bakacak, kuralları konmuş, bu kurallar varsa devir almayı kabul edecek, kurallar yoksa devir almayı şey yapmayacak. Bu anlamıyla Sakanlık noktasında bir yetki vermek bu işi zorlaştırmaktır, ruhsat sahiplerini zor duruma sokmaktan başka bir noktaya getirmez. Bakanlık onayını buradan çıkarmamız lazım. Kuralları konulmuş, istiyorsanız Bakanlığın bu konuda bir tasarrufunu MİGEM gibi bir kuruluşun bu kurallara bağlı kalmak... Orada da keyfîlik olabilir ama buna rağmen bunu konuşmamız lazım. Bakanlık onayı tamamen bu işi geçmişteki yönetmelik gibi zora sokar diye düşünüyorum.

Bizim düşüncemiz bu noktada böyledir.