İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli bakan yardımcıları, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, sözleşmeli öğretmenlik konusu var olduğundan bu yana mücadelesini yaptığımız, ortadan kaldırılmasını istediğimiz önemli bir problemdi ama o problem hâlâ, benzeri ağırlıkla devam ediyor.

Şimdi, burada maddeyi okurken bile cümle dikkatimi çekiyor, sizin de dikkatinizi çekmiştir belki de. Diyor ki: "Sözleşmeli öğretmenlerden dört yıllık çalışma süresini tamamlayanların talepleri halinde bulundukları yerde öğretmen kadrolarına atanacağı..." Bunlar zaten öğretmen. Böyle bir cümle... Burada bile öğretmenlik meselesi bakımından bir ayrım söz konusu. Bu sözleşmeli öğretmenlik meselesi, sözleşmeli memurluk meselesi esasen kökten kaldırılmalı, kadrolu atama olmalı; temel hedefimiz bu. Ancak burada bir adım atılıyor olmasını görmek de sevindirici, bunu da ifade edeyim. 3+1'e düşürülüyor, 4+2 olan süre 3+1'e düşürülüyor.

Burada sayın milletvekillerimizin de gözünden kaçmadığını düşünüyorum, aslında burada kadroya geçiş süresi de kısaltılmış oluyor. Bakın bu önemli. Kadro talep ediyoruz, 4+2 yıl, iki yılda kadrolu oluyor, üç yıla düşürülüyor sözleşmelilik süresi, bir yıl da kadrolu çalışması gerekiyor yani kadroya geçiyor.

Şimdi, Sayın Başkanım, bakın, bu önemli bir adım ama burada, sözleşmelilik uygulamasıyla kadrolular ile sözleşmeliler arasında zaten bir fark yarattık, ayrım yaptık, kendi çalışanlarımız arasında devlet olarak ayrım yaptık. Şimdi bu yetmedi, sözleşmeliler arasında da bir ayrım yapıyorsunuz şu anda. Neden? Sağlık çalışanlarının hâlen 4+2; onlar bu kanunun içerisinde yok. Hatta süresi belli olmayan, Tarım Bakanlığında, diğer bakanlıklarda çalışanlarımız var, süresi de belli değil onların, 4+2 bile değil.

MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Onlar farklı kadrolarda.

İSMAİL KONCUK (Adana) - Olsun.

Burada madem biz 4+2'yi 3+1'e düşürme gereğini hissediyoruz, böyle bir kanuni düzenleme yapıyoruz, sözleşmeliler arasında niye farklı uygulamalar yaptığımızı ben anlamıyorum. Yani bu kanuna bir madde eklenemez miydi? Hâlen ekleyebiliriz, zaten böyle bir teklif vereceğiz biz İYİ PARTİ olarak da. Diğer partilerimiz de mutlaka verecektir. Bu düzeltilebilir. Yani sözleşmeliler arasında bari farklı davranmayın. Bu sözleşmelilik uygulaması çalışma barışını bozan bir uygulamadır. Bu ikinci adım yani sözleşmeliler arasında da bir fark yaratılması sözleşmeliler arasındaki çalışma barışını da bozar. Yani bu, çalışanlar arasına, yanlış anlamayın, bir nifak ekmek gibi bir şey. Bunun burada düzeltilmesi lazım, bu kabul edilemez.

Bakın, çalışanlarımızın temsilcileri burada. Sendikalar var mı bilmiyorum, var mı? Evet, olmaları güzel, onların da görüşleri alınmalı. Ama böyle bir ayrımın kabul edilemez olduğunu burada, çalışanlar adına, sözleşmeliler adına bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bunu burada düzeltebiliriz.

Sayın Milletvekilim Orhan Erdem, eski Bakan Yardımcımız, 3600 ek gösterge sözünün tutulacağını söyledi. Yaklaşık dört yüz gün oldu yani bu sözü Sayın Cumhurbaşkanı meydanlarda vereli tam dört yüz gün oldu. Geçen, Sayın Binali Yıldırım'ın İmamoğlu'yla tartışmasında bir cümlesi vardı, zannederim orada geçti bu cümle, diyor ki: "Verilen sözler önemli değil, önemli olan verilen sözlerin tutulmasıdır." Doğrudur, şimdi, verilen sözün tutulması için makul süre ne kadardır? Keşke öyle bir sınır da belirlesek, iki ay mı, üç ay mı, beş ay mı, on ay mı? Dört yüz gün, bir dört yüz gün daha bekleyeceğimizi düşünüyorum ama ondan sonraki dört yüz günde ne olacağını bilmiyorum. Buraya da böyle bir madde eklenebilirdi.

Bizim, geçmişte sendikacılığımızdan kalma taleplerimiz vardı Sayın Başkanım, burada belki bir madde olarak eklenebilir. Aslında bu 19'uncu Millî Eğitim Şûrası kararlarındandır okullarımıza öğrenci başına bir destek ödeneği ayrılması her öğrenci başına. Yani velilerimizden para filan alınma devam ediyor hâlâ, her öğrenci başına... Sayın Bakan Yardımcım bunu bilir, 19'uncu Millî Eğitim Şûrası'nda aldığımız kararlarda siz de oradaydınız o zaman, Genel Müdürdünüz, bu karar hâlâ hayata geçmedi. Zannederim 2023 Eğitim Vizyon Programı'nda da Sayın Ziya Selçuk bu öğrenci başına destek konusunu ifade etmişti. Bu kanun maddelerinin arasına her öğrenci başına bir rakam çalışılabilir, zamanımız var rakamın ne kadar olacağıyla ilgili, bu madde eklenebilir. Bu, bütün okullarımız için de rahatlatıcıdır. Hem şûra kararı olması hem eğitim vizyon programında olduğunu düşündüğüm bu maddenin de buraya geçmesi lazım.

Maddeler üzerinde de görüşlerimizi ifade edeceğim.

Hayırlı uğurlu olsun.

Teşekkür ederim.