| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .01.2015 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şimdi Sayın, Başkanım, şahsınızda salondaki herkesi saygıyla selamlıyorum. Aslında eş zamanlı olarak üyesi olduğum Sağlık, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun gündeminde de iş kazaları, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili bir tasarı var, onun alt komisyonunda Sayın Çelebi'yle birlikte görev yapıyoruz üç gündür ve çok da yoğun orası, o yüzden burayı takip edemiyoruz.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Biz de yoğunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biliyorum, onun farkındayım.
BAŞKAN - Özgür Bey, inanın ekip hiç kalkmıyor yani siz dün eve gittiğinizde bu ekip gece ona kadar çalıştı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Doğru. Söylemeye çalıştığım şu: Bizim Komisyonumuzun gözüyle bu Komisyonun değerli üyelerine onların birikimlerine saygı duyarak katkı sağlamamız beklenir. Ben bu Komisyonla ilk kez ilaçta patent uygulaması tartışılırken tanıştım, daha önce hiç aklıma gelmezdi Enerji Komisyonunu takip etmek sanayi boyutuyla. Bir tehlikeye dikkat çektim o zaman. Bu Komisyonda, iktidarıyla muhalefetiyle burada farklı bir hava vardı ve dediler ki: "Bunu alt komisyona alalım, siz de oraya katkı sağlayın." Zatıalinizin başkanlığında Mecliste katılmış olduğum alt komisyon çalışmalarının en verimlisini yaptık iktidarıyla muhalefetiyle.
BAŞKAN - Bunu lütfen basında da zikrederseniz çok mutlu olacağım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Aslında o konuda basının olduğu bir yerde zikrediyorum.
BAŞKAN - Özgür'cüğüm televizyona konuşan bir kardeşimizsin, o sırada de ki: Hakikaten Mecliste bazı komisyonlar farklı çalışıyor. İçinden ne geliyorsa onu söyle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tamam.
Şimdi aslında bu konuda şahsım adına bunu ifade edeceğim yer ilaçta patentin Meclis gündemine geldiğinde orada yapacağımız konuşmaydı. Ama hâlihazırda o faydalı çalışma hazır, pişmek üzere, fırına verilecek ama o hâliyle duruyor.
BAŞKAN - Yok, ona da uğraşıyoruz, onu da getireceğiz inşallah.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şimdi, hakikaten ben bu Komisyonu orada tanıdım ve çok iyi bir çalışma yapıldı. İlk anda bürokrasi şöyle bilgi veriyordu: Nedir bu Patent Kanunu? Bir Vestel'den Samsung, Arçelik'ten Sony yaratma ideali derken yüzde 85'i yerli ilacı bitirecek olan birtakım sıkıntıları hep beraber fark ettik ve önlemlerini aldık.
BAŞKAN - Ama sizin de orada çok güzel katkılarınız oldu, ben de teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben de çok teşekkür ederim Başkanım.
Aslında bu, iktidarı yerine getirirken muhalefeti, sivil toplumu ve tüm tarafları nasıl bir kulakla dinlerse ve nasıl bir adım atarsa ona karşılık muhalefetin de yapıcı olarak yaklaşabileceğinin bir göstergesi. Herhâlde, bugün, şimdi birazdan değineceğim, bu kalitede bir yasama faaliyeti yürütemiyoruz bu dönemde. Buradan umuyorum herkes eksiklikleri konusunda ders alır. Yani bizim muhalefet olarak en çok eleştirdiğimiz hususlar bunlar. Mesela diğer salonda bu konudaki eksikliği dile getirdim ama burada, ilaçta patent uygulamasından hareketle bunu ifade edeyim.
Şimdi, buraya geldim, madde üzerinde değil geneli üzerinde bir şeyler söyleyeceğim. Çok önemsediğim bir şey vardı, diğer komisyonda söyledim. Şimdi, Sayın Başkanı burada. Şimdi, iktidar partisi neyle övünüyor? "Yüzde 47 oy aldım." diyor, inanılmaz bir meşruiyetten bahsediyor ve neredeyse ülkede rejim değişikliğini gündeme getirecek kadar inanılmaz meselelerde millî irade diyor. Şimdi bir millî irade yüzde 47'yle bu kadar oluyorsa ben size yüzde 100'lük bir millî iradeden bahsedeceğim. Dört partinin uzlaşmayla kurduğu Soma Komisyonu millî irade diyecekseniz yüzde 100'ü temsil eder. Muhalefet şerhiyle ilgili kısımla ilgili o Komisyonda burada, aşağıda önergelerimiz olacak. Muhalefet şerhimize kimse katılmak veya onaylamak, onun üzerinden yol almak mecburiyetinde değil. Ama Meclisin bütün komisyonları Soma Komisyonu gibi... Dünyanın en büyük iş kazalarından, Türkiye'nin şüphesiz çok yakın zamandaki en çok acı veren iş kazasının üzerine mutabakatla kurulmuş bir komisyon. Bu komisyonun bir raporu var. Bu raporun muhalefet şerhi kısmı muhalefet şerhlerini yazan partileri bağlar ama üzerinde ortaklaştığımız ana gövde dört partinin bu Meclisin kaynaklarını, kendi zamanlarını ve bu devletin parasını harcayarak ortaya çıkardığı bir şey.
BAŞKAN - En başta da emeğinizi koydunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Çok teşekkür ederiz.
Şimdi, bizim diğer görüştüğümüz yerde bu eleştiriyi dile getirdik, onlar bir çalışmaya başladılar ama diğer bakanlığın yetkilileri döndüler bana dediler ki: "Maden Komisyonu Soma Komisyonu raporunun kapağını bile açmamış, öyle anlaşılıyor, hiçbir şey yapmamış." Ben geldim, bir baktım, Hükûmet, bu maden tasarısını sevk ederken Soma Komisyonu raporunu hakikaten okumamış. Şimdi, Sayın Başkanı burada, hatta ben Başkandan da beklerim ve hakkaniyetle yapacağına da inanıyorum, Komisyonumuzun önerileri var, bir partinin önerisi değil, tüm Meclisin önerisi. Çok majör şeylerden bir tanesini söyleyeyim, diyoruz ki: Kömür kanunu çıkartılmadan bütün madenlere kömür muamelesi yaparsanız bu işlerin içinden çıkamazsınız, hep böyle tepki yasaları yaparız. Soma kanunu, Soma'da yaşanan faciadan sonra bir tepki yasası olarak ortaya çıkmış, reaktif bir yasaydı. Maalesef öyle yapıldığı için... Biz bu salonda, Plan ve Bütçe Komisyonunda üç ay on beş gün -birkaç kısa ara dışında- bir bir takip ettik, bir sürü şey söyledik ama eksikliklerini söyledik. Maden alanında yaşanan mağduriyetler, kazalar, sorunlar çözülsün diye başlandı, bunun dışında her şeye çözüm oldu. Mesela tüp bebekten üçüncü kez denenirken alınacak katılım payını orada düzenledik ama işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili ya da sektörün sorunlarıyla ilgili bir şey yapamadık. Şimdi buradan farklısını bekleriz.
MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Özgür Bey, dün geneli üzerindeki konuşmamda ileriki aşamalarda ayrı bir kömür kanununun çalışmasının yapılması noktasındaki düşüncelerimi ben ifade ettim mesela.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama şunu da söyleyeyim: Yani ben iyi niyetinize inanıyorum da muhalefet partisinin komisyonda yaptığı konuşmalar iktidarın anlık denetimine tabi değil yani...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - "Dile getirme." dedin de getiriliyor yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, şunu söylüyoruz canım: Siz dile getirmiş olabilirsiniz. Ona bakarsanız bunun bir patenti varsa, bu işin patenti Sayın Başkana aittir. Biz komisyona başlarken "Arkadaşlar, yıllardır söylerim bir kömür kanununa ihtiyacımız var." dedi. Ben bunu yüksünmeden söylüyorum ama ben başka bir şey anlatmaya çalışıyorum. Soma Komisyon Raporu'nu okursanız -çok majör örnek olsun diye söyledim- "Kömür kanunu lazım." diyoruz ve siz diğer madenlere kömür muamelesi yaparsanız kendi kendine yanan, havalandırması azsa da yanan, çoksa da yanan, kızışan, işte bir sürü sıkıntısı olan şeye, bütün madenlere aynı şeyi uygularsanız bir yerde doğru bir iş yaparken hani züccaciyeci dükkânındaki fil gibi burnunuz bir tarafı devirirken kuyruğunuz başka tarafı devirir. O yüzden de bir özel kömür kanunu çıkmadan bu iş doğru değil.
Madencilik bakanlığı kurulması gerektiğini savunuyoruz mesela. Çok majöründen gidiyorum. Böyle çok sayıda üzerinde ortaklaştığımız önerge var. Soma faciası yaşandığında biz şunu gördük: Aslında sorunları tespit etme konusunda geçen dönemki kurulan komisyon da fena değilmiş, Cumhurbaşkanının görevlendirdiği Devlet Denetleme Kurulu da bir sürü şey yazmış. Sıkıntı, iktidar partisinin bu raporları alıp bu raporlardaki tavsiyelere uygun yasama çalışmasına girmemiş olmasından.
Şimdi, bugün görüyoruz ki Soma Komisyonunun Raporu burada da dikkate alınmamış. Benim önerim, benim talebim, böylesine bir Komisyondan talebim, Soma Komisyon Raporu'nu -ben Başkanın takip etmesini de, şu anda burada bulunuyor olmasını da öneriyorum- Başkanın kendi de mesleği olduğu için yönlendirmeleriyle, muhalefetin, iktidarın katkılarıyla hep birlikte hazırladığımız o briket gibi raporu -biz ona tuğla gibi de bir muhalefet şerhi yazdık, ayrı konu ama- o raporu mutlaka dikkate almalısınız, almazsanız...
Bu yasaya neden ihtiyaç doğdu biliyor musunuz? Bu da Ermenek'ten sonra bizim oradaki yasaya ve buradaki bu yasaya, Ermenek'ten sonra bir tepki yasasına daha ihtiyaç var, bir reaksiyon daha göstermek lazım. İki, yazın kaliteli yasama yapmadığımız için -torba yasa mantığında- o yasanın yan etkilerini ortadan kaldırmaya ihtiyaç var. Mesela bunlardan bir tanesi de sektörün uğradığı maliyet artışlarına sebebiyet verdi Soma Kanunu dediğimiz kanun. Onunla ilgili bir önerisi vardı iktidarın, muhalefet tarafından eleştirildi ama mesela iktidar da orada 4+4'deki gibi eleştiriliyorsa geri çekim yapmadı. 4+4'ü nasıl geçirdiniz, her istediğiniz kanunu nasıl geçiyorsunuz? Onu geçirmeyip eleştirdikten sonra hemen çektiniz.
BAŞKAN - Kolay olmuyor ama, muhalefetin istemediği kolay geçmiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Özür dilerim.
Şunu anlatmaya çalışıyorum Sayın Başkanım: Dediler ki sonra: "Ya, biz maliyet artışlarıyla ilgili tedbir alacaktık, muhalefet karşı çıkınca geri çektik." Oysa orada alınan tedbir sadece TKİ'nin redevanscılarına, hatta redevans anlaşması gereği zaten bir sonraki dönem ödenebilecek olan, yeni fiyatlandırılacak olan şeye fiyat farkı ödemesiydi, hesabı muğlaktı, yalan yanlış bir sürü şey vardı, onu eleştirdi Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimiz. O geri çekildi. Sonradan Bakan diyor ki: "Biz yapacaktık, işte muhalefet izin vermedi."
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Öyle oldu, öyle!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama istediği her şeyi geçirdiği hâlde.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hataydı, onun geri çekilmesi hataydı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, değil, doğrusunu yaparsanız ancak çözersiniz.
BAŞKAN - Ünal Bey, söz istediğiniz için teşekkür ediyorum!
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bir kelime için de söz istenmez ki...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Özür dilerim.
Şunu şöyleyeyim: Şimdi, bir düzenleme yapıyorsunuz, yine bir düzenleme yapıyorsunuz, yine devletin redevansçılarıyla ilgili. Oysa redevans anlaşmalarındaki maliyet kalemlerinden en önemlisi ve en çok güncelleneni işçilikle ilgilidir. Redevans anlaşmalarının veya hizmet alım anlaşmalarının genelinin içinde olan bir madde gereği zaten "Başvuru maliyetim arttı." deyip vereceği fiyatı, alım garantili fiyatı revize etme imkânları da vardır. Yine de yapabilirsiniz, doğru yazılırsa uygundur ama sorun bu değil ki. Bakan bunu ne için söylemişti? Zonguldak'ta işsiz kalanlar için. Ne o gün iktidarın önerisi ne bugün buradaki öneri Zonguldak'ta maliyet artışı bahane gösterilerek işten çıkarılan işçinin sorununu çözmüyor, çözmüyor, çözüyor olsa "çözüyor" diyelim. Birisi çıksın "çözüyor" desin. O yüzden diyorum ki size...
BAŞKAN - Mustafa Bey çözecek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İnşallah.
Şimdi, o yüzden diyorum ki bu işlere daha bütünleşik bakmak lazım. Ha, bu kanunların ilgili komisyonda görülmesini alkışlıyorum, Plan ve Bütçeye yollanmamış olmasını, bizimkinin, kendi komisyonumuzu... Eş zamanlı görüşülmeleri bir eksiklik çünkü hepimiz her iki tarafa da katkı verebilmeliydik veya sektör temsilcileri orayı da takip etmeliydi, katkı sağlamalıydı.
BAŞKAN - Özgür'cüğüm, bak, şunu bilmiyorsun, hem de bir nefes al, şunu arz edeyim sana.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bitiriyorum zaten.
BAŞKAN - Dün ben Mahmut Tanal Bey'i Komisyona davet ettim. Bana dediler ki: "Mahmut Bey'i Komisyona davet edebilir misin?" "Tabii ederim." dedim. "Sayın Tanal, maden görüşeceğiz, müsaitseniz buyurun." dedim. "Şimdi işim var, sonra bir ara gelirim." dedi.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tamam.
Yani Mahmut Tanal'la, ama Başkan, benim dediğim başka bir şey.
BAŞKAN - Şunu demek istiyorum...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yani "Ben Mahmut Tanal'ı bile göze almışım." diyorsunuz.
BAŞKAN - Herkesi dinlemeye hazırız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Anladım. Şimdi siz nezaketinizden...
Ben şunun farkındayım: Sayın Başkan nezaketinden dolayı salonda bulunan birinin ismini, benim adımı doğrudan vermeyip Mahmut Tanal'dan bahsediyor.
BAŞKAN - Estağfurullah.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Mahmut Tanal'a da beni örnek verebilirler. Ben, baştaki o çok nazik uyarınızı da anladım. "Burada iyi gidiyoruz, burayı karıştırma." diyorsunuz.
BAŞKAN - Estağfurullah.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Onu anladım da.
BAŞKAN - Ama güzel bir renk verdiniz. Teşekkür ediyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederim.
Şimdi söylemeye çalıştığım şu: "Çalışma ve Sosyal Güvenliğin bu Komisyona, bu Komisyonun bizlerin katkısına, bu iki kanunun birbiriyle konuşmasına ihtiyaç var.
BAŞKAN - Doğru.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Maden Kanunu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlikte görüşülen İş Güvenliği Kanunu ki maalesef ülkenin gündemi üzerinden gidiyor. Öyle bir kanun yapıyoruz ki sanki Türkiye'de bir tek madenler ve birazcık da inşaat varmış gibi. Oysa bambaşka şey var yani iş güvenliği... Ama bu iki komisyonun ve bu iki tasarının birbiriyle konuşabiliyor olması lazım. Verilen aralara kadar tesadüfen tabii denk gelmesi önemli bir sıkıntı.
Son iki tane mesele söyleyerek müsaadenizi isteyeceğim. Bir daha da gelip herhangi bir maddede konuşabileceğimi düşünmüyorum.
BAŞKAN - Lütfen...
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Seni her zaman bekliyoruz Özgür'cüğüm.
BAŞKAN - Bir dakika...
Sayın Susam, lütfen...
Her zaman bekliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Son olarak şunu söyleyeyim... Sondan bir önce... Orada da burada da, bir türlü gündeme gelmiyor, önemli iki tane mağduriyet var. Bunlardan bir tanesi Bakanın sözünün de olduğu Uyar Madencilik ki biz Soma'da yaz boyu "Uyar" dedik, Ermenek'te Uyar'ın diğer madeni patladı. Soma'da 800'e yakın işçinin kıdem tazminatını ödemeden, iki gözü görmeyen, iki ayağı kopmuş, dinamit kazasında hak edilmiş tazminatlarını ödemeden kaçtılar. Bakanların o süreçte sözü var, altlarında bütün o madencilerin imzası var, "Bakanlar bize bu sözü verdi." diye. Uyar Madenciliğin mağduriyetini Sayın Taner Yıldız gidereceğim dedi. Bir Aydın gezisinde yanına çağırmış, Söke'de madeni varmış, "Gelmedi ağabey, ne yapayım?" dedi çıktı işin içinden, "Gelseydi çözecektim." dedi.
Yol kolay. Diyebiliriz ki: "Bu tür alacaklar İşsizlik Sigorta Fonu'ndan veya şuradan, hazineden ödenir, kamu alacağı gibi tahsil yoluna gidilir." Bu yiğitliği göstersek 800 ailedeki yangını söndüreceğiz.
BAŞKAN - Sayın Müsteşarım, bunu bir not alabilir miyiz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yirminci kez yapıyor Sayın Müsteşar bu eylemi. Bir gün de çözüm üretsinler.
Şimdi, "Soma AŞ'de ortaya çıkan işsizlik çözülecek." diye bir söz verildi. O konuda ciddi bir mağduriyet var. Kıdem tazminatları hâlâ daha ödenmedi. O konuda aslında hiçbir engel yok. Şimdi şirket diyormuş ki: "20 taksitte ödeyeceğim." Kanuna da aykırı bir şekilde, 20 seri çeke falan ikna etmeye çalışıyor. Oysaki kıdem tazminatını ödersiniz, adamın mal varlığının üzerinde tedbir var, devletin de parası falan bir yere kaçmaz. Ama işçiler çok mağdur kışın ortasında. Lütfen buna bir katkı sağlayın.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Tamam da fabrika batıyor, orada da kıdem tazminatı sorunu var, orada da ölenler... Orada ne yapacaksın?
BAŞKAN - Özgürcüğüm...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Polemiğe girmeyeyim ama...
BAŞKAN - Sağ ol. Girmeyelim...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 301 işçinin şehit olduğu...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Yani kamu yönetiminde keyfîlik olmaz ki...
BAŞKAN - Özgürcüğün, inan, Osman Bey, Kemal Bey, Sayın Susam, Allah sizi inandırsın, gerçekten bire bir madde madde, virgül virgül takip ediyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, orada bir sıkıntı yok ya, olur mu? Zaten ondan eminim. Bir sıkıntı yok, ben kendi...
BAŞKAN - Onu bil, ekip sağlam yani.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Onun dışında, Soma'da yaşanan bir dramın çözülmesi için de önemli görüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Evet, evet.
Hayır, bir de şöyle yani: Plan ve Bütçeciler bunu anlamadı da Enerji Tabii Kaynaklar Komisyonunun değerli üyeleri bu feryadı duyarsa, Sayın Müsteşara Sayın Bakan bir talimat verirse, Sayın Mazıcıoğlu bu feryadı duyarsa, siz bu Soma'daki acıyı dindirirseniz, e, böyle bir şeyin peşinden gitmek bir milletvekilinin görevi değil mi?
BAŞKAN - İyi olur, iyi olur, tabii. Allah razı olsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Onu söylüyorum.
Son söz...
BAŞKAN - Son söz...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Müsteşarın söylediği bir şeyi söyleyeyim. O, tabii, Hükûmeti temsil ediyor, Sayın Bakanı temsil ediyor burada, bir reaksiyon gösterdi.
BAŞKAN - Ne olur olumsuz bir laf varsa söyleme Özgürcüğüm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şu konuda reaksiyon gösterdi. Dedi ki: "Ya, Sayın Bakan sanki hep kötü şeyler yapacakmış gibi Bakan onayına bir şey oluyor. Ben bundan rahatsız oldum." dedi, haklı ama bundan rahatsız olsak biz oluruz. Çok çok daha dört ay yapacakları bakanlığı sonra bizim değerli arkadaşlarımızdan biri üstlenecek. Biz böyle bir yasayı destekliyorsak bundan esas rahatsız olacak olan haziran sonrası gidendir, başka kim olabilir?
BAŞKAN - Özgürcüğüm, seçimden sonra mı diyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biz üzülmüyorsak siz takmayın kafanıza.
BAŞKAN - Seçimden sonra mı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ediyorum.