KOMİSYON KONUŞMASI

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli misafirler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun teklifinin bütünündeki genel amaç, yasakları genişletmek ve cezaları artırmak, başka hiçbir şey getirmiyor, yasaklar genişliyor, cezalar artırılıyor. Ama hiçbir zaman unutulmasın, sadece yasaklarla ya da ceza artışlarıyla suçlar azalmaz. Yani evet, elbette tedbirler alınacak, elbette yasal düzenlemeler yapılacak, elbette ceza verilecek ama bunun orantısını iyi belirlemek lazım ama onun yanında şu çok önemli: Neden bu şiddetler oluyor? Bu hakaretler, tehditler niye yaşanıyor? Yani biliyorsunuz, 2004 yılına kadar böyle bir yasal düzenlememiz yoktu bizim, 2004 yılından sonra başladı, 2011 yılında daha geniş kapsamlı hâle getirildi. Neden önce yoktu? Yani insanlar, seyirciler, vatandaşlar neden birbirine o kadar kinle, nefretle bakmıyordu? Bunların tespitinin iyi yapılması lazım. Yani sadece ceza artırmakla suç düşmedi, düşmez de zaten, diğer tedbirleri almak lazım. Yani ne olur? Eğitim olur. Onun dışında, sevgi dili olur, kardeşlik olur, toplumsal barış olur, birlikte yaşama arzusu olur, saygı olur. Şimdi, eğer biz, toplum olarak bunları geliştiremezsek işte beş yıl sonra bugün artırdığımız cezaları bir daha artırmak zorunda kalırız. Yani nereye kadar artıracağız? Bu kanun teklifi artık statlara yani seyircileri göndermeyecek noktaya geliyor, gitmek istemeyecek. Yani sporu desteklemeye değil, kösteklemeye dönüşüyor. Yani bu şeyden kaçınmak lazım.

Değerli arkadaşlarım, bir kere, bunun sadece ceza artırmakla çözülmeyeceği gerçeğini kabul edeceğiz, diğer yöntemleri mutlaka deneyeceğiz, araştıracağız, bilimsel tespitler yapacağız "Neden bu hâle geldik? Niye bizim statlarımızda hâlâ kavgalar, hakaretler, tehditler oluyor?" tespitini iyi yapacağız. Ondan sonraki düzenlemeleri yapmak zor değil, mutlaka çözüm bulacağız ama o tespitleri yapmak zorundayız. Yoksa yani en kolay iş, getirirsin kanun teklifini, cezayı artırırsın, yasakları koyarsın, geçersin, sonra bir daha getirirsin, bir daha getirirsin, her dört, beş yılda bir getirmek zorunda kalırsın. Bunu mutlaka çözmek lazım. Bunu çok önemsiyorum.

Değerli arkadaşlar, niye bu değişikliğe ihtiyaç duyuldu? Değerli milletvekillerimiz de söyledi. Bugün ülkemizin çok ciddi sorunları var, ekonomik sorunları var, sosyal sorunları var yani dış ilişkileri var, toplumsal barışı var, o kadar çok sorunumuz var, o kadar çok görüşmemiz gereken kanun teklifleri var. Durduk yere, kulüplerin de seyircilerin de hiç de gündeminde olmayan bir spor yasa teklifi gündeme geldi. Yani nereden çıktı? Sayın Cumhurbaşkanı istedi. Elbette, Cumhurbaşkanı yasa teklifleri ister, önerir, konuşur, anlatır ama nedeni önemlidir. Yani bir yasa teklifini önce milletin istemesi gerekiyor ya da milletin ihtiyaç duyması gerekiyor. Şimdi, sporcuların, kulüplerin böyle bir yasa teklifine ihtiyaçları var mı? Yok. İzleyicilerin var mı? Yok. Zaten var. Aslında hiç yetersiz sanmayın. Yani bu kanundaki cezalar yeterli, daha çok artırmaya gerek yok, yasaklar da yeterli. O kanunla statlarımızdaki düzen sağlanır, o biraz önce belirttiğim tedbirleri de alarak ama. Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı "Kindar ve dindar gençlik yetiştireceğiz." derse bakın, bu ülkede statta da düzeni sağlayamayız, sokakta da sağlayamayız. Önce, kindar değil, sevgi dolu olacağız, dostluk dolu olacağız, dayanışma içerisinde olacağız, kardeşçe yaşayacağız, önce bunu söyleyeceğiz. Bir ülkenin başındaki insan "Kindar ve dindar gençlik yetiştireceğim." dediği zaman biz statta düzeni sağlayamayız, önce biz yapacağız.

Değerli arkadaşlar, evet, şiddet, tehdit, hakaret suçtur, Türk Ceza Kanunu'nda zaten yeterince yaptırımı da vardır, ayrıca tedbirler de alırsın ama şiddet sadece statlarda olmuyor ki kadına şiddet oluyor, çocuğa şiddet oluyor, tehditler oluyor, kavgalar oluyor, Mecliste tehditler yapılıyor, hakaretler yapılıyor, Mecliste, Genel Kurulda, toplantı salonunda. Biz bunları önleyemeden nasıl gidip de statlarda gençlere "Ya, siz şiddeti, hakareti, tehdidi bırakın." diyeceğiz? Önce kendimiz yapacağız, önce biz önderlik edeceğiz, biz isteyeceğiz önce, sadece onlara atmayacağız.

31 Marta kadar, bakın, statlarda hiçbir şekilde böyle siyasi içerikli ya da işte gerginlik yaratacak hareket yapılmadı yani her zaman olduğu gibi.

ABDULKADİR ÖZEL (Hatay) - Yapma ya!

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Olmaz olur mu!

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Hayır, 31 Marta kadar hiç olmadı.

31 Marttan sonra bu iptallere, bu hukuksuzlara karşı makul bir tepki gösterildi, gösterir, olabilir. Bunu hoşgörüyle karşılamak durumundayız. "Mazbatayı verin." Arkadaşlar, biz Mecliste bas bas bağırdık "Gasbediyorsunuz, yapmayın." dedik, çok daha ağır laflar ettik. Orada da "Mazbatayı verin." demiş. Bunu bir memleket meselesi hâline getirip de hemen, aceleyle böyle bir kanun teklifinin gereği var mıydı? Bakın, okuyacağım, Sayın Cumhurbaşkanı o "Mazbatayı verin." şeyinden sonra, hatta 12 Mayısta Beyoğlu Belediyesinin düzenlediği iftar yemeğinde konuşuyor oradaki söylenen sözle ilgili: "Bunlara asla geçit vermeyeceğiz. Bunlar yanlış yoldadır ama bunu biz düzelteceğiz. Statlara bu tür ayrımcılığı getirenlere 23 Haziranda, inanıyorum ki benim milletim gereken dersi verecektir." Ben de inanıyorum, 23 Haziranda millet gereken dersi vermiştir, demokrasi dersi vermiştir, adalet dersi vermiştir, kardeşlik dersi vermiştir, sevgi dersi vermiştir. Bu nefret diliyle biz hiçbir şiddeti önleyemeyiz ama önce, bu ülkeyi yönetenler o nefret dilini bırakacaklar, o sevgi dilini, o dostluk dilini, arkadaşlık dilini, kardeşlik dilini kullanacaklar. O zaman, bakın, diğer yasaları, diğer düzenlemeleri yapmak çok kolay, hiç zor değil. Ama biz bu nefret dilini yaşattığımız sürece toplumsal barışımızı sağlayamayız. Ben o anlamda, Sayın Cumhurbaşkanının artık bu saatten sonra böyle kindar falan değil, nefret dili değil herkesi kucaklayacak, herkesi sevecek, herkese hoşgörülü, eşit yaklaşacak bir duruma davet ediyorum, bir anlayışa davet ediyorum. Yoksa biz bu toplumda daha çok yasalar değiştirmek zorunda kalırız. Ya da çok daha yeni yeni yasalar çıkarmak zorunda kalırız. Maddelerle ilgili ayrıca görüşlerimi ifade edeceğim.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.