KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hakaret ve tehdit tanımının yapıldığı yerde "tehdit"i bizim yasada anladığımız "tehdit" tanımından uzaklaştırıyor bu kanun, diyor ki: Şimdi siz bir ifade kullanıyorsunuz, o ifade yasadaki "tehdit" tanımının ötesinde o ifadeyi oradaki 3 kişi -atıyorum- siz bir ifadenin muhatabını belirlemeseniz de "A şahsına yöneliktir." diye tarif ederse tehdit suçu işlenmiş olur. Bu, Ceza Kanunu'ndaki tehdit tanımından öte yeni bir tehdit tanımı yaratmaktır ve bu bir şekilde kanunilik ilkesini zorlamaktır.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Ama Bakan Bey'in verdiği örnekler...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hayır, efendim, şöyle: Bakın, ben size bir olay anlatayım. Ben 5 tane de adam bulurum size maçta, alakasız adamlar, derler ki... Özür dilerim, yanlış anlamayın, sürekli Sayın Cumhurbaşkanının üzerinden örnek veriyorum da bir takıntı gibi algılamayın lütfen, olacakları anlatmaya çalışıyorum.

BAŞKAN - Gene de başkasından ver.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Başka yerden örnek ver, Bakan Bey'in verdiği örnekleri ver.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Müsaade edin. Ben başka bir örnek veriyorum, Bakan Bey'in verdiği örnek başka.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Başka var, ondan verin örnek.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Tamam, o örnek güzel. Ceza Kanunu'nda tehdit tanımı var.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sporcuya da yapılıyor, sporcuya da yapılanlar var.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bu ülkede İstiklal Marşı bile slogan olarak yorumlanıyor yoruma açık şeyler bırakırsanız. Müsaade edin, anlatmak istediğimi anlatayım.

Bizim halkımız çok üretken zekâya sahip, çok nezih zekâya sahip, eleştiri kültürü çok gelişkin. Az önce burada bahsetmiş olduğumuz bir şekilde barışçıl protesto kültürünü de zorunlu olarak sürekli baskıya dayalı rejimlerde yaşadığından dolayı çok geliştirmiş ve bu çok güzel bir şey. Yetenekli mizahçılar çıkmış, yetenekli eleştirmenler çıkmış, güzel şeyler çıkmış. Vatandaş statta bu nezakete uygun bir eleştiri yapacak, diyelim bir slogan atacak. Hani "Ben gerekirse karımı boşarım." diyecek kadar ileri gidenler vardı bu sevgi meselesinde. 3-5 tane adam diyecek ki: "Ya, bunun anlamı buydu, biz böyle anladık." Bu kanuna göre suç tanımına sokacaksınız. Yani tipik olmayan bir olayı, bir maddi vakayı, alakasız bir vakayı "3 kişi öyle anladı. 5 kişi böyle anladı. 8 kişi falancayı çok seviyor, böyle anladı." deyip burada suç tanımına sokacaksınız. Bu çok acemice bir şey değil mi hukuk tekniği açısından arkadaşlar? Hep beraber bu eğitimleri aldık. Doğru mu bu yaptığımız? Böyle bir şey olabilir mi? Siz ne derseniz deyin etraftan 3 kişi, 5 kişi böyle algılıyor ise bu tehdit tanımına girer. Ya, "tehdit"in bir tanımı var yasada, açık, net. Sayın Bakanın söylediğine katılıyorum. "Oraya geliriz, sizi keseriz, biçeriz." Tehlikeli bir topluluk. Anladım, bunda anlaşılmayan bir şey yok, zaten bu somut bir tehdit, nereye yönlendiği, hedefi belli ama sizin getirdiğiniz yasa maddesi başka bir şeyi tarif ediyor arkadaşlar.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Hedefi neresi yani orada?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Atilla Bey, ikimiz de bunu çok iyi anlıyoruz ama... Özür dilerim, bu kanun metni, bu kanun teklifi burada hazırlanmadığı için bu şekilde savunulmak zorunda kalınıyor, ben de ancak bu kadar eleştirmek durumunda kalabiliyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Nasıl hazırlandığımızı anlattık Turan Bey.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sorun yok. Hazırlayanlar benim arkadaşlarım Sayın Bakan, saygı duyuyorum.

Bakın, bu metin tehlikeli. Bakın, bu metin bizim başımıza iş olur. Böyle bir suç tanımı olmaz. Suçta tipiklik olması gerekir, kasıt unsuru olması gerekir. Birileri ironi yaparken siz onları "Tehdit suçu işledi." hâline sokabilirsiniz. 5 kişi öyle anlar. Suçun tanımında kimin, ne anladığı meselesi değil, kasıt unsuru önemlidir. Böyle bir tanım olabilir mi? Hepimiz beraber değerlendirelim.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım, arada girdim, kusura bakmayın.