| Komisyon Adı | : | (10 / 242, 349, 392, 394, 397, 401) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Avukat Jülide Işıl Bağatur, Prof. Dr. Evren Yaşar ve SOBE Vakfı temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 27 .06.2019 |
BAŞKAN - Biz, aslında bu haftayı güzel planlamışız, 3'ü de birbiriyle entegre arkadaşlarımızı davet etmişiz, bizim bu planlamamızın böyle çok iyi geleceğini ben düşünmemiştim ama çok iyi olmuş.
Şimdi, arkadaşlar, ben önce oradan gireyim, haftaya perşembe günü yani bugün YÖK var, ÖSYM var, RTÜK var, TRT var, bir de Millî Eğitim Bakanlığı temsilcisi var, orada bir sunum olacak. Bu sunum yapan 3 arkadaşımızın bir kere buraya kesinlikle katılmalarını ben özellikle rica ediyorum çünkü eğitimci ve eğitmen eksikliği bizim asıl sorunumuz.
Bizim kendi aramızda düşündüğümüz şöyle bir şey var, daha tam gündeme getirmedik; YÖK'le görüştüğümüz zaman, bir üniversitemizde böyle bir fakülte açılabilir mi eğitimci yetiştiren... Bu, işte Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi olabilir, onun maddi imkânları biraz daha iyiymiş. Buna hangi üniversite talipse öyle bir şey olabilir, böyle bir düşüncemiz var bu konuda bir kere.
Tabii, şu çok önemli: Vakıflarla beraber derneklere de biz çok fazla önem veriyoruz. Ben bir zaman AGİT toplantısına gitmiştim. Orada yönetim modeli tartışılıyordu. İşte, geçenlerde de anlattım bunu da sizlere, yeni gelen arkadaşlarımıza da anlatayım. Diyor ki: "Devlet tek başına yönetmemeli; devlet, özel sektör ve sivil toplum örgütleri yönetmeli. Bizim buna üniversiteleri de katmamız gerekiyor yani artık üniversiteler önemli bir gerçek.
Bu, sizin SOBE, bir kere bunun çok güzel bir örneğini vermiş. Buraya sorunları sıralamışsınız, ben "Öneriler nerede?" diyecektim, siz onu açıkladınız, çok güzel oldu.
Biz diğer vakıflarımızdan, derneklerimizden de çok faydalandık bu konuda. Yani biz bu vakıfların, derneklerin veya gerekirse derneklerin vakıf şeklinde birleşmeleri veya oluşmaları, bunlara da çok önem veriyoruz, inşallah, tabii, kalite... Dünya nereye gidiyorsa biz de oraya gideceğiz, belli ama bizim bir farkımız var. Tamam, çok eksiğimiz var ama biz çok dinamik bir toplumuz, bunu da bilelim.
Ben bu kadar tahmin etmiyordum yani mantar gibi sivil toplum kuruluşlarımız var, çok güzel örneklerimiz var, şimdi birbiriyle yarışan özellikleri var. Demek ki devlet bunları beraber bir entegre edecek, devlet düzenleyici ve denetleyici. Tabii, pozitif ayrımcılık kapsamında teşvik ve hibe konusunu da kesinlikle düşünmemiz gerekiyor. Bugün bizim için iyi oldu bu. Biz, Güneydoğu'da veya İç Anadolu da bazı bölgelere ne yapıyoruz? İşte, teşvik. Bazı illerimiz var, o illerimize teşvik veriyoruz, bazı vergilerden, SGK primlerinden muaf tutuyoruz. Nedir bu? Kalkınma. Esas kalkınmamız da budur. Kalkınmamız için de bu destek inşallah. Bizim Komisyonumuzun da varlık sebebi budur. İlk defa, toplu hâlde, biz, bunu, üç aylık bir sürede inşallah bitireceğiz. Onun için, öbür toplantıya da özellikle sayın hocalarım sizi, Sayın Binyamin Hocamı, Evren Hocamı bekliyoruz, Jülide Hanım'ın zaten mutlaka katılması gerekiyor.
AV. JÜLİDE IŞIL BAĞATUR - Ben bir ek yapacağım müsaadenizle.
BAŞKAN - Bitireyim, söz vereceğim.
Bu önümüzdeki toplantılar, bugün sunum yapan arkadaşlarımızın mutlaka katılması gereken toplantılar. Biz muhtemelen Meclis olarak bayrama kadar çalışma durumumuz var. Yani bu şu demek: Galiba temmuzun sonuna kadar Meclis çalışacak. Bizim de süremiz Meclis çalışırsa işliyor. Bayramdan sonra tam dolduruyoruz doksan günü ama ondan sonra bir ay ilave süre alabiliyoruz, ekimde tekrar başlıyoruz, muhtemelen kasıma da bitirmek zorundayız. Sizin bunu bilmenizde fayda var. Bu toplantılarımızı da şöyle yapıyoruz: Tabii, bizim için esas olan, milletvekillerimizin buraya katılmalarını sağlamak için Meclis çalıştığı günlerde yapıyoruz. Çarşamba ve perşembe günleri saat 11.00'de biz toplantılarımızı yapıyoruz. Bunu herkes bilsin. Arzu ederseniz sizlere duyurulabilir, Komisyondaki arkadaşlarımız size iletebilir, önümüzdeki haftanın programını da iletebiliriz. Daha önce sunum yapmış arkadaşları da buraya davet edelim.
Hepinize teşekkür ediyorum.
Şimdi, ben milletvekili arkadaşlarımızdan söz isteyenler varsa onlara söz vereceğim, daha sonra sizlere de söz vereceğim.