MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Her zaman olduğu gibi Halil Bey yumuşak bir şekilde topu göğsüne aldı, dizinde yumuşattı yere koydu, sinirleri yumuşatıp gitmeye çalışıyor ama siz burada az önce yoktunuz, sizin tüm yumuşatmanıza rağmen yapılan tavır doğru bir tavır değildir. Alim Hocanın isyanı, gerçekten vicdani bir isyandır.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bir yanlış anlaşılma var.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bir dakika, bir dakika dinle, Ünal Beyciğim bir dakika dinle.

Arkadaş, şimdi bakın, bu önergeyi veren keşke Hüseyin kardeşim burada olsaydı, keşke burada olsaydı da...

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Fark etmez biz buradayız.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Tamam canım, siz cevap verin.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Burada olsaydı daha...

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ben çok doğru buldum bu önergeyi ben görüşümü söyleyeceğim siz de buna göre değerlendirirsiniz.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Şimdi arkadaşlar, bakın iki gündür bu yasanın görüşülmesinde hızla ilgili eleştirimiz var. Aynı günde Sanayi Komisyonunun bir tasarısı Mecliste görüşülürken... Dediğinde haklı, ya niye bu kadar acelemiz var? Yani, bu ruhsatın Bakanın onayına verilmesinin acelesi ne? Niye bunları yapmaya çalışıyoruz, çok mu acelemiz var?

Bakın buraya güzel bir kanun çıksın diye sektörü çağırdık, onlar da işlerini güçlerini bıraktılar buradalar. Onlar için en önemli gün bugün. Mühendis arkadaşlarımızın bugün çalıştayları vardı, geldiler burada duruyorlar. Çalıştayı bıraktılar geldiler, bugün bu kanun için buradalar. Arkadaş, siz bütün sektörün söylediklerini, bizim söylediklerimizi hiç dikkate almadan, sonuçta bizi ikna edecek bir şey de söylemeden, böyle el kaldırıp indirerek... Böyle bir kanun görüşmesi olur mu? Eğer böyle devam edecekse ben de söylüyorum: Biz bu kanunda sizin bu anlayışınıza bir teslimiyet içerisinde olmaz çeker, gideriz. Çekmezseniz bu önergeyi, bunu konuşur oylarsanız biz bu kanun görüşmelerinde yokuz ve çıkarız, bu kanunun görüşülmesindeki ısrarınızın, soru işaretlerini kamuoyuyla paylaşırız. Olmaz böyle bir ısrar ya. Biz bu işte bu anlamıyla kararlıyız, onu söyleyeyim. Bu Komisyonda hiç istemem böyle bir şeyi. Bu Komisyon hep uzlaşarak işler yapmaya çalıştı, övündüğümüz bir Komisyon. Sektörün sorunlarını çözen, el birliğiyle doğruya imza atan bir Komisyon diyorduk. Siz geldiniz bugün burada bir talimatı yerine getiren bir Komisyon hâline dönüştürdünüz burayı. Olmaz böyle bir şey! Ben bu işin içerisinde olmam ve bu işe de imza atmam.