AHMET UZER (Gaziantep) - Evet, Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; meseleye bir de farklı cepheden bakmakta fayda var. Benim seçim bölgem Gaziantep'ten bir örnek vereceğim: Şehrin merkezinde bir ailenin 12 bin metre yeri var, çok değerli bir mülk ve okul yeri. Üç yıldan beri ben iktidar partisinin milletvekili olmama rağmen... O okulu ya kamulaştırın kardeşim, parasını ödeyin adamın ya da çıkarın, adama lazım, malı satacak satamıyor, Millî Eğitim alanı, yapamıyor ve 3'üncü kuşak bunun mücadelesini yapıyor. Dede öldü, görmedi burayı; baba öldü geçen sene, görmedi; 3 çocuk var, 30 yaşına gelmiş, bekâr, parası olmadığı için evlenemiyor. Yeri var, satamıyor, para etmiyor. Şimdi, bir de işin bu boyutunu göz önüne almak lazım. Yani burada vatandaş cephesinden de... İki yıl önce ben Millî Eğitim Bakanımızla da defalarca görüştüm; tüm Türkiye'de kamulaştırma için ayrılan para 50 trilyondu iki yıl evvel. E, zaten benim seçim bölgemde 200 trilyonluk kamulaştırma bekleyen mal var. Yani Bakanlık "O malın kamulaştırılması için 2 trilyon, 3 trilyon da olsa ben gönderemem, para yok." diyor veya "Daha çok elzem olan şeyler var, ben -öncelik sırasına göre- buraya para aktaramam." diyor. Bunun için vatandaşı da mağdur etmemize gerek yok. Dedik ki: Çıkarın, madem yapamıyorsunuz, çıkarın, özel eğitim alanına çevirin, adam satsın, ihtiyacını görsün, gitsin bir vatandaş da oraya şey yapsın veya kamulaştıramayacaksanız bırakın vatandaşın malının üzerindeki şeyi, kaldırın, siz gidin başka bir yere bir şerh koyun. Yani burada vatandaş aleyhine de çok büyük haksızlıklar olduğunu düşünüyorum. Belki bu madde ona da bir çözüm olur diye düşünüyorum açıkçası.

Teşekkür ederim.