KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, ben, tabii, Komisyonun nezaketinden özür diliyorum. Komisyona başladığımız günden itibaren gayet nazik, millî irade üslubuna yakışır bir şekilde siz Başkanlığı yürütüyorsunuz ama farklı görüşlerimizin olması demokrasinin icabıdır. Baki Bey'in ismimi, arkadaşımın ismini zikrettiği için söylüyorum, aleyhinde konuşup lehinde karar vermiş olması doğrusu bizi şaşırttı.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İzlememişsiniz, lehinde karar vermedim. Onu da izlemediğiniz gözüküyor, ön yargılı konuşuyorsunuz.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani lehinde karar vermemiş olsanız bile çekimser kaldınız. Tabii olarak bu da bu Komisyonda görüşülebilir.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Benim tercihimdir o.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Ben tercihinize saygı duyuyorum. Nezaket içerisinde, arkadaşımız da onu belirtti.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - "Talimat mı aldınız?" demeniz nezaketsizliktir.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Bakınız "Talimat mı aldınız?" sözü benden gelmedi ama burası...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Herkes şahit burada bu sözü...

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Ben söylemedim, o zaman siz de ona dikkat edin.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kim söylediyse ben ona söylüyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani doğrudur, söylenmiş olabilir, siz de ona demokrasinin icap ettiği hoşgörü içerisinde cevap verirsiniz ama "Ben de derebeyiyim." demek suretiyle bizi kimsenin korkutacağını aklının köşesinden bile geçirmesin. Biz burada kimseden ne korkarız ne de çekiniriz ama burası Hamzaçebi Bey'in bir resital verdiği, benim de kendisine teşekkür ettiğim, Başkanımın da hoşgörüyle hiçbir kimseye kısıtlama yapmadan görüş belirttirdiği, çok nezih bir ortam ama tekraren söylüyorum, burası dağbaşı değil, burası kimsenin derebeylik taslayacağı bir yer değil. Derebeylik taslayan varsa onu dışarıda...

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Bana meydan okuyana ben de meydan okurum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sana meydan okuma değil, kimsenin kimseden çekindiği yok. Meydan okuyarak da kimseyi korkutamazsın.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Ben hiç kimseye...

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sen daha annenin yanında otururken biz sokaklarda mücadele ediyorduk. Bu, bu konuda aklına gelsin, bu konuda bir daha da sakın meydan okuma.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Meydan okuyana ben meydan okurum.

BAŞKAN - İbrahim Halil Bey, şimdi, şöyle: Bu konuda...

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Bakın "derebeyi" sözü size aittir.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Siz derebeyseniz ben de derebeyim.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bunu yok sayıyoruz.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Tamam, derebeyiyseniz özür dileyeceksiniz.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Niye özür dileyeyim, bana ithamı doğru mu?

BAŞKAN - Bunu yok sayıyoruz arkadaşlar.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani derebeyiyseniz derebeyliğinizi gösterin, biz de derebeyine nasıl cevap vereceğimizi bilelim.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Efendiliğimizi muhafaza edelim.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Efendiliğimizi...

Müdahale edin.

BAŞKAN - Mesele anlaşıldı.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Kusura bakmayın, haddimi bilirim ama haddini aşana da haddini bildiririm.

BAŞKAN - Burhan Bey, mesele anlaşıldı.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Şimdi, bakın...

BAŞKAN - Hocam, lütfen, bunu yok sayalım.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Komisyonun maharetine, nezaketine itina gösterelim. Başından beri biz gösterdik, aynı görüşmeyi de sizden bekleriz.