KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Şimdi, tabii, çok sayıda mesaj geliyor. Özellikle şu anda Komisyonda yasa teklifi görüşüldüğü için, özellikle Esenyurt bölgesindeki kentsel dönüşüm mağdurları "Bizimle ilgili ne yapıyor Komisyon?" diye soruyorlar.

Şimdi, madde, evet, geçmişteki uygulamalara bakıldığında birtakım düzenlemeler getiriyor, oradaki dönüşüme tabi tutulan alanlarda yaşayan yurttaşları üçüncü şahıslar karşısında, müteahhitler karşısında, yüklenici firma karşısında koruyacak bazı düzenlemeler getiriyor. Ancak, günaydın, yani dünyada ucuz paranın en bol olduğu, dolar ya da euro cinsinden faizlerin yüzde 1'lere düştüğü, işte, Türkiye'de 2000'li yıllarda, ekonomide yüzde 10'un altında banka faizleriyle kredilerin kullanıldığı bir dönemde maalesef biz dönüşüm projelerine giremedik. İstanbul'un deprem riski en yüksek olan -ki kentsel dönüşümlerin büyük bir çoğunluğu da İstanbul için öngörülüyor- bu alanlardaki dönüşümleri yapmak yerine biz döndük, Bakırköy'den Zeytinburnu'na kadar kamuya ait olan 10 binlerce metrekare arazi üzerinde devasa gökdelenleri yaptık ve buradan elde edilecek olan satışın tamamını da... Biz, boş araziler, eski fabrika alanlarının dönüştürülmesi, sanayinin desantralizasyonuyla oluşmuş olan parsellerin imara açılması biçiminde, vizyonsuz, öngörüsüz bir anlayışla bu alanı kaybettik.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; İstanbul'da 700 bin tane satış bekleyen konut var. Siz kentsel dönüşümle belki Beşiktaş, Etiler, biraz Bağdat Caddesi, Kadıköy... Başka nerede satacaksınız? Belki biraz Yeşilyurt, Yeşilköy.

BAŞKAN - Türkiye, Gökan Bey.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Arkadaşlar, Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Biraz da genelde sorunlar var da.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Şimdi, bu yasanın içinde şu an -tekrar söylüyorum- İstanbul'da evlerini müteahhitlere vermiş -müteahhitler kat irtifakını kurarak projeleri onaylattıktan sonra binaları yıkıp başlamamış ya da başlamış, henüz temel seviyesinde olan- yaklaşık 300 bin civarındaki insanın mağduriyetiyle ilgili hiçbir düzenleme yok. Bu yasa teklifinin içinde siz devlet olarak, bakanlık olarak kendinizi nereye koyuyorsunuz? Nerede elinizi taşın altına koyuyorsunuz? Yani bundan sonra yapılacak olan sözleşmelerle ilgili sürecin nasıl olacağını tarif ediyorsunuz? Sayın Hamzaçebi'ye katılıyorum ben, yani bu saatten sonra, yeni sözleşmeleri boş verin, bizim elimizdeki bu çöküntü alanlarını... Yani her ilçede 30-40-50 yapı adası şu anda boşaltılmış, etrafında perdeleri atılmış, iksaları yapılmış... İnşaatları yapılmadığı için her ay bir tane iksa patlıyor. İşte, Kağıthane'de bir iksa patladı, 34 tane bina yıkılmak durumunda kaldı. Şimdi, Çevre Bakanlığı bu binaları dönüşüm alanı ilan etti, orada 300'ün üzerindeki vatandaşın evini yıkıp yeniden bina yapacak. Yüklenici kim? Çevre Bakanlığı. Para kimin? Devletin parası.

Şimdi, ben bir kez daha söylüyorum, bu teklifi hazırlayanlara tekrar söylüyorum: 24'üncü ve 25'inci maddeyi olumlu buluyorum eksikleri olmasına rağmen ama şu anda ciddi biçimde problem içinde yaşayan yurttaşlarla ilgili bu yasa teklifinin içinde neden bir tek düzenleme getirmediniz? Neden devleti bu işin içine sokacak bir uygulamayı koyup da o insanların sorununu çözmediniz, açıkçası anlamakta zorluk çekiyorum.

Teşekkür ederim.