| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonunun hazırladığı Sincan Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu'na ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 03 .07.2019 |
OSMAN NURİ GÜLAÇAR (Van) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Dün Genel Kurulda, bugün de Komisyonumuzun başlangıç kısmında Sivas olaylarının yıl dönümü münasebetiyle bazı şeyler ifade edildi. O gün yaşanan hadiseleri tasvip etmek mümkün değildir. Bu noktada zaten gerekli işlemler de yapılmış o süreçte. Fakat Sivas olaylarına karşılık olarak Başbağlar katliamının, cinayetinin hemen ardından yapılmış olması bizim yüksek sesle itiraz etmemiz gereken bir hadise. Ben Sivas mahkûmlarıyla geçmiş dönemlerde birkaç görüşme yapmıştım. Şu an Sivas olaylarının mahkûmları olarak bilinen ama içeride masum insanların varlığını da biliyorum. Bunlar hiç konuşulmadı, hiç gündeme getirilmedi. O gün o olaylarla hiçbir alakası olmadığı hâlde şu an müebbet almış, ağırlaştırılmış müebbet almış ama masum ama garip fakat sahibi olmadığı için de kendisini ifade edemeyen insanlarımız var. Özellikle CHP'li vekillerimizin bu noktada daha da duyarlı olmalarını, hakikaten varsa böyle bir mağduriyet, bu mağduriyete herhangi bir rezerv koymadan bunun da yanında durulması gerektiğini hatırlatmış olayım.
İnsan Hakları Komisyonu olarak bizler, doğru, Sincan Cezaevini arkadaşlarımızla birlikte ziyaret ettik. Olabildiğince aslında iyiydi, şeffaftı. Arkadaşlarımızın bazı itirazları var yani önceden bildirilmeseydi, böyle apar topar, ansızın gidilseydi diye. O usulü bilmiyorum işin doğrusu ama belki bundan sonraki işlemlerde bu da yapılabilir. Ama benim gördüğüm -bizim Adalet Bakanımızı ziyarete gittiğimizde de aynı şey gündeme gelmişti, demin sözlerinin başında Mahmut Tanal ağabeyimiz de bunu ifade etti- Türkiye'nin geçmişiyle bugününü mukayese ettiğimizde insan hakları noktasında, özellikle de cezaevindeki iş ve işlemlerde geçmişle mukayese edilemeyecek kadar bir mesafe katledilmiştir. Hatta şunu da iddia edebilirim ki: Biz bu noktada Avrupa'dan da daha öndeyiz. Ama bunu samimiyetle ifade ediyorum, ben Avrupa'nın da bu noktadaki sicilini, kaydını bildiğim için söylüyorum. Bazı şeyleri yapıcı olarak eleştirmek ve onların da tedricen de olsa bunların düzeltilmesi noktasında adımlar atması aslında hepimizin ortak isteği olmalı veya ortak çabamız olmalı ama beyazı tamamen siyah gösterme gibi bir algı ve burada işi çok fazla zorlamak bazı şeylere de engel teşkil ediyor. Bence Komisyondaki bütün arkadaşlarımızın da biraz daha adilane hareket etmeleri, eleştirilerini yapmaları ama bu eleştirileri de insaf ölçülerinde muhafaza etmeleri... Bu masa başında toplanan bütün arkadaşlarımızın, vekillerimizin adaletsizliğe, hukuksuzluğa kayıtsız kalacaklarını düşünmüyorum. Böylesi şeyler gündeme geldiğinde değerlendirilebileceğini, gerekli işlemlerin yapılabileceğini de öngörüyorum.
Biz, cezaevinde, Sincan kampüsünde, ziyaret etmiş olduğumuz kadın, çocuk ve diğer yetişkin koğuşlarında gördüğümüz olumlu ve olumsuz şeylerin tamamını bu raporumuza dercetmeye çalıştık. Eksiğimiz var, zaten 2 milletvekili arkadaşımız şerhlerini koyarak bu eksikleri de kendileri ifade etmişler ama biraz da böyle vicdanen konuşmak gerekirse olabildiğince şeffaf, güzel bir ziyaret gerçekleşmişti. Eksikler karşı tarafa ifade edilmişti ve onlar da çok kısa bir zaman içerisinde epey bir kısmının telafi edildiğini bize geri dönüşlerle ifade etmişlerdi. Ben bu noktada İnsan Hakları Komisyonumuz olarak daha güzele, daha iyiye gitmesi adına bizim de ciddi katkılarımızın olabileceğini, bu noktada tarihî sorumluluklarımızın da olduğunu ifadeyle raporumuzun aslında verilen, yapılan itirazlar veya, işte, sahada gördüğümüz eksiklikler itibarıyla iyi olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.