| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 19 Eylül 2002 Tarihinde İmzalanmış Sivil Havacılık İşbirliği Anlaşmasını Tadil Etmek Üzere Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1946) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 04 .07.2019 |
YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tabii, Kıbrıs davası Türkiye için çok önemli, tarihsel meselemiz, üzerinde ciddiyetle durmak gerekli ve günümüzde yaşanan birtakım önemli gelişmeleri de yine bu bağlam içinde hatırlatmak gerekli diye düşünüyorum.
Şöyle ki: Kıbrıs sorununun doğmasıyla birlikte, aslında bu meseleyle ilgili ülkeler, genel olarak Londra, Zürih Anlaşmaları kapsamında "garantör ülkeler" diye andığımız ülkeler idi. Ama yine, tarihsel süreç içerisinde sorunun derinleşmesiyle birlikte, Kıbrıs Türk ve Rum topluluklarının seçilmiş temsilcileri ve onların iradeleri de bu meselenin önemli bir parçası hâline geldi. Yine, sorunun gelişmesi çerçevesinde, özellikle Birleşmiş Milletler bağlamında, uluslararası toplum da Kıbrıs sorununun, Kıbrıs meselesinin önemli bir bileşeni, unsuru, belirleyicisi konumuna geldi. Ancak son yıllarda, bölgedeki enerji rezervlerinin önemli bir tartışma konusu olmasıyla birlikte bir değişiklik yaşanıyor yani Türkiye'nin kendi menfaatlerini ve Kıbrıs Türk toplumunun menfaatlerinin savunmakta zorlandığı bir yeni dönem ve daha çok, tabii, bölge ülkeleri ile Türkiye arasında başka sorunlar bakımından ilişkilerin bozulmasının Kıbrıs sorunu bağlamında Türkiye'nin önüne gelmesi gibi bir durum burada karşı karşıya olduğumuz durum.
Biraz daha açmak istiyorum. Basından izliyorsunuzdur; Yunanistan Başbakanı bir açıklama yaptığı vakit, kısa süre içerisinde Avrupa başkentlerinde devlet başkanlarından, hükûmet başkanlarından destekleyici mahiyette, içerikte birtakım açıklamalarla da karşılaşıyoruz. Yine, bölgede Mısır, Suriye, İsrail gibi ülkeler düşünüldüğünde ve bölgedeki enerji kaynakları tartışmaları hatırlandığında, Türkiye'nin bu ülkelerle olan ikili ilişkileri önemli bir mesele olarak önümüzde duruyor.
Özetle şunu söylemek istiyorum ve tabii yine Bakanlık temsilcimize de bir soru olarak yöneltmek istiyorum: Bir yeni durumla karşı karşıyayız. Yani Kıbrıs sorununun Türkiye, diğer garantör ülkeler ve bir nevi tarafsız konumdaki uluslararası toplumun bir meselesi olmaktan çıktığı, Türkiye'ye karşı birtakım ülkelerin, örgütlerin bir araya geldiği bir yeni durumun oluştuğu bir şey var karşımızda. Tabii, bunun gelişmesinde uzun süreli iktidarın yanlış politikalarını da hatırlatmak gerekli, az önce ismini zikrettiğim ülkelerle ikili ilişkiler bakımından geldiğimiz durum sebebiyle.
Özetle, Kıbrıs politikamız için bu yeni şartlar içerisinde nasıl bir değerlendirme yapılmaktadır Bakanlığımız tarafından, bunu sormak istiyorum.