KOMİSYON KONUŞMASI

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Ben de teşekkür ediyorum hâkime Hanıma.

Tabii, aile mahkemesi sayısı sanırım sınırlı, sizin de iş yükünüz oldukça fazla gibi görünüyor.

ANKARA AİLE MAHKEMESİ HÂKİMİ ZEYNEP ÖKSÜZOĞLU - Evet.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Bu, şiddete bakan aile mahkemelerinin ayrılması konusunda pek konuşmadık ama bu, herhâlde bu anamda sizin için daha sonuç alıcı gibi görünüyor. Çünkü her aile mahkemesi hâkimiyle konuştuğumuzda, gerçekten bunları ifade ediyorlar, bu sıkıntılarını.

İkinci olarak da sizin, hani, cümleye başladığınız şekilde devam ediyorlar. Bir yandan, tabii, şiddeti önlemek istiyoruz, mağduriyeti gidermek istiyoruz ama kadınız. Hani o pencereden bakıyoruz ama bir yandan da yeni bir mağdur kitlesi yaratmak istemiyoruz, hukuki anlamda da yanlış bir kararın altına imza atmak istemiyoruz. Bunu çok önemsiyorum ve bununla da çok bağlı olduğunu düşünüyorum. Tabii ki yasal anlamdaki mevzuattaki boşlukların da buna sebep olduğun sizler zaten ifade ettiniz.

Benim bir sığınma evi ziyaretimde bir polis memuru eşi oradaydı ve çok zorlandığını, sığınmaevine geliş sürecini anlattı. İşte, şiddete uğradığını, evinin silahla eşi tarafından basıldığını, kurşunlandığını ama bu süreçte hep arkadaşları tarafından üstünün kapatıldığını ve her sığınmaevine gitme girişiminde de bir şekilde eşinin haberdar olduğunu ifade etti. En sonunda artık, hani, kimlik değişikliği şeklinde, tabii ki o da kendi önlemini almıştı benim görüştüğüm sırada. Böyle, özellikle yüksek risk grubu olanlara, işte, yoksuldur, engellidir ya da nüfuzlu bir ailedendir eşi, şiddet uygulayan kişi ya da bir emniyet kolluk gücünün eşidir, şiddete uğruyordur, bunlara karşı gerçekten kurumsal anlamda tanımlanmış özel önlemlerimiz, bir desteğimiz var mı daha hızlı bir şekilde hayata geçirdiğimiz?

İkinci olarak, şeyi çok merak ediyorum, bu tanık koruma programıyla ilgili sıkıntılar var. Yani biraz sahipsiz gibi sanki, hani kimin yapacağı, nasıl uygulanacağı, ilk görevlinin, sorumlunun kim olacağı konusunda. Bu konuya da tekrar bir açıklık getirmek gerek özellikle mevzuattaki eksiklikte.

Bir de bu, polisin kendisini koruma için gelmesi, çağrı üzerine koruma konusunda sıkıntılarımız var. Yani ziyaretlerimizde bunu ifade ediyor kadınlar. Çünkü bunu talep ettiklerinde polis memurunun ücretini kendisinin ödeyeceği ihtar ediliyor kendine ki bu koruma tedbirlerinin ücretsiz olduğu aslında 6284'te yazıyor.

Bir de şeyi merak ediyorum ben, hani, ilk süreçte daha fazlaydı, bunu biliyoruz. Hem yasayı bilmiyorlardı hem nasıl uygulanacağını bilmiyorlardı hem de yönetmelik zaten bir yıl geç geldi. Mülki amirlerin, kolluk güçlerinin bu koruyucu tedbirlerin uygulanmasındaki müdahil olması, oluyorlar mı gerçekten, yoksa direkt topu hâkime, savcılara mı atıyorlar, merak ediyorum.

Biraz önce de ifade ettiniz siz, bu ihlal kararlarının alınmasında "Görmüyorum, onunla temas etmiyorum, oluş şeklini bilmiyorum." dediniz. Hani o vicdani kanaati geliştiremiyoruz. Bu konuda ne yapılabilir akut olarak? Uygulamadaki farklılıklar sizin aranızda, "Bir araya geliyoruz aile mahkemesi hâkimleri." dediniz, oturup kararlar konusunda bir istatistiki çalışmanız var mıdır, yani "Ben bu olayda buna karar verdim, sen buna vermişsin, hani doğrusu budur ya da olması gereken budur." şeklinde bir çalışmanız var mı? O istatistiklere bizim de ulaşmamız mümkün mü?

Çok teşekkür ediyorum.