KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 8'inci maddenin "Muafiyet ve istisnalar" bölümünde 4 tane maddenin içinde bölüm var, aslında 4'ünün de usulen tartışılması gereken konular olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü eğer bu özel bir hukukla yönetilen bir ajanssa, bir kamu kurumu değilse o zaman niye bunlardan muaf tutuluyor; bu bir kamu kurumuysa o zaman neden Sayıştay denetimi yok? Tam da bunlar üzerinde değerlendirme yapmamız gerekiyor. Şimdi, ajans, her türlü dava ve icra işleminde teminat yatırma mükellefiyetinden muaftır. Şimdi, ajans bir kamu kurumu mu? Yani kamu kurumuysa muaf olsun. Kamu kurumu mu? Özel hukuka göre kurulmuş bir kurumdan bahsediyoruz ama o zaman neden dava ve icra işlerinde teminat yatırma mükellefiyeti buna sağlanıyor? Ajans, bu kanun kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle düzenlenecek kâğıtlara ilişkin damga vergisinden muaf tutuluyor. Şimdi yani siz zarar eden işletmelerden cirolarından bir vergi almayı, bütün vergi usul kanunlarına aksi olarak kendinizi ak görüyorsunuz ama siz bununla ilgili yaptığınız işlemlerle ilgili kamu destekli özel bir hukuka göre kurulmuş bir kurumsunuz ama damga vergisinden kendinizi muaf tutuyorsunuz. Yani hani Anadolu'da bir deyim vardır, işte "sadece kendisine Müslüman" geriye kalan hiç kimsenin hakkını korumayan bir düzenleme.

Yine bu bir devletten yardım alıyor, Bakanlık bütçesi tarafından kendisine ayrılmış olan kaynakları kullanıyor. Tekrar söylüyorum, Plan ve Bütçe Komisyonuna mutlaka bunun gitmesi ve Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonundan onaylanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesi gerekirdi çünkü içinde bir para var, vergi var. Bununla ilgili diyoruz ki denetim yetkisi Sayıştay Kanunu'na tabi değildir. Yani Sayıştayın son zamanlarda denetim yaptığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yaptığı denetimlerden ortaya çıkan sonuçların yaygın bir biçimiyle sizi rahatsız ettiğini, Hükûmeti rahatsız ettiğini, Cumhurbaşkanlığı makamını rahatsız ettiğini biliyoruz ama sonuçta Sayıştay da anayasal bir kurum ve halk adına bu denetimi yapıyor. Devletin özel ya da kamu, içinde toplumun ve halkın ödediği vergilerle oluşmuş olan kaynaklar varsa bunları da mutlaka denetleyecek kurumun Sayıştay olması gerekiyor. Sayıştaydaki yöneticileri istediğiniz biçimiyle, olumsuz muhalefet yazan Sayıştay müfettişlerini zaten değiştiriyorsunuz, geriye kalanların yazdığı sıradan alelade raporların bile artık yazılmasına maalesef yasa hazırlayıcının tahammül edemediği gözüküyor.

Bir de burada yine milyarın üzerinde bir para toplanacağı söyleniyor yani 200 milyon dolar söylendiği için söylüyorum; 200 milyon dolar, çarpı, artı, 1,2 milyar, bunun yüzde 30 civarındaki bir rakamının da işletme giderlerine, personel giderlerine ayrılacağına... Biz onun yüzde 10 olmasını önerdik. Yani 200 milyonluk bir önerimiz "Bu, personel giderlerine yetmez." diye reddedildi. Yani 200 milyon bir personel gideri ödeyeceksiniz, bunu yetmez görüyorsunuz ama burada çalışacak olan personelin de İş Kanunu'na tabi personel olmasını da uygun görmüyorsunuz. Yani burada da bir keyfîlik, burada da devleti, devletin kurumlarını, organlarını şirket gibi yönetmek, bu şirketi babasının şirketi gibi yönetmek anlayışının egemen olduğunu söylüyorum. Yani 8'inci maddenin 1, 2, 3 ve 4 bentlerinin tamamının yanlış olduğunu belirtiyorum, önergemizin kabul edilmesini yüce Komisyon üyelerinden de arz ve rica ediyorum.