KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Bugün 13'üncü toplantımızı yapıyoruz. İnşallah Meclis tatile girinceye kadar toplantılarımıza her hafta çarşamba ve perşembe günleri devam edeceğiz, gerekirse cuma günleri de toplanacağız. Zaten üç aylık bir süremiz var, bu üç aylık süremizin galiba son bir ayı ekime kalıyor, yirmi dört günü kalıyor Meclis düşündüğümüz zamanda tatil olursa. Sonra, artı bir ay alabiliyoruz yani kasım sonuna varmadan çalışmamız bitiyor, size zamanı hatırlatmak açısından bunu söylüyorum.

Ben kısaca bazı konulara değinmek istiyorum.

Şu ana kadar Komisyonumuz çok önemli çalışma yaptı, milletvekili arkadaşlarımız gerçekten İstanbul seçimlerine rağmen çok güzel destek verdiler, çok güzel katılım sağladılar, katılamayan arkadaşlarımız da sürekli burayı izlediler, onlara da buradaki bütün görüşmelerin ayrıntılarını gönderdik ve güzel çalışmaları oldu. Sağlık Bakanlığı temsilcilerimiz güzel çalışmalar yaptılar ama daha fazla çalışmamız gerekiyor. Millî Eğitim Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığından çok faydalandık. Ayrıca bizim uzmanlarımız buradalar, sürekli katıldılar. Sayın Hocam, gerçekten uzmanlarımızdan çok faydalandık, uzmanlarımız bizimle sürekli olarak çalışıyorlar. Bir de ayrıca STK'lerimizinden çok faydalandık, kendilerine teşekkür ediyorum yani benim düşündüğümden çok bu konuda kendilerini vermişler. Hatta yine hoşuma giden bir şey oldu: Burada bulunan hem milletvekili arkadaşlarımız hem de bakanlık temsilcilerimizin de bu çocuklarla bir yakınlığı var, ya o aileden ya da yeğenleri, yakınları o aile içerisinden. Yine, STK'lerin başındakilerin de bizzat bu işi yaşayanlar olmaları bizi çok mutlu etti. Bu açıdan gerçekten bir gönüllülük esası var. Tabii, bu başarıda en önemli şey de gönüllülük esası.

Biz şu ana kadar çalışmalarımızda bazı hususlara çok önem verdik, bazı tespitlerimiz oldu. Örneğin sağlık çalışanlarının erken fark etmesiyle ilgili çalışmaları yaygınlaştırmak için ne gibi önerilerde bulunabiliriz? Burada yine belirttiğimiz bir konu olarak şu var: Tabii, hepimiz otizmi biliyoruz, Down sendromunu biliyoruz, diğer gelişim sorunlarını biliyoruz, sorunları da biliyoruz, hepsini biliyoruz ama çözüm önerilerine geldiğimiz zaman işte orada bazı sıkıntılarımız vardı. Tabii, Türkiye'de bu konuda bakanlıklarımız çok güzel çalışmalar yapmış ama asla yeterli değil çünkü dünyada hangi ülkede bu sorunlar en iyi çözülüyorsa Türkiye de o kapasitede bir ülkedir ve biz hem anlayış bakımından o kapasitedeyiz hem de teknik bakımından, sağlık hizmetleri bakımından, yeterlilik açısından, sosyal güvenlik açısından o ülkeler düzeyindeyiz, çözüm önerilerimizi de en üst düzeyde sunmamız gerekiyor. Tabii, yani uygulanabilir olması gerekiyor. "Şöyle yapılmalı." değil, "Şu, şu, şu şekilde yapılmalı." diye çözüm önerilerimiz gerekiyor. İşte, bu kapsamda sağlık çalışanlarının erken fark etmesi çok önemli. Bu kapsamda galiba 50 bin sağlık çalışanı eğitilmiş, ebeler, hemşireler eğitilmiş, doktorlar eğitilmiş. Galiba branş doktorlarının yani çocuk doktorlarının eğitimine tam geçilmemiş, bu kapsamda bir çalışmamız olması gerekiyor. 3T dediğimiz tanı, takip, tedavide özellikle ikinci basamak sağlık kurumlarında yani devlet hastanelerinde bu hizmet kalitelerinin artırılmasını çok önemli görüyoruz. Hem ülke çapında yaygınlaşması açısından da devlet hastanelerindeki eğitimin çok önemli olduğunu biliyorum. Örneğin buradaki arkadaşlarımızın bazıları doğu ve güneydoğuda yeterli, kaliteli eğitimin, bu konuda eğitilmiş doktorlarımızın, sağlık çalışanlarının, hatta Millî Eğitim çalışanlarının olmadığını söyledi. Tabii, farkındalık olayının da belki bu bölgelerde daha geri olduğunu ifade ettiler. Biz, tabii, buna önem veriyoruz yani bunun ülke çapında olması gerekiyor; belli bir bölgede değil, ülke çapında olması gerekiyor. Örneğin bizim Kırşehir milletvekilimiz bahsetti yani Kırşehir'den Ankara'ya getirmek zorunda kalınıyor, bunları da çözmemiz gerekiyor.

Bu çerçevede de bazı gezilerimiz olacak. İlk Batman'dan başlamayı düşünüyoruz, bir milletvekili arkadaşımızın da önerisi oldu bu konuda. Kırşehir'de bir toplantı yapmayı düşünüyoruz özellikle farkındalığın yayılması açısından, bir de Konya'da düşünüyoruz. Ayrıca, tabii, bu çocukların istihdamı çok önemli. Bu istihdam kapsamında Manisa'da, Bursa'da çok güzel örnekler var, Vestel'in yaptığı güzel örnek uygulamalar var, Bursa'da Eker'in -yani isim vermekte çok mahzur yok, belki vermenin rekabet açısından da bir faydası olabilir- güzel istihdam uygulamaları var, örnek uygulamaları var. Gerekirse buralara gidip bunları da yerinde görmemiz gerekiyor.

Tabii, hem ailelerin sosyal destekleri çok önemli bu konuda. Çocukların belli bir yaştan sonra bu hizmetleri yaşam boyu almalarını sağlayacak önerilerimiz çok önemli. Bu çerçevede yine bizim Komisyonumuzda çok güzel sunumlar oldu, çok ilgili sunumlar oldu. Erken müdahale programları çok önemli. 0-6 yaş grubunun özel eğitimi çok önemli, hatta bu düzeyde çocuklara çok eğitim verdiğimiz zaman yani ne kadar bu düzeyde çok harcama yaparsak daha sonra daha az harcama yapabiliyoruz. Bunu bize arkadaşlarımız örneklerle gösterdiler. Yani 0-6 yaş döneminde, erken eğitim döneminde, erken tedavi döneminde ne kadar masraf yaparsak daha sonra devletin masraflarının daha azaldığını tespit ettiler, hatta bu konudaki bir çalışma Nobel Ödülü de almış. Onun için ülkemizde demek ki biz önce bu eğitimi verecek, sağlık hizmetlerini verecekleri eğitmemiz gerekiyor, özel eğitimcileri eğitmemiz gerekiyor, kreşlerle ilgili düzenleme yapmamız gerekiyor ve bu çerçevede inşallah yeni önerilerimiz olacak.

Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bizim görevimiz de şu: Biz, tabii, eğer yasal bir engel varsa hemen yeni yasal düzenlemeleri yapacak düzeyde bir anlayışa sahibiz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda gerçekten çok hassas. Tüm partilerimiz yani Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda çok hassas; teker teker isimlerini de söyleyelim, Halkların Demokratik Partisinin yetkilileri, eş başkanları gerçekten çok hassas bu konuda; Milliyetçi Hareket Partisi, Sayın Bahçeli zaten bu konuda gerçekten çok hassas; gruplarımız çok hassas, İYİ PARTİ Grubu bu konuda çok hassas, bizim grubumuz zaten hepimiz hassasız. Yani bizim burada şu da var Sayın Hocam: Partilerüstü görüyoruz bunu, hiç siyaset yapmadık şu ana kadar, hiç yapmayı da düşünmüyoruz. Siyaseti Mecliste yapıyoruz ama çocuklarımızın olduğu yer her zaman siyasetüstüdür, buna önem veriyoruz. Yani yasal olarak biz ne yapacaksak hepsini yapmamız gerekiyor.

Örneğin şöyle bir gelişme oldu: Sağlık Uygulama Tebliği listesinde yer alan hizmet ekipman ve malzemeleri var, böyle bir liste var. Bununla ilgili bazı değişiklikler olacakmış. Meclisteki bizim uzman arkadaşlarımız bir hazırlık yaptılar. Bu hazırlığı biz Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirdik, hem şu malzemeler de eklenmeli dedik, şu malzemelerin de katılım payları yükseltilmeli diye bir önerimiz oldu. Bu önerilerimiz de kabul gördü gerçekten yani Meclisin pozitif bir çalışması oldu. İnşallah yani demek ki doğru bir şey söylersek, çocuklarımızın yararına olacak bir şey söylersek herkes kabul edebiliyor. Onun için, arkadaşlar, şu iyi ortamı iyi değerlendirmemiz gerekiyor, şu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

Tabii, bir de en önemli konu, bu çocuklarımızın belli bir yaştan sonraki sosyal güvenlikleri. Örneğin aileleri vefat ettiği zaman bu çocuklar yine yalnız bırakılmamalı. Bu kapsamda şöyle bir gelişme düşünüyoruz inşallah: Yerel yönetimleri mutlaka işin içine sokmamız gerekiyor, belki bunun için bir yasal düzenleme bile gerekebiliyor. Seçimlerde hepimiz dikkat ettik ki adaylarımız yani özellikle büyükşehir belediye başkan adaylarımızın, il belediye başkan adaylarımızın, hatta ilçe belediye başkan adaylarımızın vaat yağmurları var bu konuda, "Biz engelliler için şunu yapacağız." şeklinde müthiş bir vaat yağmurları var. O hâlde bunları yapsınlar. Eğer onlara biz gerçekten yasal bir görev olarak, sorumluluk olarak verirsek belki daha fazla katkı sağlanabilir. Örneğin Antalya'da var, galiba Muğla'da da var, mola evleri şeklinde bir gün bir yere giderken veya iki üç gün bir yere giderken çocuklarını bırakabilecekleri evler var, tüm bunları yerel yönetimler yapıyor. O hâlde, yerel yönetimler de devletin kurumu, özel eğitim kurumları da devletten hizmet alan kurumlar. Yani özel eğitim kurumlarımız var, STK'lerimiz var, yerel yönetimlerimiz var, bizim topyekûn bir seferberlik hâline geçmemiz gerekiyor.

Ben kısaca Komisyonumuzun çalışmalarını, Komisyonumuzun niyetini ve Komisyonumuzun hedefini de anlatmış oldum. Hepinize teşekkür ediyorum. Bu kısa açıklamadan sonra hocam hazırsa sayın hocamdan başlayarak sunumumuzu yapacağız.

Değerli arkadaşlarım, Profesör Doktor Mim Kemal Bülent Öke benim de çok eskiden beri tanıdığım, saygı duyduğumuz, hem medyada hem bilim dünyasında gerçekten çok farkındalık yaratan bir isimdir. Geçenlerde, en son hangi kanaldı bilemiyorum ama hocamı izledim orada. Tabii, hocam ile biz galiba çocuklarımızdan dolayı aynı şeyi yaşadığımız için gözlerimiz yaşlı hocamı dinledik, düşündük yani bir insan olarak niye varız dedik. Sağ olsun Radiye Hanım hemen hocamın programını önceden bize bildirmişti, Radiye Hanım'ın notları arasındaydı. Sayın hocamla hemen temas kurduk ve çok teşekkür ediyoruz buraya katıldığınız için. Sizin deneyimleriniz, sizin gerçekte somut çözüm önerileriniz bizim için çok önemli.

Ben teşekkür ediyorum ve sözü size takdim ediyorum Sayın Hocam.