| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2019) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .07.2019 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi bu maddeyi çok tartıştığımızı hepimiz görüyoruz "Üç saati geçti." dedi Başkan. Ben konuyu uzatmayacağım ama geçmiş yıllarda "İstanbul yaklaşımı" "Anadolu yaklaşımı" denilen bir sisteme benzer bir sistem getiriliyor. Müsaade ederseniz ben buna "Ankara yaklaşımı" demek istiyorum, bir adını koyalım bu işin. Tabii, bu yaklaşımın, yapılanmanın bir maliyeti olacak. Bizi ilgilendiren tarafı, kamu olarak biz kanunla beraber bankalara getirilen bu imkândan, banka sigorta muamele vergisi istisnası, işte Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu, damga vergisi gibi, harçlar gibi bazı vergilerde muafiyet getiriyoruz. Elbette, bunun kamuya bir yansıması var. Ama biraz önce gerek Sayın Öztrak'ın gerek Sayın Böke'nin gerek Sayın Akif Hamzaçebi'nin konuşmalarında yani on yedi yıllık AK PARTİ iktidarına göndermelerde bulunuldu, ben de tabii, AK PARTİ milletvekili olarak kayıtlara geçmesi açısından, bir polemiğe neden olmamaya çalışarak bazı şeyleri söylemek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, 2002 yılında geldiğimiz noktayı 2001 kriziyle beraber benim yaşımda olanlar -ki hepiniz aşağı yukarı bilirsiniz, benden genç olan arkadaşlar da var- bilirler, Türkiye neredeydi? Kaç tane banka konsolide oldu, el konuldu, battı ama 2002 ile 2019 arasındaki on yedi yıllık süreçte bir tane banka batmadı. Hatta, tüm zamanların en büyük ekonomik krizi olan 2008 dünya krizinde bile Türkiye'de bir banka batmadı.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İstanbul yaklaşımı 8 milyar dolar, şimdi 70 milyar dolar.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani hepimiz uçağa biniyoruz. Uçağa bindiğinizde öyle sütliman bir durum yok. Zaman zaman hava şartlarından, zaman hava boşluğundan ne olur? Uçaklar türbülans yapar ve içindekiler sarsılır, ürker, korkar, paniğe kapılır amasağlam, güçlü pilotlar, işini bilen pilotlar o türbülanslardan uçağı çıkarır. Panik yok "no panic" "don't panic." Biz yolcuyuz belki uçakta. Zaman zaman da Türkiye bu süreçte gerçekten sıkıntılı dönemler yaşadı ama en büyük sıkıntıyı, hatırlayın, 2008, 2009'da yaşadık. Sayın Merkez Bankası Başkanımız bunları biliyor. Sizler gerçekten bu...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teğet geçmişti o kriz!
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet, teğet geçti.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Eğer o zaman bu tedbirleri alsaydınız şimdi bunu yapmak zorunda kalmazdınız.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Türkiye 230 milyar dolarlık millî gelirlerden 900 milyar dolarlara kadar çıktı.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 700 milyar, 700..
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şu anda 700. Bir türbülans yaşadık, atlatıyoruz. Dengeleme, disiplin, değişim...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Rakam olarak doğru ama bir zaman var. Cami avlusuna konulan çocuk bile büyüyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi nereye indi? 25 bin dolardı hedefiniz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, dolayısıyla haksızlık etmeyelim. On yedi yıllık süreçte Türkiye'nin nüfusu 66 milyondan bugün 82 milyona geldi yani 16 milyon insan, bir de dışarıdan gelenleri düşündüğümüzde nüfusumuza 20 milyon insan katıldı ve hepimiz aynı gemideyiz, aynı uçaktayız Elbette sizleri anlıyorum ama güzel işler de yapıldı. Yani bugünkü sıkıntılara rağmen Türkiye'de hâlâ fert başına millî gelirimiz...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 8 bin dolar.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değil, 9 bin küsur dolardayız, ben onu yuvarlak olarak 10 bin dolar diyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayın ya.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bin dolar da benden.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama kayıt dışı ekonomiyi dikkate alıp satın alma gücü paritesini de dikkate alırsak Türkiye hâlâ fert başına 15 bin dolarlar civarında bir millî gelire sahip. Bu da 1 trilyon 200 milyar dolarlık bir Türkiye demek. Ama bugünler geçecek, panik yapmayın.
Şu yapılanmayla beraber bankalara ve iş dünyasına bir imkân getiriliyor. Bizi ilgilendiren yani kamuyu ilgilendiren bu kanunla beraber bazı istisnalar getiriliyor ama burada esas sorun, iş dünyası ile kredi veren, fon sağlayan, finans sağlayan kurumlar arasındaki anlaşmadır. Biz bunun yasal altyapısını yapıyoruz, elbette bunun topluma bir maliyeti var ama neticede bu iş yapılması lazım, zaten aklı başındaki ifadelerden de bunu görüyoruz.
Dolayısıyla ben buna tekrar "Ankara yaklaşımı" diyorum ve desteklediğimizi ifade ediyorum.
Hayırlı olsun.
Sağ olun.