| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2019) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .07.2019 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Efendim çok teşekkür ediyorum.
Kuşkusuz bir önceki konuşmacı meslektaşımın söylediği gibi, daha doğrusu görevdaşımın diyelim -bir meslekten çok görev olarak kabul etmemiz gerekiyor yaptığımız işi- bu yükün altından beraber kalkmamız gerekiyor. İşte tam da bu noktadan bu çalışmanın da beraber yapılması gerekirdi evveliyatının diye düşünüyorum. Konuşmasında teşekkür ederken sevgili vekilim, bütün partilerin değerlerinin katkı sunması gereken ihtisas komisyonunda katkı sunması gereken bir çalışma olarak bahsetti. Katılıyorum ama evveliyatında bunun yapılması gerekirdi. Daha geniş ve teknik anlamda daha yeterli bir yerde bu çalışmanın yapılıp teklifin öyle getirilmesi gerekirdi.
Alışkanlık hâline gelmiş bir çalışma biçimi var artık Meclisimizde. Ben bunu söylerken Meclisin yüce şahsiyetini de korumak anlamında söylüyorum. 2017 Anayasası yapıldığında yasamanın ve diğer erklerin birbirinden çok net ayrıştırılacağı iddiası gündeme getirilmişti. Biz de bu tekçi düzenin aslında bütün erklere egemen hâle geleceğini anlatmaya çalışmıştık.
Şimdi, bu yasa teklifleri yapılıp getiriliyor, Meclisten bir şekilde, buna da komisyonlar yoluyla dâhil olun da usule uygun olarak yasalar çıksın diye bir destek bekleniyor. Her şeye rağmen ama her şeye rağmen burada bunları konuşmamızın çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Yani az da olsa bir demokratik refleks verebileceğimiz alanların kıymetini bilmemiz gerektiği inancındayım. Bu yasanın yapılış şekliyle beraber, yaklaşım yasalarıyla beraber aslında Türkiye'nin başka şeyler de eş güdümlü olarak yapması gerektiği düşüncesindeyim.
Yine sevgili meslektaşım ya da görevdaşım diyeyim -kendisine çok da saygılar duyuyorum- insan haklarından bahsetmenin, hukuktan bahsetmenin çok gereksiz olduğunu anlatmaya çalıştı bu yasal düzenleme... Tam aksine, dünyanın bütün modern ülkelerinde ve dünyanın bütün modern iktisatçıları iktisadın sadece bir rakamsal mesele, ekonominin sadece rakamlarla tarif edilecek bir şey olmadığını, insanla beraber hukuk güvenliğinin önemli olduğunu anlatmaya çalışırlar ve hayat da böyle gelişir. Şimdi biz burada ne kadar yaklaşım projesi yaparsak yapalım... "Yapmayalım." demiyorum bakın, dikkatinizi çekiyorum. Hatta Türkiye'nin bunları çok önce yapması gerekirdi ve çok daha detaylı yapması gerekirdi. Ama maalesef, şöyle bir süreç yaşadık: "Kriz var." dediğimiz zaman krizi kabul ettirmek bile mümkün olmadı iktidara uzun bir süre. Hiçbir koşulda Türkiye'de bir ekonomik kriz olduğunu kabul etmeyen bir iktidar var karşımızda. Hâlbuki tıpta bile önce gerçeği yakalarsınız, teşhis ve tedaviyi bir silsile hâlinde hayata geçirirsiniz. Ya, böyle bir anlayışa uzun süre bunu anlatamamanın ızdırabıyla beraber geldik bu noktada ve tıkanık bir yerden çıkmaya çalışıyoruz. İyi niyetli olmalıyız, emek vermeliyiz. Çıkmanın yollarını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayalım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, yani kıymetli şeyler söyleyeceğim, merak etmeyin.
Bir emek birliği içerisinde buradan çıkmalıyız ama bu çıkışın reçetesi bununla beraber başka yasaları da gündeme getirmekten geçiyordu. Bir adalet reformu tartışması yaptı Türkiye, AK PARTİ yaptırdı. İçeriği itibarıyla katıldığımız ve katılmadığımız noktalar var. Adalet reformu tartışması yaparken OHAL hukukunu kutsayacak şekilde bir adalet reformu tartışması çok doğru değildi ama buna rağmen, hayata geçirmemiz gereken çok önemli yasalar var. O reformun içerisinde kısmi olarak bazı yasaları hayata geçirmemiz gerekirdi. Türkiye mülkiyet hakkının bile yasal teminat altında olmadığı bir ülke hâline gelmişken yani çokça yasayı hızla hayata geçirmemiz gerekirken sadece bir yaklaşım projesiyle yola çıkmanın tehlikeleri olduğunu düşünüyorum. Çıkalım ama bunu destekleyecek yasaları da hızla yapmamız gerekir. Yani güven olmaya bir ülkede siz yaklaşım projesi yaparsanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayalım efendim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Zamanımı bilmediğim için kusura bakmayın.
...sadece işte arkadaşlarımızın da kuşkuyla baktığı, "yandaş sermaye" dediği, şu ya da bu tanımladığı çünkü bir değerlendirme sürecinden de geçecek buradaki firmalar, tamamı yararlanamayacaklar. Eleştirdikleri tablonun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Peki, çok teşekkür ediyorum efendim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Peki, siz bu kadar faydalanmak istiyorsanız benden.