HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, pancar şekeri üretimi yapan kotasız şirket bulunmuyor değil mi? Ancak kotasız nişasta bazlı şeker üretimi gerçekleştiren dört adet şirket bulunuyor Türkiye'de. Bu şirketlerin yıllık kapasitesi 231 bin ton, doğru değil mi bu?

ŞEKER KURUMU BAŞKANI DR. HÜSNÜ TEKİN - Bir kısmını artırdık, 269 bin filan olması lazım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 269 bin. Yani bana gelen şeyde tarihi yok ama...

ŞEKER KURUMU BAŞKANI DR. HÜSNÜ TEKİN - Kapasite artışına gidiyorlar ara ara 269.438.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anladım, doğrudur, 269 bin ton.

Devam ediyorum: Şimdi "Söz konusu şirketler 2012-2013 pazarlama yolunda 37.400 ton glikoz..." Bakın toplam üretim içerisinde 37.400 ton glikoz. Glikoz üretiminde bir problem yok, görüyoruz. 2.851 ton...

ŞEKER KURUMU BAŞKANI DR. HÜSNÜ TEKİN - 2.851 ton yani yaklaşık 3 bin ton.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 3 bin ton izoglikoz olmak üzere toplam 40.251 bin NBŞ üretilmiş, 37 bin ton glikoz ve 2.696 ton izoglikoz olmak üzere toplam 36.696 ton NBŞ ihracatı gerçekleşmiştir. NBŞ ihracatımız da 40 bin tona yakın gerçekleşmiş. Söz konusu şirketler tarafından...

ŞEKER KURUMU BAŞKANI DR. HÜSNÜ TEKİN - Kotasızlarda yani kotalılar da ihraç ediyor çünkü bu kotasızların ihracatı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kotasızlar... Kotalılara karışmıyoruz, kotalılara siz veriyorsunuz.

"Ancak söz konusu şirketler tarafından 2012-2013 pazarlama yılında kota kapsamında olmayan 104.146 ton nişasta üretimi gerçekleşmiştir." Yani toplam 104 bin ton üretim resmî olarak deklare edilmiş ama buna karşılık 231 bin tonluk bir kapasite var.

Şimdi -biraz evvel Turgay Bey de söyledi- hiçbirimiz burada bu kapasitenin atıl kaldığı inancında değiliz, yüzde 50'nin daha altında bir üretim var ve yüzde 50'nin üzerinde atıl duran bir kapasite var. Bu kapasitenin atıl kaldığı konusunda hiçbirimizin bir şüphesi yok. Atıl kalmıyor ve çalıştırıyor bunlar, ki biraz sonra Cargill temsilcisi de bunun çalıştırıldığını söyleyecektir mutlaka.

Şimdi bizim buradaki sıkıntımız bu izoglikoz. Burada rakamlar çok küçük görünüyor izoglikoz rakamları, izoglikoz...

ŞEKER KURUMU BAŞKANI DR. HÜSNÜ TEKİN - İzoglikoz üretmez kotasızlar yani genelde üretmez.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kotasızlar üretmiyor, glikoz üretiyorlar ama kotalılar izoglikoz ve bunun da yüzde 70'i, 80'i izoglikoz olarak üretiyor kotalılar değil mi? Bizim sıkıntımız burada.

Şimdi, buradan hareketle ancak bu problemi çözebiliriz yani ortak bir akıl üretebiliriz diye düşünüyorum. İzoglikozla ilgili ne yapılmalı? Bu sorunun cevabını bulmalıyız. Bu sorunun cevabını da Şeker Kurumunun vermesi lazım. Bir de bu fabrikaları debimetrelerle ya da oradan uzaktan gözleyerek bir çözüme ulaşılacağını düşünmüyorum. Çünkü niye söylüyorum ben bunu: Ben bir özel sektör çalışanıyım, yirmi üç sene özel bir firmada çalıştım. Biliyorum ki, o Sapanca boru hattından su bile çaldılar su maliyeti yüksek diye. Valilik bütün bacalarına kirlilik izleme şeyi koydu ama şeyden sonra...

BAŞKAN - Özel sektör ahlakımız bu diyorsun kısaca.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Türkiye'deki özel sektör de denetlenemediği için bunu söyleyelim yani ahlakımız demeyelim de bu, hepimizin ahlakı sonuçta, özel sektörde çalışan arkadaşlar da yurt dışından gelip de yabancı insanlar çalışmıyor, bir iki tane belki yabancı var uluslararası şirketlerde de, hepimiz bu toplumun insanlarıyız. Yani hepimizin ahlakı diyelim biz onları ayrı tutmayalım.

BAŞKAN - Evet.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Belki aynı şartlar bizde olduğu zaman biz de aynı şartlara uyuyoruz ve uyum gösteriyoruz çünkü karşıda yüzde 30'luk üniversiteyi bitirip işe giremeyen insan kitlesi de var, iş şartları da zor Türkiye'de. Öyle uluslararası bir firmada iş bulmak çok da önemli, hele müdür seviyesinde, yönetim kurulu seviyesinde ya da direktör seviyesinde iş olduğu zaman çok da iyi paralar kazanıyorsunuz. Onun için de, ne derse veya o maliyetleri düşürmek için ne gerekiyorsa bu bir şey de olsa... Bunu bir itiraf olarak da kabul edebilirsiniz.

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Öz eleştiri.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öz eleştiri de kabul edebilirsiniz. Şartlar ne olursa olsun bunu yerine getiriyor insanlar. Biliyor ki bu, ülkesi için zararlı, biliyor ki bu insan sağlığı için de zararlı ama o pozisyonunu, o yerini kaybetmemek için de birçok şeye göz yumuyor, denetlenemediği için göz yumuyor. Aslında denetlenebilse o yük onun sırtından kalkacak.

Şimdi bizim burada yapmamız gereken onu bunu suçlamadan -biz de suçluyoruz da genelde- yanlışlar var mı var, çok şey konuşabiliriz. Şimdi Şeker Kurumu olarak sizin önerileriniz nedir, ne yapılması gerekiyor, bu Parlamento nasıl bir yasama göreviyle bu işi çözer çünkü uzmanı sizsiniz. Eğer, bu işi başaramıyoruz diyorsanız biz bir komisyon kuralım alt komisyon gidelim bunun üzerine çalışalım, teknik insanlarla çalışalım ve öneri getirelim bunu da söyleyin yani açıkça.

BAŞKAN - Kesinlikle.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama bir realite var bu işi biz denetleyemiyoruz, bu işin ucu kaçmış. Hem şirketler istedikleri gibi üretim yapıyorlar hem denetlenemiyor hem de en büyük kabahat yani "Kaçak yollarla Türkiye'ye girer." mantığı çok yanlış bir mantık yani "Oradan hareketle biz bu kotaları artırıyoruz." falan demek çok yanlış bir mantık. Bunu böyle demeyelim, bu işi çözmek için çaba sarf edelim. Biz de yardımcı olalım size.

Teşekkür ederim.