İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Son konuşmayla ilgili olduğu için, kamu yararıyla başlıyorum sorularıma. Bu programda, kalkınma planında ÇED -çevresel etki değerlendirmesi- kavramı neden yer almıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Çünkü kentleşme var, hızlı kentleşme var, gerçi Anayasa'da madde 23 ve 57 açıkça planlı kentleşmeden bahsettiği hâlde, orada bile planlama yok. Oysa öte yandan madde 63/56 dikkate alındığı zaman kırsal, kentsel ve kültürel çevre bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Şimdi, bu açıdan Anayasa'mızda açık dayanağı bulunduğuna göre çevresel etki değerlendirmesi yer almıyorsa o zaman bu çevre korumasını, tarihsel, kültürel değerlerin korunmasını, Türkiye ülkesinin arazileri dâhil olmak üzere korunmasını nasıl sağlayacağız? Birinci sorum bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - İkinci sorum ise paragraf 738'de "Yürütmenin hukuka bağlılığı, nesnelliği, şeffaflığı ve hesap verebilirliği güçlendirecektir." deniyor. Yürütme Cumhurbaşkanı tarafından temsil edildiğine göre ve Cumhurbaşkanı da sorumsuz olduğuna göre, hesap verebilirlik mekanizması bulunmadığına göre, bu paragrafla acaba bir Anayasa değişikliği mi öngörülmektedir? Çünkü Anayasa değişikliği yapılmadan Cumhurbaşkanı hesap vermek durumunda değildir, tamamen sorumluluktan bağışıktır.

Bir diğer sorum, üçüncü sorum: Paragraf 748'de yer alan, "Yargıda hedef süre uygulaması vasıtasıyla sistemin şeffaflığı artırılacak ve makul sürede yargılanma hakkı..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Ama lütfen sorunuzu sorarsanız...

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ama sorunun dayanağını koymadan soru sorulmaz ki.

BAŞKAN - Lütfen buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - "Sistemin şeffaflığı artırılacak ve makul sürede yargılanma hakkı daha etkin korunacaktır." denmektedir. Şimdi bu hedef acaba yaklaşık 150 bin kişinin yargıya ulaşma hakkı bulunmayan ve Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu önünde dosyaları bulunan kişileri de kapsıyor mu, kapsaması gerekmiyor mu? Çünkü eğer onların önü açılamaz ise yargı mercilerine ulaşamadıklarına göre acaba böyle bir paragrafın bir anlamı var mı, kalıyor mu?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, bitireceğim.

BAŞKAN - Bakın, on dakika süremiz var, üç dakika verdim size.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sevgili Başkan, kötüye kullanmıyorum ben. Ama 3 kez kesildi.

BAŞKAN - Ama bakın, üç dakika süre verdim. Lütfen sorun, sorunuzu sorun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Böyle süre pazarlığı yapılmadı.

BAŞKAN - Hayır, hayır, on dakikadır soru-cevap bölümü.

Lütfen buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Soru 4: Geriye götürülmezlik ilkesi metinde, Kalkınma Planında yer aldığına göre, olumlu bir ilke, Türkiye bütününde millet bahçeleri öngörülüyor ve bu geriye götürülmezlik ilkesi gereği betonlaşmış ve esasen yeşillendirilmesi gereken alanların millet bahçelerine tahsis edilmesi gerekmiyor mu? Örneğin Validebağ gibi doğal sit alanı geriye götürülmezlik ilkesi gereği millet bahçesi yapmaya engel değil mi?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaboğlu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - 5'inci soruyu sordurmuyorsunuz. Peki, teşekkür ederim.