| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | On Birinci Kalkınma Planının (2019-2023) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/777) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .07.2019 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sağlık, biliyorsunuz ki sosyal devlet anlayışının olmazsa olmazlardan birisidir ve bütün bir topluma eşit şekilde, ulaşılabilir şekilde ulaşması lazım. Ulaşılabilir derken de bir, ekonomi açısından; iki, gerçekten de insanların gidiş, geliş ve ulaşımı açısından. Hatta son dönemde biz şehir hastaneleri dediğimizde çok popüler dile getirdiğimiz şey, aslında şehirden de çok uzaklar. Bir taraftan da giderek sağlık sektörü, sağlıkta dönüşüm adı altında son yıllarda giderek tümüyle bir işletme mantalitesine dönüştü. Performans sistemiyle beraber, aslında hem çalışanlar arasında hem de sağlık hizmetleri arasında bir taraftan düzenleme düşünülürken çalışma barışı bozuldu. Şöyle ki: Genellikle artık hasta, müşteri gibi görülmekte, hastaneler veya sağlık kurumları işletme olarak görülmekte. Gerek denetçiler gerek SGK gerekse birçok kişi artık "Hasta iyileşti mi, hasta korundu mu, hastayla ilgili ne yapılacak?" diye düşünmek yerine "Ne kadar gelirimiz var, ne kadar giderimiz var?" Denetlemeler bile buna dönüştü ve öyle bir hâle geldi ki bir taraftan suistimaller arttı, bir taraftan hastaneler gerekli malzemeleri alamaz duruma geldi ve SGK'ya bağlı üniversite hastaneleri şu anda eğitim verememekte, asistan yetiştirememekte.
Bütün bu çerçevede, işletme-tüketici mantalitesinde görülen düzenle beraber şimdi sağlık turizmi diyoruz. Niçin? Bu da daha çok işte yurt dışından insanlar gelecek; kaplıca dediğimiz, saç ekimi dediğimiz, güzellikle ilgili birçok düzenleme, hatta kimi tıbbi kısımlar düşünülmekte. Bu salonda da konuşmuştuk, Plan ve Bütçede de ve tekrar Sağlık Komisyonunda da konuşulmuştu. "APlus hastaneler" deniyor, "A tipi hekimler" deniyor. Kim bunlar? Hakkârili Berivan, Trabzonlu Dursun, Antalyalı Ahmet, Yozgatlı Ali buraya uluşabilecek mi, Sinoplu ulaşabilecek mi? Yani parası olan, ta yurt dışından gelecek hizmetten yararlanacak, parasını verecek; parası olmayan kendi vatandaşımız gariban şekilde kalacak. Kanser olan gelip burada dört ay sıra bekleyecek, parasını veren sağlık turisti gelip hemen yararlanabilecek. Şimdi, bunu biz daha önce de tartıştık. Bu, birinci boyutu.
İkincisi, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, şöyle bir şey de söyleyeyim: Acenteler kurulacak. Türkiye'de sağlık kurumunun reklam vermesi yasaktır. Ben Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyeliği yapmıştım. Az önce arkadaşlarımız da söyledi, rekabet... Reklam vermek yasak. Şimdi, bu acenteler reklam verecek. Bir taraftan, biz biliyoruz ki halk arasındaki, tırnak içindeki deyimle, simsarlık sağlıkta en tehlikeli iştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Çünkü simsarlık bulaştığı zaman her şey kirleniyor. Biz burada, reklamla beraber resmen acentelere simsarlık vereceğiz ve bir taraftan da ülke içinde; Antalya'dan Trabzon'a, Edirne'den Hakkâri'ye kadar insanlar reklamda gördüğünde "Ben niye gidemiyorum, niye başkaları gidiyor, para verdim diye yararlanıyor?" Biz normalde en çok kendi ülkemizde eşit, ulaşılabilir sağlık hizmeti verirsek bunun düzenlenmesi lazım. Ha, diyebilir ki: "Paraya ihtiyaç var." O zaman bunu "sağlık" kavramı altından çıkaralım, "turizm" başlığı altına koyalım. Ama sağlığın altına koyarsak, bu kurumun altına koyarsak zaten sağlık denince akla giderek para geliyor, tümüyle bunu onaylamış oluyoruz. "Turizm" başlığı altında başka bir şekilde düzenlenebilir.
Teşekkür ediyorum.