| Komisyon Adı | : | (10 / 184, 185, 281, 403, 585, 604, 734, 914, 915, 917, 920, 921) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Barosu Sağlık Hukuku Kurulu temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .07.2019 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Özellikle Ankara Barosuna biz teşekkür ederiz. Yani bir sivil toplum örgütü olarak bu konuya gerçekten de hassasiyet göstermeniz ve bu konuyla bu kadar ilgilenmeniz doğrusu bizi çok sevindirdi. Bizlerin de bir sivil toplum örgütünden beklediğimiz bu normalde ve hem Berna Hanım'a hem de Yağmur Hanım'a gerçekten de çok teşekkür ederim, hem de konuya çok hâkim olmuşsunuz bu konuda.
Tabii, ben de bir hekimim, biz hekimler genellikle avukatlardan biraz daha çekiniriz. Ve, işte, hekimliğe 1989 yılında başladık, o dönemlerde tabii ki bu "malpractice" ilgili yasalar yoktu ve avukatlar bu işin bilincinde değildi, hasta bilincinde değildi ama biz hekimler hastanın haklarını korumak için yani hiç yazılı bir sözleşme dahi olmasa da elimizde en gerekli hassasiyeti gösteriyorduk ama riskli olan şeyleri de yapıyorduk. Tabii ki bu "malpractice" yasası çıktıktan sonra, önceden çok imkânsızlıklar dâhilinde çok fazla iş yapmaya çalışıyorduk çünkü bunun karşılığında, diyelim ki hasta zarar da görebiliyordu. Biz istemeyiz ama bunun karşısında hekim zor durumda kalmıyordu. Bu "malpractice"le beraber hekimler gerçekten de çok çekinir oldu işlem yapmaktan, bu realite. Tabii ki bu yasalara uymak zorundayız biz, hastanın haklarını onlara bildirmek zorundayız. Bunlar gerçekten de güzel şeyler
Diğer taraftan da -Berna Hanımın dile getirdiği- Anayasa'nın 17'nci maddesindeki sağlık ve yaşam hakkı gerçekten çok önemli. Geçmiş yıllara baktığımızda Türkiye'de çok büyük şeyler değişti. Eskiden insanların hepsinin sosyal güvencesi yoktu ve ben biliyorum ki babaların sosyal güvencesi olmadığı için çocuklarını hastaneye götüremediği veya hastanede rehin kaldığı veya hastaneye, doktora götürse bile ilacını alamadığı günleri biz hep beraber yaşadık. Bugün, elhamdüllillah, tüm çocuklarımızın, hele hele 18 yaş altındaki çocukların babasının SGK'sinin yani sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın sosyal güvenlik şemsiyesi altında toplanmasıyla gerçekten de biz sosyal devlet olmak adına ve vatandaşımıza değer verme anlamında çok önemli mesafeler katettik.
Diğer taraftan şu da çok önemli: Bugün, Türkiye Cumhuriyeti devleti sadece kendi vatandaşlarının değil, aynı zamanda, yurt dışından gelip de burada hastalanan veya kaza geçiren vatandaşların da sosyal güvenliğini sağlamakta. Biz yurt dışında bir devlete çıktığımız zaman en çok neden korkarız? "Sağlık alanında başımıza bize bir şey gelirse acaba orada bize iyi bakarlar mı veya baktırabilir miyiz kendimizi?" diye genellikle bundan endişe ederiz ama bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti gerçekten de hem burada yaşayan vatandaşlarımız için hem de yurt dışından buraya ziyarete gelen veya göçmen olarak gelen vatandaşlarımız için de elindeki imkânlara göre son derece iyi hizmetlerin verildiği sosyal devlet olma adına da çok önemli hizmetlerin verildiği bir devlettir.
Burada, ben başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere -bugün ve bizden önceki hükûmetlerde de büyük çabalar sarf edildi, buraya tamamen hızlı bir şekilde gelmedik ama son dönemde çok büyük değişim, dönüşümler oldu- emeği geçen herkese, tüm sağlık bakanlarımıza da -yanımızda Sağlık Bakanımız da var- canıgönülden teşekkür ederim. Tabii, sizlerin de bu konuda vatandaşı özellikle bilinçlendirmeniz, bilgilendirmeniz... Yani, avukatlar olarak sadece korkulacak değil, aynı zamanda bilgilendiren kimseler olarak bu yüzünüzü de bize ve vatandaşlara göstermeniz bizi çok memnun etti.
Ben teşekkür ederim, çalışmalarınızda başarılar dilerim.