YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkanım, burada uzlaşma talebiyle ilgili itiraz başvurusu yapanla itiraz başvurusu yapmayana aynı tebligat süresi, on beş günlük süre tanınmış. Dolayısıyla ikisinin birbirinden bir farkı olması lazım. Yani bir farklılık olması gerekmiyor mu? Hem itiraz başvurusu yapana da on beş gün süre verilmiş, itiraz başvurusu yapmayana da on beş gün süre verilmiş. O zaman bir eşitlik...

BAŞKAN - Bir açıklar mısınız arkadaşlar, açıklayacak kim var bunu?

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Şöyle diyeyim size: 16'ncı maddenin (c) fıkrasını okuduktan sonra uzlaşma talebi henüz itiraz başvurusu yapılmamış veya itiraz edilmiş olmakla birlikte itirazı henüz sonuçlandırılmamış... Yani itiraz başvurusu yapmayana da itiraz edip de itiraz edip de itirazı sonuçlanmayana da on beş gün süre tanıyorsunuz.

TİCARET BAKAN YARDIMCISI GONCA YILMAZ BATUR - Yani itiraz etmemiş adamla "İtiraz ettim ama sonuçlanmadı." adamı on beş günde zaten kararını değiştirdi. Şöyle durumlar yaşayabiliyoruz...

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - İtiraz sonuçlandıktan sonra bu on beş gün tebligat geçerli olsa daha uygun değil mi?

BAŞKAN - İtiraz sonuçlanırsa olmaz zaten, uzlaşma olmaz o zaman.

TİCARET BAKAN YARDIMCISI GONCA YILMAZ BATUR - Uzlaşma bitiyor yani itiraz sonuçlanmadan uzlaşılamayacağı ya da cezanın miktarı...

BAŞKAN - Yasin Bey, uzlaşmanın önemi zaten iş bitmeden anlaşabilmek. Uzlaşma olmaz o zaman, anlaşma olur. Anlaşmaya tekrar uzlaşma çıkar.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Fuat Abi, senin de bu konuda bir görüşün vardı galiba.