| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2215) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .10.2019 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sevgili Başkanım.
Arkadaşlar, bir kanunu düzenlerken onu üst kurumlarıyla beraber değerlendirerek düzenlemek gerekir. Şimdi, tamam, OHAL mağdurlarına dönelim, pasaportlarını iade edelim ama ipin ucu elimizde olsun çünkü bu bir şekilde OHAL'de paçayı kaptırdı... Adam zaten mağdur, adam zaten bir şekilde aklanmış, bihakkın aklanmış, çıkmış; mağduriyetin üzerine bir başka mağduriyet daha yaşatmaya ne hakkımız var bizim?
Şimdi, buna baktığımızda Anayasa'nın 2'nci maddesi, hukuk devleti ilkesine aykırı. Anayasa'nın 9'uncu maddesi, yargı yetkisinin kullanılmasıyla alakalı alana dahlediyorsunuz. Yargıyla aklanmış bir insanı idarenin eline tekrar terk ediyorsunuz; yok kolluk bunu takip edecek, İçişleri Bakanlığının izni olacak, "verilebilir" vesair gibi ifadelerle. Anayasa'nın 10'uncu maddesi, kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı bir şey yapıyorsunuz. İnsanları felsefi ve siyasi düşünceleri nedeniyle bir şekilde ayırmış oluyorsunuz, pasaportunu iade etmek ve hiçbir koşula maruz bırakmaksızın iade etmek yerine. Aynı şekilde, Anayasa'nın 12'nci maddesi, temel haklara yönelik olarak bir saldırı söz konusu oluyor burada. Seyahat özgürlüğü temel hakların içerisinde. Pasaportunu bu şekilde değerlendirdiğinizde seyahat özgürlüğü alanına dahletmiş oluyorsunuz. 13'üncü madde, sınırlandırmanın koşullarına uymayan bir sınırlandırma yapıyorsunuz. Az önce söyledim, seyahat özgürlüğüne dahlediyorsunuz, 23'üncü maddeye aykırı bir iş yapıyorsunuz. Nihayetinde Anayasa'nın 138 son hükmüne aykırı davranıyorsunuz. Yani ortada bir yargı kararı var, yargı kararıyla aklanmış bir insan var, bu aklanmaya rağmen mahallenin bekçisine onu teslim ediyorsunuz.
Anayasa'nın 138'e son hükmü "Yargı kararları bağlayıcıdır." diyor. Bağlayıcıysa bunun eski hâle getirilmesi gerekmiyor mu? Bırakın eski hâle getirmeyi, OHAL mağdurlarıyla ilgili düşünmemiz gereken başka şeyler olmalı. OHAL mağdurları aklanmışsa, bizim kanaatimizce, onları eski hâle getirirken daha imtina edilecek alanlara iyi bakmak, itina gösterilecek alanlarla ilgilenmek gerekiyor. Ne yapmak gerekiyor? Geriye dönük olarak bütün haklarını teslim etmek gerekiyor. Hatta o yargıladığınız, o boş gezdirdiğiniz, KHK'yle işinden ettiğiniz süre içerisinde onların özlük haklarındaki tüm değişiklikleri kendilerine teslim etmek gerekiyor, o süreyi emeklilikte geçen süreden saymak gerekiyor, o süreyi oluşacak kıdemlerinde esas almak gerekiyor. Bunları telafi etmek gerekirken böyle garip garip uygulamaları önümüze getirmenizi ben anlayamıyorum. Böyle bir şey olur mu? Pasaportunu vereceksiniz, bitecek. Bizim kadar tertemiz insanlar bunlar. Üstelik biz yargı önüne çıkıp henüz aklanmamışız, belki önümüze bu ihtimallerin çıkma ihtimali vardır. Yargı önüne çıkmış, aklanmış ya da hiçbir şey bulunmamış bir adama diyorsunuz ki: "Hayır kardeşim, ben seni mahallenin bekçisine teslim edeyim. Haa, o yetmedi, orada ne olduğu belli olmayan bir soruşturma, gizli bir soruşturma yapayım, sonra da bir takdir yetkisi yürütme olarak elimin altına alayım." Bunların hiçbiri hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmıyor, bunlar bizi otoriter devlet görüntüsüne sokuyor. Buralardan kurtulmamız gerekiyor. Bu arkadaşlarımızla ilgili kamuoyunda kullanılan ifade şudur: "Yaşayan ölüler." Yaşayan ölüye çevirdik biz onları; sosyal güvenlikten faydalanamıyor, hiçbir yerde çalışamıyor, istese şu Meclisin kapısından içeri bile giremiyor kapıda "KHK'li" yazdığı zaman, birçoğu yargı önüne bile çıkamadı hâlâ. Onlarla ilgili yeni düzenlemeler yapıp onları bu ızdıraptan kurtarmamız gerekirken böyle bir madde hükmüyle beraber hâlâ pasaportun idarenin tasarrufuna bırakılmasını çok akli bulmuyorum yani hukukiden öte akli bulmuyorum. O yüzden o kısmın çıkarılarak pasaportlarının verilmesi yönünde bir önergemiz var. Ona uygun olarak davranılmasını arzu ediyoruz. Artı, önümüzdeki dönem -bu dönem getirmediniz, işte "reform" bunlara denilebilirdi- 7145 sayılı Yasa'yla -hâlâ bu yasanın yürürlükte olması bir defa abesle iştigaldir, OHAL'in devamı niteliğinde bir yasadır- haklarına halel gelmiş herkesin haklarını iade etmemiz gerekirken böyle bu işlerle uğraşmamızı çok doğru bulmuyorum.
Çok teşekkür ediyorum.