KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler.

Ben 3 nokta üzerinde duracağım ama bir öneri: Keşke daha çok meslektaşı çağırsaydınız, davet etseydiniz. Yani burada 2 hukuk fakültesi dekanının konuşmasının ne kadar kıymetli olduğunu saptadık. Keşke en az 12 olsaydı, taşra üniversitelerinden de çağırsaydınız. Biraz da hukuk fakültelerinin durumu hakkında bilgi almış olurduk çünkü ben kitap fuarlarına gittiğimde ve bana değişik kentlerde kitap imzalatmaya gelen öğrencilere "Anayasa hocanız kim?" dediğimde bir ad söylüyorlar, ilk kez duyuyorum; tıpkı İtalya'da, Almanya'da, Fransa'da Anayasa Mahkemesi üyesi atandığı zaman onun adını biliyorum, Ankara'da atanan Anayasa Mahkemesi üyesinin adını ilk kez duyuyor olmam gibi.

Bu bakımdan, nitelik konusu üzerinde çok durdu değerli 2 dekan ve meslektaşım. Şimdi, hukuk fakültesinde nitelik sorunu ve Türkiye'de metropoller ve metropol dışı hukuk fakülteleri üzerinde durmadığımız sürece bu sınavlarla biz Anadolu çocuklarını daha baştan elemenin dışında bir iş yapmayız. Şimdi, bunu kabul edelim yani burada büyük bir fırsat ve olanak eşitsizliği var. Bu nedenle, hukuk fakültesi eğitim öğretiminde, tabii, önce öğretim üyelerinin değerini bilmemiz gerekir -niteliğini- ki nitelikli öğrenci yetiştirebilelim. Bu çok önemli ama burada "öğretim üyelerinin niteliği" dediğimiz zaman gözümüzü kapatıyoruz ve sanki öğrenciler kendi başlarına yetişiyorlarmış gibi kendimizi bir aldatmacayla bu sürece sokuyoruz. Şimdi, bu çok önemli bir konu, birincisi bu.

İkincisi: Belirtildiği gibi, burada sınavın yapılma tarzı yönetmeliğe bırakılıyor, hangi derslerden sorumlu tutulacakları kanunda belirtiliyor. Bu, kanun tekniğine aykırı tabii. Yani burada önemli olan, sınavı yapma tarzı. Yoksa sınavı yapma tarzında jüriyi siz sağlam, sağlıklı oluşturursanız o jüri, belirtildiği gibi, Roma hukukundan mı soracak, uzay hukukundan mı soracak, çağın gereklerine göre zaten belirleyecek. Bu bakımdan ya bence dersleri tutacaksak mutlaka jüriyi belirleme tarzını burada yasaya koyalım; hayır, eğer bunu yönetmeliğe şey yapıyorsak yönetmeliğin asgari koşullarını belirleyelim ve o şekilde her ikisini yönetmeliğe bırakalım. Şimdi, bu açıdan tabii ki bu maddelerin, özellikle sondan üçüncü ve ikinci fıkrasının yeniden yazılması gereği konusunda zannediyorum görüş birliğine sahibiz.

Bir üçüncü nokta ise Sayın Başkan -her ne kadar ilk imzacı yoksa da teklif sahibi ikinci imzacı burada- hatırlarsanız 7165 sayılı Yasa'yı -Muharrem Bey, siz de vardınız, dekan- bu, yargı mesleğine giriş sınav taban puanının 70'e çıkarılması. Yani 7165 sayılı Yasa, şubat ayında, ortasında bunu tartışmıştık ve orada, hatırlayacağınız üzere, 70 puan konusunda bir görüş ayrılığı olmadı fakat esasen tartıştığımız konu, bir: Jürilerin oluşum tarzı. Yani burada sondan ikinci fıkrada olduğu üzere, mesela hukuk fakültesini bitiriyor öğrenci ama hukuk fakültesi öğretim üyelerini tamamen dışlayan bir jüri sistemine kişi olarak ben ve parti olarak biz karşı çıkmıştık "Jüriler daha objektif biçimde oluşsun." demiştik. Ama çok daha önemlisi "Test sınavından sonra mülakat olmasın ama mülakat olursa mutlaka kamera kaydı altında olsun, saydam şekilde olsun." demiştik ama bizim önerimiz kabul görmedi.

Şimdi, burada acaba bu teklif metnini yazanlar 7165 sayılı Yasa'nın, 20 Şubat günü kabul ettiğimiz yasanın ilgili maddelerini okudular mı? Çünkü burada şöyle bir durumla karşı karşıya geliyoruz. Maddenin yazımından anladığım kadarıyla, hâkimlik sınavına girebilmek için Hukuk Mesleğine Giriş Sınavı'na girmek lazım. Hukuk Mesleğine Giriş Sınavı'ndan başarıyla geçen hâkimlik sınavına giriyor. Hâkimlik sınavını başaran sözlü sınava giriyor. Şeye girmiyorum, Adalet Akademisinde stajdan sonra gireceği yazılı ve sözlü sınava geçmiyorum fakat şöyle bir durum var bu tablo karşısında: Varsayalım ki Hukuk Mesleğine Giriş Sınavı'ndan 100 aldı öğrenci, hâkimlik sınavına girdi, ondan da 100 aldı ama mülakatta elendi. Şimdi, beyler, bayanlar, baylar; bunları düşünmek durumdayız. Yani burada yasa yapıyoruz, dolayısıyla bütün bu olumlu ve olumsuz adımları düşünmek durumundayız. Şimdi, biz mademki bunu koyduk, o zaman 7165 sayılı Yasa'nın ilgili maddeleri ile bu maddeyi birlikte okumamız ve bu maddeyi o şekilde, onun akabinde yeniden redakte etmemiz gerekir. Bunu yapmaz isek yarın bir gün bunlar, bunun doğurduğu olumsuz sonuçlar hâliyle şimdi "nitelikli eğitim" dediğimiz ve nitelikli meslek mensubu yetiştirmeye yönelik burada konuşmalar yaptığımız bu metin ters sonuçlar doğurur. Bu itibarla mesela siz yargıçlık sınavında şimdi ilk 2 sınav koyduğunuza göre, 3'üncü sınav olarak mülakat üzerinde ısrar ediyor musunuz hâlâ? Peki, mülakat olduğuna göre hâkimlik stajından sonra yine yazılı ve sözlü sınavda ısrar ediyor musunuz? Acaba biz bunlarla...

BAŞKAN - Hocam, bu maddeyi geçelim, onları da bundan sonraki maddelerde söyle.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, son cümlem, lütfen...

Bunlarla acaba biz gerçekten niteliğe mi koşuyoruz, yoksa biraz hani "sınav sınav" diye niteliğe koşar gibi mi yapıyoruz? Lütfen bunu değerlendirelim.

Teşekkür ederim.