KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, evet, bu yürürlük maddesi konusunda popülizmi bir kenara bırakmak gerekiyor. Burada bütün siyasi partilerin popülizmi bir kenara bırakması gerekiyor çünkü bir önceki maddeyi görüşürken daha önce sınav getirilmesi ve getirilmemesi konusunda popülizmin faturasını ağır ödediğimizi gördük. Yani arkadaşlarımız "Oy birliğiyle, oy çokluğuyla reddedildi." dedi. Bunların bir önemi yok. Öyle ya da böyle. Kimsenin ısrarcı olmadığı ve bu milletin millî servetinin popülizme heba edildiği bir tabloyu burada ibretle izledik. Arkadaşımız da Komisyonda bize izah etti şöyle oldu, böyle oldu diye.

Şimdi, 80 baro, imzalı bir çalışma yaptı. Eğer bu yasaları yaparken meslek kuruluşlarının görüşlerine birazcık önem verilecekse bu baro başkanları bu imzayı atarken bildikleri bir şey vardır. Hocalarımız geldi, dediler ki: "Bu sınavın uygulanması kaliteyi artıracak, rekabeti artıracak, hukuk fakültelerinin belki de rastgele açılmasını da azaltacak." Çünkü paraya dayalı eğitimin bir şekilde önü kesilecek. Sadece parayı yatırıp çocuğunuzu oraya vermeniz yetmeyecek, çocuğunuzun bu sınavlarda başarılı olması gerekecek.

Şimdi bunu geciktirmenin anlamını bize izah etmeniz lazım. Burada bu konuyla alakalı bir fikir birliğinin oluşması lazım. Popülizm yapıp dışarıya yönelik olarak o parti buraya teklif getirdi, bu getirmedi... En büyük parti Adalet ve Kalkınma Partisi. Getirdiği anda buradan geçirir, kimseden bir beklentisi olmaması lazım. Getirdiği anda bu Komisyondan geçirir. Eğer popülizm yapacaksak buyurun yapın, çok fazla bir şey söylemeyeceğim. Ama tekrar ediyorum: Bu milletin millî serveti zayiata uğratılamaz. Eğitim en büyük millî servetimizdir. Zaten KHK'lerle eğitilmiş insanlarımızı yeterince öğüttük. Bu saatten sonra kaliteli kadrolar yaratmak konusunda çok daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor.

Şimdi çağrı yapıyorum Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna ve çoğu zaman da Milliyetçi Hareket Partisi buna eklenerek geliyor: Eğer sınavın uygulanması tarihiyle ilgili koyduğunuz tarihin hukuki bir açıklaması varsa... Hukuki açıklama da şöyle olmalı: Bir kazanılmış hak tarifi hangi hukukçu burada yapacaksa ben bekliyorum. Bir kazanılmış hak yoktur. Hukuk fakültesine girdiğiniz anda sadece hukukçu olarak çıkarsınız, daha önce burada konuştuk. Bu kariyer mesleklerin hiçbiri hukuk fakültesinde size vaat edilmez. Çıkarsınız, stajınızı tamamlarsınız, yeterliliğinizi tamamlarsınız, gerekirse bu sınavlardan geçersiniz.

İkincisi, idare hukuku açısından ve diğer açılardan hukuk fakültesine girdiğiniz andaki yasalar anlamında hukuki güvence altında değilsiniz. Nasıl ki hâkimlerle ilgili, sınavla ilgili değişikliği yaptığınız anda uygulayabiliyorsanız, birinci sınıf, ikinci sınıf, dördüncü sınıf, onuncu sınıf bakmaksızın, şimdi burada yaptığınız gibi akademiyi lağvedip yenisini kurup yeni şeyler yapabiliyorsanız, hukuk fakültesinden mezun olan her öğrencinin kariyer mesleği açısından da aynı şeyleri ani olarak yapabilme yetkisi vardır Türkiye Büyük Millet Meclisinin.

Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna çağrıda bulunuyorum: Bu sınavla ilgili tarih konusunda hemen uygulanmasında ısrarcı olmamalarına bizi ikna etsinler burada ya da ısrarcı değilseler, bir kenara bırakabileceksek, buradaki beş grup bir arada bunu yapabiliriz. Çünkü bu bir millî servettir. Millî servet zayiatına hiç kimse göz yumamaz.

Çok teşekkür ediyorum.